Koç Holding Başkanvekili ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, ekonomi gündemiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ekonomide yaşanan inişe rağmen krizden söz edilemeyeceğini belirten Ali Koç, "Tünelin ucunda ışık var" dedi. Ali Koç'un açıklamaları Hürriyet'te Jale Özgentürk'ün haberinde yer aldı. İşte o haber:
Hannover’de dünya ticari araç üreticilerinin heyecanla beklediği “Uluslararası Ticari Araç ve Yan Sanayileri Fuarı’nın bu yıl ki konukları arasında Koç Grubu’nun Şeref Başkanı Rahmi Koç ve Koç Holding Başkanvekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç vardı. Koç Grubu’nun üst düzey temsilinin nedeni ise grubun yeni ihracat silahı olarak yorumladığı çekicisi F Max’in “Yılın en iyi kamyonu” seçilmesi nedeniyle düzenlenen ödül töreniydi.
Fenerbahçe Başkanı olduktan sonra ekonomi konusunda çok fazla görüş açıklamayan Ali Koç’a son gelişmeleri de sorma fırsatımız oldu. Gazetecilerin bu konudaki sorusuna önce “Ben Fenerbahçe ekonomisiyle yatıp kalkıyorum. Bizim işletme sermaye ihtiyacımız da dövizin artışıyla milyonlarca dolar arttı” esprisiyle yanıt veren Koç, sonrasında ise ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Koç’a göre yaşanan sorunlar sadece Türkiye’ye özgü değil. Türkiye’nin de nisan ayından itibaren etkilenmeye başladığını belirten Koç, şu yorumu yaptı: “Bu dönemde hem gelişmekte olan ülkelerle ilgili risk iştahı azaldı hem de Türkiye’ye has durumlar ortaya çıktı. Seçim ortamının olması, başta Suriye olmak üzere yakın coğrafyamızdaki jeopolitik konular, Türkiye ile ilgili risk algısını bir nebze daha fazla artırdı.”
MERKEZ REFLEKSTE GECİKTİ
Buna rağmen yılın ilk yarısında büyüme oranlarının hatırı sayılır seviyede olduğuna işaret eden Koç, şunları söyledi: “Bence gerek Merkez Bankası, gerek ekonomi yönetimi olsun nisandan sonra beklenen tepki ve refleksleri veremedi veya vermekte bir nebze geç kaldı. Temmuz ve ağustosta kurların yükselmesiyle endişelerimiz normale göre çok arttı. Kurlar, enflasyonu da etkiledi. ancak Türkiye’de şu anda ekonomik kriz var diyecek bir durum olmayabilir. Geldiğimiz noktada, Türk özel sektörünün içinde bulunduğu borç yapılanması açısından, bunun ne kadarı döviz ne kadarı TL, ne kadarı uzun ne kadarı kısa vadeli diye baktığımızda endişelenmemek mümkün değil. Kamu borçlanması açısından iyi konumdayız. Her şeye rağmen bankacılık sektörünün de şu an için sağlam olduğunu düşünürsek, doğru ekonomik koordinasyonu sağlayıp, doğru hamleleri yaparsak içinde bulunduğumuz durumdan minimum tahribatla en kısa zamanda çıkabilecek yeteneğe sahip olduğumuzu düşünüyorum.”
YÖNETENLER FARKINDA
Türkiye’nin bir iniş dönemi yaşadığını da sözlerine ekleyen Ali Koç’un görüşlerinden başlıklar şöyle:
- Dönem dönem inişler vardır, bunlardan birini yaşıyoruz. Önemli olan sıkıntılı dönemdeki süreci minimum tahribatla en kısa sürede atlatabilmek. Bunu da atlatabilecek cephanelik ve şartlara sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bizi yönetenlerin durumun farkında olduğunu, önlemleri alacağını ve hep beraber bu işin içinden en kısa sürede çıkılacağını düşünüyorum.
- Türkiye’nin büyüme hedeflerini tutturması için finansmana ve kaynağa ihtiyacı var. Tasarruf oranlarımız düşük olduğu için bu kaynak ne yazık ki ülkemizde yok. Yurtdışı kaynaklara bağımlıyız. O yüzden de Türkiye’nin şu an yatırım yapma konusunda güvenilir bir ülke imajı vermesi gerekiyor. Bunu da iki türlü yapabiliyorsunuz. Bir tarafta ekonomik şart ve politikalar, öngörülebilirlik, regülasyon kurumlarının ve yargının iyi çalışması var, diğer tarafta da uluslararası ilişkiler...
- Türkiye yurtdışından gelecek yatırımcıya çok büyük potansiyel ve fırsat sunan bir ülke. Her anlamda baktığınızda geleceğe dair tünelin sonunda ışık var. Türkiye’nin büyüme potansiyeli var. Ancak şu an bence büyümeden çok dengeleme üzerine odaklanmamız lazım. Bunu da yapabilecek beceri ve kabiliyete sahibiz.
KOÇ OLARAK İYİYİZ AMA AYNI GEMİDEYİZ
KOÇ Grubu olarak Türkiye’nin potansiyeline inandıklarını ve uzun vadeli yatırımlar yaptıklarını söyleyen Koç, şunları söyledi: “Son 3 yıldır otomotiv sektöründe rekor üstüne rekor kırıyoruz. Biz grup olarak iyi durumdayız ama bizim iyi olmamız yeterli değil. Sonuçta bizim yatırımlarımızın ve kazancımız çoğu ülkemizde. Dolayısıyla hepimiz aynı gemideyiz. Tabii ki kurdan dolayı etkileniyoruz ama bilanço ve borçlanma seviyelerimiz daha sağlıklı olduğu için diğer şirketlere göre bu etki nispeten daha az oluyor. Mayıs ayında bir milyar dolar sermaye koyduk bankamıza. Ülkemize olan inancımızın bir göstergesi bu.”