CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yeni MYK'sı ile birlikte İstanbul'da kameralar karşısına geçti. CHP'nin yeni Ekonomi Politikalarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ve yeni Genel Sekterer Akif Hamzaçebi'nin de hazır bulunduğu toplantıda, Kılıçdaroğlu son ekonomik gelişmeleri masaya yatırdı. İktidara 13 maddelik önlem paketi sunan Kılıçdaroğlu "Yasama ve yürütme el ele gerekenleri yapmalı. Biz buna her türlü katkıyı veririz" dedi.
Kılıçdaroğlu tavsiyelerini madde madde şu şekilde sıraladı:
“Birinci madde: Devlette liyakat yoksa devlette çürüme vardır. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi devlette liyakat sisteminin yeniden inşa edilmesidir.
İkinci madde: Hukukun üstünlüğü ve güvenliğidir. Milletvekillerinin öğrencilerin hapiste olduğu bir ülkede ‘yabancılar gelsin yatırım yapsın’ diye beklerseniz hayal ortamında yaşarsınız.”
Üçüncü madde: Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır. Bugün merkez bankalarıyla ilgilenen dünyadaki bütün çevreler Türkiye’deki Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığına inanıyorlar. Siyasi otorite yüzünden bağımsız karar alamıyor. Eğer bu güvenceyi verirseniz farklı bir merkez bankası profili ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenlerin üçüncü maddesi bu.
Dördüncü madde: Akılcı bir sıcak para yönetimine geçmek gerekiyor. Dolar kurundaki her on kuruşluk artışın bize maliyeti 22 milyar lira. Yılbaşından bu yana dolar kurunun yükseliş maliyeti 580 milyar lira. Bu servetin dışarıya çıkışı anlamına geliyor.
Beşinci madde: Dolar esas alınarak ihaleler yapılıyor yani dolar baş tacı ediliyor. Bu politikadan vazgeçilmeli. Dolar esas alınarak süratle TL’ye dönüştürülmeli eğer TL’ye güveniyorsanız ‘TL bizim paramız’ diyorsanız süratle ihaleleri TL’ye dönüştürün. Dolara endeksli geçiş ücretleri var. Bunların da tamamen TL’ye dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu yapmanın mevcut yönetim tarafından zor olduğunu biliyorum.
Altıncı madde: Kamu ihale yasasının mutlaka değişmesi gerekiyor. Yolsuzluğun temel kaynağı budur. 16 yılda tam 186 kez ihale mevzuatı değişti.
Yedinci madde: Hepimiz vergi ödüyoruz. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi ödüyor. Vergilerin nereye ödendiğini denetleyen Sayıştay uluslararası standartlarına dönmeli. Sayıştay’ın şu anda denetim yapacağı alanlar kısıtlı eli kolu bağlı durumda.
Sekizinci madde: Bütçe dışı uygulamalar. Kim bütçenin dışında fonlar oluşturdu? TOKİ ve benzeri yapıların hepsinin kaldırılması lazım. Bütçe disiplinin bu bağlamda sağlanması lazım.
Dokuzuncu madde: Dış politika bugün izlenen politikanın 180 derece değişmesi lazım. Dış politikada hamaset söylemlerine, dost söylemlerine yer yoktur. Her ülke kendi çıkarları için söylem oluşturur. Güçlü bir ekonomi oluşturamazsanız başka ülkelerin sömürdüğü ülkeler haline gelirsiniz. Türkiye’nin bugün geldiği nokta bu. Trump bir tweet atıyor, Türkiye’de dolar yükseliyor. Neden böyle oluyor? Güçlü bir ekonomi olmadığı için. Trump’ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor. Asla kabul etmiyoruz. Bu konuda Türkiye’de bir görüş birliğinin sağlanması çok önemli. Eğer iç politikayı, dış politikanın malzemesi haline getirseniz güçlü kalamazsınız.
Onuncu madde: Kontrolsüz borçlanma. Bunun için bir anayasal kural getirmek gerekiyor. Herkes gönlünce borçlanamaz. Çocuklarımızı, torunlarımızı borç altında bırakamayız. Bunun limitleri ve kuralları olması lazım. TBMM’ye hesabı verilmeli. Bu borçları kim ödeyecek? Bu borcu 80 milyon ödeyecekse hepimizin soru sorma hakkımız var.
On birinci madde: Fakirin, fukaranın sırtına yıkılan bir vergi politikası var. Türkiye’nin bunu düzeltmesi lazım. Vergi cennetlerinde dolarları olanlar var. Bu dolarları olanlar Türkiye’ye getirdiğinde vergi ödemiyorlar. Fakir ekmek alırken su içerken vergi ödüyor. Milyarlarca dolarla uğraşanlar vergi ödemiyor. Bunu engellemek için 2006 yılında parlamento üstüne düşeni yapmış. ‘Dolarlar ülkeye gelirse yüzde 30 vergi alacağım’ demiş. Bu kararname 2006 yılından beri çıkmıyor. Biz bu kararnamenin süratle çıkmasını istiyoruz. O vergi cennetleri nereler herkes biliyor.
On ikinci madde: Üretimi önceleyen bir planlama politikasına ihtiyacımız var. Bir ülke üretirse güçlü olur. Üretimden koparılan bir Türkiye kırılgan bir ekonomi olmak zorundadır. Bugün her yerden üretimden kopan bir Türkiye var. Ülkeyi yönetenlerin planlama örgütünü yeniden adam gibi oluşturması lazım. Hata üstüne hata yapılmamalı.
On üçüncü madde: İsraf ekonomisini hepiniz görüyorsunuz. Ankara’da en büyük binalar bakanlıkların. Büyük bir kısmı kiralık. Tasarruf yapılacaksa araba saltanatına son verilmeli. Eskiden bakanlıkların yeri vardı. Beğenmeyip kiralık dairelerde oturuyorlar. Samimiyseler israfa süratle son verilmeli.”
“HER TÜRLÜ KATKIYI VERİRİZ”
“Saydığım 13 madde bize göre çok önemli” diyen Kılıçdaroğlu, CHP olarak da hükümete bu konuda hür türlü desteği vereceklerini duyurdu. Kılıçdaroğlu, “Bir kısmı derhal yapılabilir bir kısmı orta vadede. Bir kısmının sonuçları uzun sürede çıkabilir. Hem yasaların hem uygulamaların gelişmesi gerekiyor. Yasama ve yürütmenin bunu el ele vererek yapması gerekiyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Sayıştay’ın güçlenmesi pek çok yasal düzenlemeye her türlü desteği vereceğiz ve takipçisi olacağız. Hükümet yok. Artık bakanlar kurulu yok. Yasa tekliflerini milletvekilleri verecek. Bu tekliflerin krizden çıkma yolunda bir uzlaşmayla parlamentoda görüşülmesi bizim en büyük arzumuz. Her türlü katkıyı veririz” diye konuştu.
TRUMP'A SERT TEPKİ
"Trump'ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor" diye Kılıçdaroğlu, "Asla kabul etmiyoruz. Asla doğru bulmuyoruz. Hele hele müttefik olarak tanımladığımız bir ülkenin Türkiye'ye düşmanca yaklaşımını asla doğru bulmuyoruz." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu ayrıca, Türkiye'de bu konuda bir görüş birliğinin sağlanmasının da önemli olduğunu vurguladı.
“BİR KİŞİNİN EGOLARINA TÜRKİYE TESLİM EDİLEMEZ”
Konuşmasının sonunda “Kısa süre içerisinde dış şoklara dayanıklı güçlü ekonomiye sahip bir ülke olma yolunda adım atmış oluruz. Yolunu ve yöntemini 13 madde halinde gayet net ve açık bir şekilde sunuyorum bunları yaparsanız yol alırsınız yapamazsanız daha büyük bir krize yol açarsınız” diyen CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşanan krizin faturası vatandaşa çıktı. Dolar stoklayanlar kazandı. Bugün Türkiye yabancılar için çok ucuz. Bizler için çok pahalı bir ülke haline geldi. Türkiye Cumhuriyeti devleti aynı zamanda bir sosyal devlettir. Fatura sokaktaki vatandaşa, emekliye, üretene çıkarılmamalı. Eğer bir fatura çıkarılacaksa, havadan kazanana rantiyeye çıkarılsın. Bu şekilde işsizlik alır başını gider çok daha ağır krizlerle baş etmek zorunda kalabiliriz. Bunu yapmak benim görevim. Gün Türkiye’nin düştüğü krizden nasıl çıkacağının konuşulması gerektiği gündür. Biz halktan, emekliden, üretenden Türkiye’den yanayız. Türkiye’nin çıkarlarını savunuyoruz. Bir kişinin egolarına Türkiye Cumhuriyeti teslim edilemez. Parlamentoda üzerimize düşenleri yapacağız ama ülkeyi yönetenlerin süratle gerekli kararlar alması gerekir”