CHP’deki gelişmelerin hızına yetişmek mümkün değil. Bir saat önce yazdığınız yazı bir saat sonra eskiyor.
Çünkü anlık gelişmeler yaşanıyor. CHP’deki olağanüstü kurultay tartışmalarının seyrini belirleyecek gelişme ise bugün yaşanacak. En geç saat 17.30’da CHP Genel Merkezi tarafından açıklama yapılacak. Ne açıklanacak? “Olağanüstü kurultayın toplanması için 614 ıslak imza ile yapılan başvuru incelenmiştir. Parti üyeliği sona eren, fotokopiyle imzalarını gönderen ve imzalarını geri çekenlerle birlikte, yeterli imza bulunamadığı için olağanüstü kurultaya gidilmesine gerek görülmemiştir” denilecek. Genel Merkez’in hesabına göre, 550-570 arasında bir imza söz konusu. Peki bu açıklamayla olağanüstü kurultay tartışması sona erecek mi? Genel Merkez işi soğumaya bırakmaktan yana. Bunun için, Kılıçdaroğlu süratle parti yönetiminde bir revizyon yapacak. Ardından da yerel seçim sürecini başlatacak. Muharrem İnce olan biteni eli kolu bağlı olarak seyretmeyecek. Öncelikle bugün CHP Genel Merkezi’ne yönelik bir taban hareketi gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Diğer yandan Gaye Usluer, ”Atatürk’ün kendi öz partisini asla ve asla AKP’nin mahkemelerinde tartışılır duruma getirmeyeceğiz” dedi. Muharrem İnce, ”Partimi mahkeme kapısına düşürmem” diye açıklama yaptı. Ama burası CHP. Her an her şey mümkün. Muharrem İnce değil miydi, “Sayın Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapamam. Asla karşısında aday olamam” diyen. İnce değil miydi, “Ben vefalı bir insanım, kendisiyle böyle bir yarışa asla girmem. Ben vefasız bir insan değilim. Bunu bana yapan birisinin karşısına geçmem” diye yeminler eden. “Dün dündür, bugün bugündür” sözü Süleyman Demirel’e ait ama Muharrem İnce için söylenmiş olmalı.
Hiçbir partide lider istemediği halde partiyi olağanüstü kurultaya götürmek mümkün değil. Meral Akşener, Bahçeli’ye rağmen MHP’yi olağanüstü kurultaya götürebildi mi? Ne yaptı? O da gitti partisini kurdu. Aynı durum Muharrem İnce için geçerli olur mu? CHP’den ayrılıp yeni bir parti kurması için gaz verenler çok ama İnce o yönde en ufak bir sinyal vermedi.
24 Haziran’a kadar çok başarılı bir grafik çizen İnce’nin iki büyük yanlışı oldu.
1- Karşısında aday olmam dediği Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkması.
2- Eşleriyle birlikte yedikleri “aile yemeği”nde konuşulanları bir gün sonra çıkıp kamuoyuna açıklaması.
BELEDİYE BAŞKANI ADAYLARINI BELİRLEME
Muharrem İnce gitmeyecek ama imza veren birkaç delege yargıya başvuruda bulunacak. CHP’deki imza tartışması karakolluk olacak. Böylece imza krizi derinleşecek. Neden? Çünkü olağanüstü kurultay taleplerinin bir yerinde, yerel seçimlere giderken belediye başkanlarını ve belediye meclisi üyelerini belirleme mücadelesi yatıyor. CHP’de Türkiye’de iktidar olma kavgası değil; İzmir’de, Çankaya’da, Kadıköy’de belediye başkanlıklarını elde etme mücadelesi yaşanıyor. Cumhurbaşkanı adaylığı sürecinde Muharrem İnce’nin ekibi milletvekili listelerinden tasfiye edildi. İnce aynı durumu yerel yönetimlerde yaşamak istemiyor. Ama Kılıçdaroğlu da, İnce’ye böyle bir fırsatı sunmamakta kararlı. Hem de siyasi hayatının hiçbir döneminde olmadığı kadar.
KILIÇDAROĞLU’NU YIPRATTI
Şimdiye kadarki süreçte delegeler ön plandaydı. Bugünden itibaren İnce’nin öne geçmesi bekleniyor. Çünkü imza veren delegelerin tasfiye edilmesi kaygısı başlayacak. Muharrem İnce’nin, “Ben bunların hukukunu korurum” diye güvence verdiği söyleniyor. İlk aşamada Kılıçdaroğlu ile bir görüşme yapması bekleniyor. Tabii Kılıçdaroğlu görüşürse!
Muhalifler belki yeterli imzayı toplayamadı ama olayın sadece sayısal değil bir de siyasal yönü var. Delegelerin yarısının ve 76 vilayetten verilen yaygın imzaların Kılıçdaroğlu’na yönelik bir mesajının olması lazım. Muharrem İnce belki başaramadı ama bu süreç Kılıçdaroğlu’nu yıprattı.
Aslında CHP tüzüğüne, ”Seçimlerden 15 gün sonra hiçbir çağrıya gerek kalmadan olağanüstü kongreye gidilir” diye yazılsa yeridir. Çünkü bu mücadelenin ikinci raundu yerel seçimlerden sonra yapılacak.