Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu görüşmeleri, 140'tan fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla ABD'nin New York kentinde başladı.
Trump gecikti
Sırasıyla Brezilya, ABD, Ekvador ve Türkiye devlet başkanlarının kürsüye çıkması bekleniyordu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump geç kalınca, Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno Garcés ondan önce konuşmaya başladı.
ABD Başkanı Trump, konuşmasının başında “2 yıldaki yönetimim neredeyse ABD'deki tüm yönetimlerden daha fazla başarı sağlamıştır” diyerek alkış bekledi. Ancak bu alkış gelmeyince gülümseyerek "Beklediğim reaksiyon bu değildi" dedi.
İşte Trump'ın sözlerinden satır başları:
Bir yıl önce sizin önünüze yine çıkmıştım, size hitap etmiştim. Dünyamızın karşı karşıya olduğu tehditleri söylemiş ve daha parlak bir gelecek için, insanlık için neler yapabileceğimizden söz etmiştim. Bugün yine buradayım BM Genel Meclisi'nde ve aldığımız yolu sizlere anlatmak isterim.
Benim yönetimim bizim tarihimizdeki çoğu yönetimin çok daha ötesine gitti. Gülmenizi beklemiyordum ama teşekkürler yine de. Amerikan ekonomisi şu anda adeta bir patlama yakaladı ben seçildiğimden beri, 10 trilyon dolarlık bir birikim yakaladık. Borsamız her zamankinden iyi durumda. Ve borcumuz neredeyse yarı yarıya düştü. Asyalı Amerikalılar, pek çok etnik kökende ülkemizde yaşayan Amerikalılar için işsizlik hiç olmadığı kadar düşük durumda. En büyük reformları, vergi indirimlerini biz yaptık. Büyük bir duvar örmeye başladık.
ABD daha iyi bir yer olacak, daha güvenli bir yer olacak. Son iki yıl içinde bunu gerçekleştirdim. Amerika için Amerika’nın halkı için adım atıyoruz. Ama aynı zamanda dünya için de adımlar atıyoruz. Bu bizim vatandaşlarımız için iyi bir haber; şuna inanıyoruz. Uluslar kendi komşu ülkelerinin haklarına saygı duyarsa ve her ulus kendi halklarının haklarını savunursa dünya daha iyi bir yer olacak. Her birimiz çok seçkin bir kültürün bizleri bir araya getirdiği bir çatının altındayız. Bizleri birleştiren değerleri burada hep beraber kutluyoruz. İşte bu yüzden Amerika her zaman işbirliği ve bağımsızlığı ön planda tuttu. Hiçbir zaman dünyayı domine etmeye çalışmadı. Ben burada bütün uluslararası haklarına saygı gösterilmesine inanıyorum. Amerika sizlere neye ibadet edeceğinizi, nasıl davranacağınızı söylemez asla. Biz barış için çalışıyoruz. Amerika’yı dünyanın her yerinde temsil ettim ve dostane ilişkiler geliştirmek için gelimden geleni yaptım.
Kuzey Kore ile bir diyalog kurduk. Bu büyük bir adım barış için. Haziran’da Kuzey Kore lideriyle yüz yüze konuştum. Çok verimli bir görüşme gerçekleştirdik burada ve her iki ülkenin çıkarları için de nükleer silahlardan arınmaya karar verdik. Bu görüşmeden beri pek çok umut veren gelişme oldu. Artık füzeler, roketler havada uçuşmuyor. Nükleer testler deneyler sona erdi. Ve hatta bazı nükleer tesisler şimdiden kapatıldı. Bizim orada tutulan esirlerimiz salıverildi ve bizim atalarımızın savaşta orada kalan naaşları bize geri gönderildi. Sayın kim jong un’a teşekkür etmek istiyorum. Ancak hala yapılması gereken çok şey var. Yaptırımlar geçerli olacak.
Tarihi bir değişim bizi bekliyor. Körfez ülkeleri yeni bir adım attı terörle savaşmak için. Yine bizim zamanımızda gerçekleştirildi bunlar. Ve artık terör örgütleriyle aşırı gruplarla mücadele etmek için bu ülkeler de bizim mücadelemize dahil oldu. BAE Katar ve Suudi Arabistan milyarlarca dolar harcadı Yemen ve Suriye halklarını korumak için. Ve Yemen’deki korkunç iç savaşı durdurmak için ellerinden geleni yaptılar ve yapıyorlar.
Sonunda herkes kendi geleceğini belirler. Bütün uluslar kendi kaderlerini tayin eder. Ancak biz burada körfez ülkelerinin oluşturduğu koalisyonla beraber çalışarak daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Böylece Ortadoğu’daki ülkeler ilerleyebilsinler ve güvenli biçimde yaşayabilsinler diye. ABD ordusu ve bizim kurduğumuz ortaklıklar sayesinde şunu söylemekten gurur duyuyorum. DEAŞ olarak bildiğimiz eli kanlı katiller bir zamanlar Irak ve Suriye’de sahip oldukları bütün bölgelerden temizlendi. Ve onlara yapılan bütün destekler sona erdi.
Suriye’de devam eden trajedi bizi çok üzüyor. Keder içindeyiz bu yüzden. Ve buradaki askeri ihtilafta gerilimi azaltmak istiyoruz. Bu sene BM’nin burada barış sürecini yönetmesini istiyoruz. Herkesi buna davet ediyoruz. Ancak burada kimyasal silahlar kullanılırsa Esad rejimi tarafından, Ürdün ve bunun gibi mültecilere ev sahipliği yapan pek çok ülkeyi insanları korumaya davet ediyorum. Ürdün’de gerçekten merhamet örneği gördük. orada mültecileri nasıl ağırladıklarını gördük. ve Suriye’nin yeniden inşası için yaklaşımlarını herkese örnek göstermek istiyorum.
Guterres: Öfke yağıyor!
BM'nin Genel Kurulu için liderler peş peşe salona geldi ve kürsüye çıkan ilk isim, Genel Sekreter Antonio Guterres oldu.
Vefat eden selefi Kofi Annan için yapılan saygı duruşunun ardından kürsüde konuşan Guterres, "Suriye'de Yemen'de savaşlara son veremeyişimize öfke yağıyor. Arakanlılar sefalet içinde sürgünde ve adalet istiyor" ifadelerini kullandı. Dünya liderlerine en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde uluslararası işbirliği ve BM'de reform çağrısı yaptı.
Guterres, insanların siyasi kurumlara olan inancını kaybettiğine, kutuplaşma ve popülizmin arttığına dikkati çekti.
Küresel yönetime olan güvenin kırılganlığına işaret ederek, 21. yüzyılın sorunlarının 20. yüzyılın kurum ve zihniyetini geride bıraktığını belirten Guterres, ''Bugün, dünya düzeni oldukça kaotik. Güç ilişkileri karışık. Evrensel değerler aşınıyor. Demokratik ilkeler kuşatma altında. Hukukun üstünlüğü zayıflıyor. Suçlar cezasız kalıyor. Liderler ve devletler içeride ve uluslararası arenada sınırları zorlarken bir dizi paradoksla karşı karşıyayız. Çok uluslu sistem en fazla ihtiyaç duyulduğu bir dönemde tehlike altında'' dedi.
Stratejik iş birliği vurgusu
Guterres, çok kutuplu bir dünyaya doğru gidildiğini ancak çok kutupluluğun kendi içinde barışı garanti etmeyeceğini ya da küresel sorunları çözmeyeceğini belirterek, ''Güç dengesindeki kaymalar, çatışma riskini artırabilir" diye konuştu.
Geçen yıl Genel Kurul'da yaptığı konuşmada bazı sorunlara dikkat çektiğini hatırlatan Guterres, "Bir yıl geçti ve sorunlar ne yazık ki hala çözümsüz. Suriye'de, Yemen'de ve başka yerlerde savaşlara son veremeyişimize öfke yağıyor. Arakanlılar sefalet içinde sürgünde, güvenlik ve adalet istiyor. Filistinliler ve İsrailliler sonsuz bir çatışmanın içinde iki devletli çözümden her geçen gün uzaklaşıyorlar. Terör tehdidi artıyor. Nükleer tehlike geçmedi. Tüm yasaklara rağmen kimyasal silahlar acımasızca kullanılıyor. Ticaret üzerinden gerilimler artıyor. Göçmenler ve mülteciler ayrımcılığa maruz kalmaya devam ediyor. İklim değişikliği bizden daha hızlı ilerliyor ve imdat çığlığı çağrıları geliyor" ifadelerini kullandı.
Guterres, küresel refah ve ulusların güvenliği için küresel ısınmanın iki derece ile sınırlandırılması gerektiğini belirterek iklim değişikliğinin her şeye zarar vereceği ve geleceğin tehlike altında olduğu uyarısı yaptı.
Genel Sekreter, gelecek yıl eylül ayında iklim zirvesi düzenleyeceğini söyledi.
Stratejik iş birliğine dayalı liderlikle savaşların önlenebileceği ve dünyanın daha güvenli bir yola yönlendirilebileceği mesajı veren Guterres, dünya liderlerine en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde uluslararası iş birliği ve BM'de reform çağrısı yaptı.
Erdoğan, Çavuşoğlu ve Albayrak ile birlikte
Bu yılki teması "Birleşmiş Milletler’i Tüm İnsanlarla İlgili Kılmak: Barışçıl, Adil ve Sürdürülebilir Toplumlar için Küresel Liderlik ve Ortak Sorumluluklar'' olarak belirlenen BM 73. Genel Kurulu görüşmelerinde Türkiye'yi temsil eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da salondaki yerini aldı. Erdoğan'ın yanında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Hazine Bakanı Berat Albayrak bulunuyor.