Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Trabzon'da AK Parti Dayanışma Meclisi'nde flaş açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Trabzon'dan ilan ediyorum, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız. Birileri kapıları kapatır, mevlam başka kapılar açar. 81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını terör örgütleriyle ortaklığına feda edenlere hadi güle güle deriz" dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Yaklaşık iki ay önce bir bayram arefesinde Trabzon'da hasret gidermiştik. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde şahsıma verdiğiniz yüzde 69 oranında destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum.
"PARLAMENTODA İŞ İYİ DEĞİL"
Ama parlamentoda maalesef iş iyi değil. Orada durum çok çok kötü. Ben tabi parlamentoda daha farklı şeyler bekliyordum Trabzon'dan. İstiyordum ki netice çok farklı olsun. Ama maalesef orada 55,1 aldık. E Trabzon'a bu uymuyor, daha ileri olması lazım. Niye? Trabzon'un mayasında bu var. Ben buna inanıyorum.
"DARBEYLE YAPAMADIKLARINI PARAYLA..."
Milletimizin iradesini sandıktan yönlendiremeyenler her dönemde farklı araçlarla üzerimize geldiler. Provokasyonla darbeyle yapamadıklarını şimdi parayla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle 'ekonomik savaş' derler. Ülkemizde döviz kurunun 15 Temmuz öncesi bulunduğu 2,8 seviyesinden bugün 6 lirayı geçmesinin ne ekonomik ne de mantıklı bir izahı vardır. Türkiye 20 yıl önce Asya ülkelerinde yaşandığı gibi bir finans kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. ABD ve İngiltere'de olduğu mortgage kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. Yunanistan gibi iflas mı söz konusu? Ama buna rağmen kredi kuruluşları onu yine yükseltiyorlar. Dedim ya ekonomik savaş.
"OYUNUNUZU GÖRDÜK VE MEYDAN OKUYORUZ"
Peki fırtınanın sebebi nedir? Ekonomik hiçbir sebebi yok. Bu işin bir adı var mıdır? Vardır, Türkiye'ye operasyon çekmektir. Trabzon'dan ilan ediyorum, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Şunu bilmelerini istiyoruz. Teslim olmayacağız, üretmeye devam edeceğiz. İstihdamımızı genişletmeye devam edeceğiz. Fabrikalarımızın çarklarını işletmeye devam edeceğiz. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız.
Şimdi meydanda turistleri gördüm. Kardeşlerim, siz zaten misafirperversiniz. Onlara misafirperverliğinizi daha da artırarak devam ettirin. Çünkü onlar size, birileri dolar kaçırırken onlar da size dolar getiriyor. Birileri kapıları kapatır, mevlam başka kapılar açar.
"HADİ GÜLE GÜLE DERİZ"
81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını terör örgütleriyle ortaklığına feda edenlere hadi güle güle deriz. Ya ben senin stratejik ortağınım. Afganistan'da beraberim, Somali'de beraber olduk. Ve şu anda Kabil'de havalimanını biz koruyoruz. Böyle müşterek stratejik bir ortağına kalkıp da PYD YPG gibi terör örgütlerini sahiplenerek bir kenara nasıl koyarsın? 5 bin TIR silahı Kuzey Suriye'ye taşıyorsun. Bu da yetmiyor, kalkıp terör örgütleriyle ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye'yi feda etmeye kalkıyorsun. Kusura bakma gereği neyse bir hukuk devleti olarak biz onu yaparız. Kalkıp da talimatla Türkiye'ye boyun eğdiremezsiniz.
"HUKUK DİLİNDEN ANLAMIYORLAR"
Biz her şeyi hukuk içinde götürelim istedik. Ama gördük ki hukuk dilinden anlamıyorlar. Biz o dilleri de konuşmasını biliriz. Hukuk diline yoksanız kusura bakmayın. Biz hukuk diliyle konuşmaya devam edeceğiz.
"YENİ İTTİFAKLAR, YENİ PAZARLAR..."
Tüm dünyaya ticaret savaşı açan ve buna ülkemizi açana da cevabımızı yeni ittifaklara, yeni pazarlara yönelerek veririz. Hale bak, demir çelik de vergileri artırıyor. Biz Dünya Ticaret Örgütü'nün üyesiyiz. Böyle bir şey yok. Ben yaptım oldu mantığıyla böyle bir şey olamaz. Amerika'da her yer kaynıyor. Yapılan yanlış... Biz de ticaret hukuku neyi söylüyorsa onu söylemeye devam edeceğiz.
"BİR KEZ DAHA SİNSİ OYUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Şehitlerimiz oldu 251. Gazilerimiz oldu 2193. Ama namusumuz bildiğimiz vatanımızı, bayrağımızı, içimizdeki alçakları, teröristleri maşa olarak kullanan emperyalistlere teslim etmedik. Aynı çevreler bununla kalmayıp güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru kurmaya kalktılar. Sınır ötesi operasyonlarla bu planı da bozduk. Her zamanki gibi yine bel altı işlere yöneldiler. Bizim siyasette de diplomaside de ekonomide de en büyük üzüntümüz karşımızda şöyle delikanlıca mücadele eden rakipler bulamamış olmamızdır. Bir kez daha sinsi bir oyunla karşı karşıyayız. Allah'ın izniyle bunun da üstesinden geleceğiz.
Para dediğiniz bugün yoktur yarın bulursunuz. Yatırım dediğiniz iki gün gecikir, üçüncü gün daha güçlü gelir. Onlar şu anda bizim sakalımızı traş ediyorlar. Bilmiyorlar ki yarın çok daha gür çıkacak. Her yerde söyledim. Yasık altı dövizi olanlar, dolar, avro, altın... Olanlara söylüyorum. Lütfen bunları bankalarda TL'ye çevirsinler. Trabzonlunun yastık altında bir şeyleri olabilir...
Türkiye'nin büyüklüğü içeride ve dışarıda neler yaşarsa yaşasın, yatırımdan projeden üretimden esnafının tezgahını faal tutmaktan vazgeçmiyor oluşundan kaynaklanıyor. Bugün de aynısını yapıyoruz. Terör örgütleriyle kesintisiz bir mücadele yürütüyor. Her hafta ortalama 50 teröristi etkisiz hale getiriyoruz.
"YENİ YERLERİ DE ÖZGÜRLEŞTİRMİŞ OLACAĞIZ"
Suriye'de yakında yeni yerleri de özgürleştirmiş olacağız. Münbiç'i bölgenin asli halkıyla birlikte yeniden yapılandırmaya dönük çalışmalarımız devam ediyor. İdlib'de felaketin yaşanmaması için diplomatik ve askeri çalışmalarımıza hız verdik.
"40 MİLYON TURİSTE ULAŞACAĞIZ"
Hazinemizle, maliyemizle, bankalarımızla, özel sektör temsilcilerimizle maruz kaldığımız saldırıyı göğüsleyecek tedbirleri alıyoruz. İhracatçılarımız alternatif pazarlar bulmak için gece gündüz çalışıyoruz. Şu an edindiğimiz bilgiler geldiğimiz nokta yıl sonu itibariyle 40 milyon turiste ulaşacağız.
"UZUNGÖL'ÜN DURUMU İYİ DEĞİL"
Burada bir şey söyleyeceğim. Burada Büyükşehir Belediye Başkanı'nı ilgilendirir, kültür turizmini ilgilendirir, ulaşım altyapıyı ilgilendirir. Uzungöl'ün durumu iyi değil, iyi değil. Burayı daha iyi hale getirmemiz lazım. Bu haliyle olmaz. Onun için adımlarımızı daha kararlı atacağız. Uzungöl ya hiçbir şeye benzemez.
"IMF İLE ANLAŞIN DİYENLERİN..."
IMF ile anlaşın diyenlerin, ülkenizin siyasi bağımsızlığından vazgeçin dediklerini gayet iyi biliriz. Göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23,5 milyar doları. Ne yaptık? Sıfırladık. Şimdi Türkiye'nin IMF'ye borcu yok. Merkez Bankası'nın döviz rezervi 22,5 milyar dolar, şimdi 102,5 milyar dolar.
Böyle bir ülkenin ayaklarına döviz kuru dolaştı diye tökezleyeceğini sanmak ahmaklıktır.
"KİMSE BİZİ BU TUZAĞA DÜŞÜRMEYE ÇALIŞMASIN"
Aman faiz, faiz de faiz. Bu can bu tende kaldıkça bu tuzağa da gelmeyiz. Çünkü faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir sömürü aracıdır bunu iyi bilelim. Kimse bizi bu tuzağa düşürmeye çalışmasın, bu oyuna da gelmeyeceğiz. Hiç kimse boşuna hevese kapılmasın. Özgürlüğün bedeli ancak can olabilir."
TRABZON'DA İKİNCİ KONUŞMA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon'da yaptığı ikinci konuşmada ABD'nin demir çelik yaptırımıyla ilgili konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya Ticaret Örgütü kuralların içerisinde senin kuralsızlığın yok. Biz uluslararası hukuka göre hareket ederiz. Dolayısıyla biz kendilerini hukuka davet ediyoruz" dedi.
İşte Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Hüseyin Avni Aker'i millet bahçesi yapacağız. Anneler babalar yavrular o bahçede rahatlıkla eğlenecekler. Ve niçin, yani Amerika'da İngiltere'de bu denli büyük bahçeler var da bizde olmasın. Hep beton yığınları mı olacak? Şimdi inşallah proje hazır, süratle bunları hazırlayacağız.
Şehir hastanesinin adımını atıyoruz. Çalışmalarımız sürüyor. Sağlıkta, eğitimde bugüne kadar attığımız devam adımlarla bundan sonraki yolculuğumuz da devam edecek. İnşallah bölünmüş yollarla beraber çok daha ideal olan yollarımızı birbirine bağlayarak bu yolculuğumuzu devam ettireceğiz. Adalet, emniyet, enerji, tarım bütün bunlar bizim bu atacağımız adımın önemli ayakları.
"NEYMİŞ BİZİ DÖVİZE MAHKUM EDECEKLERMİŞ..."
Şimdi birileri ortalığı karıştırıyor. Neymiş? Bizi dövize mahkum edeceklermiş. Kur, faiz... E neymiş? "Çarşamba günü saat 18:00'e kadar papazı bırakın. Bırakmadığınız takdirde yaptırımlar başlayacakmış" İçişleri Bakanımızı, Adalet Bakanımızı yaptırımlara mahkum edeceklermiş. Ne oldu? Biz de kalktık anında Amerika'nın İçişleri ve Adalet Bakanına aynı yaptırımı kelimesi kelimesine verdik.
"KENDİLERİNİ HUKUKA DAVET EDİYORUZ"
Şimdi yeni bir şey daha çıkardılar. Demir çelik de bize yaptırım. Amerika bak, Dünya Ticaret Örgütü var. Bu örgütün kuralların içerisinde senin kuralsızlığın yok. Biz uluslararası hukuka göre hareket ederiz. Hukuk tanımama gibi bir anlayış Türkiye'de yoktur. Dolayısıyla biz kendilerini hukuka davet ediyoruz.
"SUÇ İŞLEYEN BEDELİNİ ÖDEYECEK"
Biz sizinle NATO'da beraber değil miyiz? Beraber hareket etmiyor muyuz? Stratejik ortak değil miyiz? Ne oldu şimdi size? Bu ortaklığı niye bozuyorsunuz? Suç onlarda. Senin adamın suçluysa, terör örgütleriyle ilişkisi varsa bu ülkenin de bir yargı sistemi var. Gereği neyse bunu yapar. Halkbankası genel müdür muavinini hiç suçu yokken tutuklayacaksın, siz kalkıp Halkbankamıza hiçbir ilgisi alakası yokken yaptırım uygulayacaksın. Eee? Türkiye'den de kalkıp farklı şeyler isteyeceksin. Biz burada bir mütekabiliyet anlayışıyla hareket etmiyoruz. Sen öyle yaptın da biz öyle yapıyoruz diye değil. Suç işleyen bedelini ödeyecek, olay budur. Biz bugüne kadar Amerika ile hiçbir zaman kötü olmanın gayreti içerisine girmedik. Ama eğer böyle gidecekse Arapların bir sözü var "men dakka dukka" Biz de onu yaparız." (Hürriyet)