Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün TBMM’de bedelli askerlikle ilgili soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 28 günden 21 güne düşürülen temel askerlik eğitimi süresiyle ilgili gazetecilerin “Bu sürenin düşmesi ihtimali varmı?” sorusu yöneltildi.
21’DEN AŞAĞI DÜŞME YOK
Erdoğan, “Tartışılır bir şey yok. 21’den aşağı düşme yok, 21. 28 malum 21’e düşürüldü, bunu yaptık. Ayrıca süre olarak da yaş noktasında asgari 25 yaş ama azamisi 38 olarak ifade edilmişti. Şimdi 38’i kaldırıyoruz, önü açık” dedi. Askerlikteki bakaya olayını tamamen kaldırmak istediklerini belirten Erdoğan, “Orada da öyle bir sınır olmayacak. Ödemesini yapanlar da çürük noktasında da böyle bir engelle karşı karşıya olmayacak” diye konuştu. “Bir daha bedelliye ihtiyaç kalmayacak mı?” sorusu üzerine, “İhtiyaç kalmayacak şekilde o düzenleme de yapılıyor” diyen Erdoğan, zorunlu askerlik süresinin kısalıp kısalmayacağı sorusuna karşılık da, “O konuda şu andaki mevcut durum aynen devam ediyor. Bu konularla ilgili Milli Savunma Bakanlığımız gerekenleri yapıyor” dedi.
F-35’TE ENDİŞE YOK
Erdoğan, F-35’lerin Türkiye’ye teslimatını durduran ABD’deki tasarıya ilişkin de, “Bu konu biliyorsunuz, tamamıyla ABD Başkanı’nın, oradan geçtikten sonra tasarrufunda olan bir şeydir. Sayın Trump, Brüksel’deki görüşmemizde, yazılı olarak yaptığı açıklamasını da bize gösterdi, böyle bir şey söz konusu değil. Biz şu ana kadar 900 milyon dolar ödeme yaptık. İki tanesinin teslimatı da orada bize yapıldı. Şimdi orada bizim pilotlarımız eğitim uçuşlarını da yapıyorlar. Biz, bu noktada herhangi bir olumsuz endişe taşımıyoruz” açıklamasını yaptı.
OHAL İLAN ETME YETKİMİZ VAR
Terörle mücadele kanununda yapacağımız değişiklerde OHAL sonrasında güvenlik güçlerimize ve valilere ilave imkânlar sağlayacağız. Böylece terörle mücadelenin herhangi bir zafiyete uğramadan devam etmesini hedefliyoruz. Ayrıca ihtiyaç duyulan her zaman ülke genelinde veya belirli yerlerde OHAL ilan etme yetkimiz vardır.”
HİTLER’İN RUHU İSRAİL’DE HORTLADI
İsrail’in, Kudüs ve Gazze başta olmak üzere Filistin coğrafyasında gerçekleştirdiği saldırılar tam anlamıyla bir insanlık suçudur. Kendi topraklarını savunmaktan başka hiçbir suçları olmayan sivil Filistinlilerin üzerine tankıyla, topuyla, uçağıyla, füzesiyle, keskin nişancısıyla giden İsrail, ‘terör devleti’ olduğunu bir kez daha gösterdi. Yahudi Ulus Devlet Kanunu bu ülkenin gerçek niyetini tüm açıklığıyla ortaya koydu. Filistin halkıyla Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlara ve Hıristiyanlara yönelik tüm haksız uygulamalar, baskılar, tecritler bu kanunla meşrulaştırıldı. Gasp ettiği toprakları, yerleşim yerleri adıyla masumlaştırmaya çalışan İsrail bu kanunla, yaptığı hırsızlığa kendince bir kılıf icat ediyor. Bu düzenleme İsrail’in dünyadaki en siyonist, en faşist, en ırkçı devlet olduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatıdır. Hitler’in, ari ırk saplantısı ile İsrail yönetiminin, bu kadim toprakları sadece Yahudilere ait sayan anlayışı arasında hiçbir fark yoktur. Dünyayı büyük bir felakete sürükleyen Hitler’in ruhu, İsrail’in bazı yöneticileri arasında yeniden hortlamıştır. İsrail Cumhurbaşkanı’nın da isabetle ifade ettiği gibi bu, dünya Yahudilerine bir anavatan sunmaktan ziyade, tüm Yahudileri tehlikeye atan bir adımdır. Dünyada yönetim ilkelerini, dini referanslara dayandıran devletleri en şiddetli şekilde eleştiren, hatta fiili müdahalede bulunanların İsrail’in Yahudi şeriatını esas alan bu kanununa ses çıkartmamaları da ayrı bir iki yüzlülüktür.
MESUT’UN TAVRI MİLLİ VE YERLİ
Kendisiyle görüştüm. Mesut’un (Özil) bu açıklaması, takındığı tavır tam millidir ve yerlidir, her türlü takdirin üzerindedir. Ben gözlerinden öpüyorum. Çünkü, Alman Milli Takımı’na bu denli her şeyini veren ve başarılarında onun da katkısı olan bir gence böyle bir ırkçı yaklaşım, dininden dolayı böyle bir yaklaşım; bunlar hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Kaldı ki kökeni itibarıyla Türk olan Mesut’la, İlker’le, Cenk Tosun’la Londra’da resim çektirmeme tahammül edemeyen bu anlayışı, neyle izah edeceksiniz? Bu hazımsızlıktır.
MUHATABINIZ ARTIK CUMHURBAŞKANLIĞI
Türkiye, potansiyeline ve hedeflerine yakışmayan bu finans fotoğrafından inşallah en kısa sürede çıkacaktır. Buradan uluslararası yatırımcıları, ülkemizdeki yatırımcıları, tüm finans çevrelerini Türkiye’nin geleceğine güvenmeye davet ediyorum. Devlet olarak tüm yatırımcılara, tüm finans çevrelerine her türlü kolaylığı göstermeye, her türlü desteği vermeye hazırız. Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde sırf bu amaçla özel ofisler kuruyoruz. Büyük yatırımcıların muhatabı artık doğrudan Cumhurbaşkanlığı olacaktır. (Hürriyet / Turan Yılmaz)