Avukat İsmail Cem Halavurt, Brunson’ın ev hapsinin ve yurtdışı yasağının kaldırılması için üst mahkemeye başvuruda bulundu.
Mahkemenin 3-7 gün arasında karar vermesi bekleniyor. Kurban Bayramı tatili nedeniyle kararın en geç perşembe günü çıkacağı söyleniyor. İklim müsait değil ama Brunson krizinin çözüleceğine dair umutlar korunuyor.
Brunson’ın avukatı İsmail Cem
Halavurt’la görüştüm. Bir sağlık raporu sunup sunmadığını, bir kefalet ücreti yatırıp yatırmadığını sordum. Mahkeme, adli kontrol şartıyla serbest bırakırken sağlık gerekçesini ileri sürmüş. Ama Brunson’ın avukatı bir sağlık raporu sunmamış. “Kefalet ücreti yatırmadım. Ama mahkeme talep ederse yatırabilirim” dedi. Halavurt’un başvurusunu hukukçulara danıştım. “Siyasi iradenin de elini rahatlatabilecek, Türkiye’de bağımsız yargının olduğunu gösterecek bir başvuru metni” yorumunu yapanlar oldu; “Sondan bir önceki hamle” diyenler de çıktı. Sanki bu kez olmazsa bir sonraki başvuruda olacak görüşündeydiler. Ama Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Brunson’ın durumunda bir değişiklik yok” dedi. Ama güvenilir bir kaynak, haftasonuna bakmamı işaret etti.
Brunson’ın avukatının başvurusundan önce bir gelişme yaşandı. ABD Büyükelçimiz Serdar Kılıç, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’la görüştü. Diplomatik kaynaklar, Bolton’ın Brunson bırakılana kadar herhangi bir konuda uzlaşmayı konuşmayacaklarını söylediğini ifade ediyor. Trump da ön şartsız olarak Brunson’ın ABD’ye geldiğini görmek istediğini ifade etmişti.
ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGEL
Türkiye, Halkbank eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla’nın Türkiye’ye iadesi ve Halkbank soruşturmasının kapatılmasını talep ediyor. Brunson krizinin çözümüne dair beklentileri yükseltmek doğru değil. Ama arka planda bir şeyler yürüyor. Çözüme uzak bir noktada değiliz. Brunson’ın serbest bırakılmasının önündeki en önemli engel Trump’ın tutumu. ABD Başkanı adeta Brunson’ın serbest bırakılmaması için elinden ne geliyorsa yapıyor. Gözünü sadece bedel ödetmeye dikmiş durumda. 11 Eylül’den sonra Bush’un ekibi için bir yetkili “Bunlar bildiğimiz Amerikalılar değil. Her zaman konuştuğum insanları tanıyamıyorum” demişti. Trump yönetimi için de benzer değerlendirmeler yapılıyor. “Bunlar bildiğimiz Amerikalılar değil. Bunlar farklı tarz insanlar” deniliyor.
Trump, Erdoğan’ın karizmasını çizip diz çöktürmek istedikçe Cumhurbaşkanı “Oyunu gördük ve meydan okuyoruz” diyor. Sertleşiyor. Dün “ABD’nin elektronik ürünlerine ambargo uygulayacağız” dedi.
POMPEO YANLIŞ MI AKTARDI?
Bu arada Brunson olayının perde arkasında bir iletişim krizinin yaşandığına dair söylentiler de dolaşmıyor değil. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, Brunson konusundaki tavrı fazlasıyla iyimser bir şekilde yansıttığı konuşuluyor. Trump’a, Brunson’ın hemen uçağa bindirilip gönderileceği gibi bir hava verdiğinden söz ediliyor. Pompeo Dışişleri’ne CIA başkanlığından gelmiş bir isim. Böyle bir hata yapar mı bilmiyorum.
İsrail’de tutuklu Ebru Özkan’ın serbest bırakılarak Türkiye’ye getirilmesinde Erdoğan’ın ricası üzerine Trump’ın devreye girdiğini biliyoruz. ABD tarafı bunu “İlk kez üçüncü bir ülke için devreye girildi” diye anlatıyor. Trump’ın bunun üzerine Brunson konusundaki beklentisinin yükseldiği söyleniyor.
Türkiye’nin Brunson’ın karşılığında Hakan Atilla ve Halkbank soruşturmasını garantiye alma çabasının tarihi bir arka planı var. Kenan Evren, General Rogers’ın planı doğrultusunda Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünü kabul etti. Ne oldu? Türkiye’ye verilen sözler tutulmadı ama AB konusundaki en büyük kozumuzu kaybettik.
Brunson krizi olarak başlayıp dolardaki tırmanış olarak süren olay buzdağının görünen kısmı. İki ülke arasında ciddi bir güven krizi yaşanıyor. Brunson olayı çözülecek, başka bir kriz patlak verecek. Çünkü ABD yönetiminde Erdoğan’ın varlığına tahammülü olmayan bir ekip var. Gezi döneminin ünlü sloganı ile söyleyecek olursak “İş sadece Brunson değil, sen hâlâ anlamadın mı?”