ABD Başkanı Donald Trump'a eskiden çok yakın çalışan iki isim aynı gün mahkeme önünde suçlu olarak tanımlandı. Trump'ın eski avukatı Michael Cohen, Trump'ın ilişkisinin olduğu iddia edilen iki kadına ödeme yaparak seçim kampanyalarının finansmanıyla ilgili yasaları deldiğini itiraf etti. Trump'ın eski kampanya direktörü Paul Manafort ise vergi kaçırma iddialarının araştırıldığı bir dava kapsamında jüri tarafından 18 suçlamanın 8'inde suçlu bulundu.
BBC Türkçe'nin haberine göre, Amerikan basını, bu iki ayrı mahkemede yaşanan gelişmelerin meydana geldiği 21 Ağustos Salı gününü şimdiden Trump'ın başkanlığının en zor günü olarak ilan etmiş durumda. Bloomberg ve CNBC haber kanalları, Trump'ın başkanlığının en korkunç gününü yaşandığını manşetlerine taşıdı.
Trump ise katıldığı bir etkinlik sırasında Cohen ile ilgili sorulara yanıt vermezken, Manafort ile ilgili suçlamaların kendisini ilgilendirmediğini, Manafort adına üzüldüğünü söyledi. Diğer yandan halen özel yetkili savcı Robert Mueller, FBI'ın Rusya'nın 2016'daki başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarını araştırmaya devam ediyor. Bu soruşturma kapsamında da Trump'a yakın isimlerin adları geçiyor
Peki Amerikan basını bu iki ayrı dava ile ilgili gelişmeleri Trump'ın başkanlığı adına nasıl yorumladı?
Michael A. Cohen: (Boston Globe, köşe yazarı)
21 Ağustos 2018 gününün Trump'ın başkanlığının sonunun başlangıç günü olarak hatırlanacak olması çok olası. Bugünün en önemli kısmının ne olduğunu unutmayalım: ABD Başkanı bir federal suça karışmış oldu. Cohen'in itiraf anlaşması, en azından belli bir kısımlarında Trump'ı suç ortağı olarak gösteriyor.
Böyle bir yasal bomba, Watergate skandalı sırasında bile patlamamıştı. Salı günü Trump'ın suçlanmamasının en büyük gerekçesi olarak Adalet Bakanlığı'nın görevdeki bir başkanı itham etme yetkisinin olmamasını bile gösterilebilir. Ancak federal bir suça karışmış bir başkan ile uğraşacak tek mekanizma azil sürecini başlatmaktır, bu da topun Kongre'nin sahasında olduğunu gösteriyor.
Jennifer Rubin: (Washington Post, köşe yazarı)
Anayasa akademisyeni Larry Tribe bana şöyle anlatıyor: "İster itham edilmeyen bir suç ortağı olarak tanımla ister tanımlama, 21 Ağustos 2018 gününün sona ermesi itibariyle şu an görevdeki başkan tam olarak budur, bugün yargı açısından rezalet bir gün olarak tarihe geçecek. Bu Michael Cohen'ın seçim günü yaklaştığından, Trump adına seks skandallarını gizli tutmak için para ödeyerek bilinçli bir şekilde yasa dışı bir kampanya yürüttüğüne dair iki suçu kabul etmesinden kaynaklanıyor."
Aynı zamanda eski kampanya direktörü Manafort'un sekiz suçtan suçlu bulunmasını ise "Çıkan tek sonuç suçlu bir yönetimin telaşa kapıldığıdır" diyerek yorumluyor. Kemerlerinizi bağlayın. Trump şimdi sıcak bir tavadan yanan bir ateşe geçiyor.
Chris Cillizza (CNN politika editörü ve şef editör)
Trump'ın başkanlığı üzerinde aylardır dolanan iki kara bulut aynı anda sonunda Salı akşamüstü patladı ve Başkan'ın üzerine bir yağmur olarak indi.
Trump ve yakınları için bir kabusun başladığını tabii ki söyleyebiliriz. Ancak bu aynı zamanda Trump'ın radikal başkanlığını, Yüksek Mahkeme'de uzun süreli bir muhafazakar hakimiyeti ve vergi indirimi için hoşgören Cumhuriyetçi Parti için de büyük bir risk içeriyor. 2018 ara seçimleri için şimdi 100 günden az bir zaman kalmışken parti içindeki Kongre'deki liderler ne diyebilir ya da ne diyecek?
Gerald F. Seib (Wall Street Journal, Washington büro şefi)
Trump'ın başkanlığının en kara günü olan Salı'ya en büyük darbeyi vuran Cohen oldu. Radarların altında uçan uzun süreli kişisel avukat, başkanı direkt olarak bir federal suçta ima etmiş oldu.
Cohen böylece sadece başkanın adını direkt vermekle kalmadı; Trump'ın, kampanyası ve Rusya arasında 2016 yılında bir bağ olmadığını göstermesi takdirinde yasal sorunlarının sona ereceği ve etrafındaki soruşturmaların buharlaşacağı düşüncesini de yok etmiş oldu.
AZİL SÜRECİ BAŞLAR MI?
ABD Başkanı Donald Trump'ın eski avukatı Michael Cohen, Trump'ın ilişkisinin olduğu iddia edilen iki kadına ödeme yaparak seçim kampanyalarının finansmanıyla ilgili yasaları deldiğini itiraf etti.
ABD Adalet Bakanlığı, Trump'la ilişki yaşadığını iddia eden kadınlara sessiz kalmaları amacıyla yapılan ödemeleri soruşturuyordu. Trump'ın avukatı Michael Cohen de bu ödemeler nedeniyle mercek altındaydı. Cohen, New York'ta çıktığı mahkemede savcılarla anlaşma yaparak suçunu itiraf etti.
Her ne kadar mahkemede Trump'ın ismi geçmese de Cohen'in mahkemede kabul ettiği suçlamalar arasında "bir siyasi adayın isteği üzerine bazı kişilerin bazı konularda sessiz kalması için ödemeler yaparak seçim yasasını ihlal etmek" bulunuyor. Bu da dolaylı olarak bile olsa Trump'ın isminin bir federal suça karışmasına neden oluyor.
Bu durum Trump'ın görevden azil sürecinin (impeachment) başlaması gerektiğine dair seslerin yükselmesine yol açtı. Washington Post gazetesinin konuyla ilgili yaptığı haberde danışılan uzmanlara göre Trump'ın görevde olduğu süre boyunca suçlanması çok mümkün gözükmüyor.
Ara seçimler kritik olabilir
Adalet Bakanlığı 1973 ve 2000 yıllarında yaptığı araştırmalar sonucunda anayasanın görevdeki bir başkana suçlama yöneltmeye izin vermediğine karar verdi.
Bu araştırmaların sonucu hiçbir zaman mahkemeye taşınmadı, o yüzden ancak bir savcının aksine karar vererek suçlamaları mahkemeye götürmesi gerekiyor. Ancak savcıların bu yönde adım atmak konusunda ne kadar istekli olacağı muallak.
Bu yüzden Trump'ın herhangi bir şekilde soruşturulabilmesinin tek yolu olarak görevden azil sürecinin başlatılması gözüküyor. Bu da Kongre'de Cumhuriyetçilerin çoğunluğu elinde tutması nedeniyle pek mümkün gözükmüyor.
Ancak bu yıl içinde düzenlenecek ara seçimler neticesinde Demokratların Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu ele geçirmesi takdirinde bu mümkün olabilir. Diğer yandan Demokratların bu konuda ikiye bölündüğü bilinmekte.
'Yasal bir girdap yaratıyor'
Eski ABD başkanı Barack Obama döneminde Adalet Bakanlığı'nın dördüncü ismi olan Neal Katyal, "Bu büyük bir olay. ABD Başkanı direkt olarak federal suçlarla ilişkili olarak anılıyor; hem de bir düşmanı tarafından da değil, kendi avukatı tarafından" diyor.
Washington Post'a konuşan Katyal, Watergate skandalından beri ilk defa ABD'nin böyle bir durumla yüz yüze kaldığını, bunun görevden azil sürecinin başlaması için çağrıların artmasına yol açacağını tahmin ediyor.
Diğer yandan Cohen'ın itirafıyla aynı gün Trump'ın eski kampanya direktörü Paul Manafort, Virginia'da düzenlenen bir mahkemede jüri tarafından vergi kaçırma ve banka sahtekarlığı dahil olmak üzere sekiz ayrı başlıktan suçlu bulundu.
Eski federal savcı Robert Mintz, "Manafort'un suçlu bulunması ve Cohen'ın suçunu itiraf etmesi, başkanın avukatları için yasal bir girdap meydana getiriyor. Şimdi bir zamanlar başkana yakın olan iki isme dair bağlantılı olmayan suçlamaları kavuşturmak adına iki farklı cephede savaşmak zorunda kalacaklar." yorumunda bulunuyor.
Eski federal savcı olan ve şimdi George Washington Üniversitesi'nde hukuk hocalığı yapan Randall Eliason'a göre, Cohen'ın itirafı bazı savcıları başkanın kanunları deldiğine ikna etmiş olabilir; ancak böyle olsa bile Adalet Bakanlığı'nın bu konudaki fikriyatı yüzünden savcıların başkana suçlama yöneltmeyeceklerini düşünüyor.
Eliason, "O yüzden çare yasal değil ancak siyasi, başkanın bir suç işlemesi Kongre'nin azil sürecini başlatmasına yol açar mı?" açıklamasını yapıyor.
ABD'de başkanların azil süreci nasıl işliyor, karar nasıl alınıyor?
ABD anayasası, Kongre'ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor. Bu suçlar ABD'nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan "ihanet", siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren "rüşvet" ve yasalarda kesin bir tanıma yer verilmeyen "ağır ve vahim suç" işlemek ya da "başka kötü davranışta" bulunmak olarak sıralanıyor.
ABD anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre'de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Azil süreci aslında ABD'nin kuruluşu sırasında İngiltere'den uyarlanan bir sistem. Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor.
ABD'de başkan azil sürecinin tüm aşamaları Kongre'de gerçekleşiyor.
Önce Temsilciler Meclisi, sonra Senato
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi'nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi'nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Bugüne kadar birçok başkan hakkında bireysel olarak azil süreci başlatma başvurusu yapıldı. Ancak bu başvurular genellikle Adalet Komitesi'nde reddedildi ve süreç de noktalandı.
Adalet Komitesi'nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi'nde oylama yapılıyor. Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato'da devam ediyor. Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor. Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato'da üçte iki çoğunluk gerekiyor.