İzmir'de bir girişimci, yerli imkanlarla "insansız deniz aracı" yaptı. Otonom ve uzaktan kumandalı kullanılabilen "Kaşif" adlı araç, üzerine takılacak sensörlerle askeri alan da dahil çeşitli amaçlarda kullanılabilecek kabiliyette tasarlandı.
Uzunluğu 3,5 metre olan "Kaşif", suya üç noktada temas etmesi dolayısıyla zorlu koşullarda batmayacak şekilde geliştirildi.
Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde (DEPARK) kurulu şirkette çalışmalar yürüten girişimci Mehmet Salih Arıkök, TÜBİTAK destekli proje kapsamında tasarladığı aracı AA'ya tanıttı.
Arıkök, araştırma gemilerinin derinliği az olan kıyılarda tarama çalışması yapamaması üzerine başladıkları çalışma sonunda ekibiyle insansız deniz aracı geliştirdiklerini söyledi. Aracın otonom olarak planlanmış rota ve çalışma alanlarında verilen görevi yapıp dönebildiğini, manuel olarak da uzaktan kumanda edilerek çalışabildiğini anlatan Arıkök, "Kaşif" ismi verilen aracın hedeflenen amaca yönelik üzerine takılan sensörlerle bilgi topladığını, 1 metre ile 100 metre derinlik arasında tarama yapabildiğini ifade etti.
Araca birçok türde sensör takılabildiğini belirten Arıkök, "Bunlar ses dalgaları ile çalışan sensörler olabileceği gibi optik ya da manyetik de olabilir. Bu yollarla denizden istenilen veriler elde ediliyor. 6 kilometrelik menzile sahip, yani bu mesafeden veri aktarımı yapabiliyor. Sensör bilgileri bu mesafeden gerçek zamanlı aktarabiliyor." diye konuştu.
"SİDA OLABİLİR"
Arıkök, dünyadaki deniz araştırmalarında ağırlıklı olarak bir ana gemi ve ona bağlı kabloyla veya çok kısa mesafede kablosuz veri aktaran insanız deniz araçları bulunduğunu, "Kaşif"in yerli olmasının yanı sıra 6 kilometrelik mesafeden veri aktarımıyla öne çıktığını kaydetti.
"Kaşif"in ayrıca barajda, nehirde ya da marinada kullanıma uygun olduğunu vurgulayan Arıkök, üzerine takılacak farklı sensörlerle farklı amaçlar için kullanılmasının mümkün olduğunu dile getirdi.
Arıkök, "Kaşif"in kullanım amaçlarına ilişkin şunları söyledi:
"Arama kurtarma amaçlı, yani alanı sensörle tarayıp, bir şey bulunduğunda koordinat bilgisini sunuyor. Deprem araştırmaları amaçlı, yani sismik cihazlar bu araca takıldığında istenilen alanda hareketli olarak veri toplayabilir. Böylece sabit sismik cihazların bulunmadığı yerlerde veri alınabilir. Gemilerin aksine kıyı taramalarını yapabildiği için genellikle kıyılarda bulunan tarihi kalıntıların tespitinde kullanılabilir. Deniz yaşamıyla ilgili bilgiler toplanabilir. Deniz suyunun iletkenliği, bulanıklığı, yoğunluğu gibi akademik amaçlı çalışmalar yapılabilir. Denizin debindeki toprağın analizini yapabiliyoruz böylece petrol ve maden yatakları ile ilgili bilgiler toplanabilir."
"Kaşif"in silahlı insansız deniz aracına (SİDA) dönüşebileceğini vurgulayan Arıkök, "Kaşif, akademik anlamdaki çalışmaların yanında aynı zamanda silahlı insansız deniz aracına dönüşebilir. O zamanki adını da 'Gözcü' olarak planladık." dedi.
Mehmet Salih Arıkök, "Gözcü"ye mayın tarama yapabilme yeteneği kazandırılabileceğini dile getirerek, "Aynı zamanda akustik sensörlerle denizin altında gelebilecek sesleri, sinyalleri değerlendirebilir. Üzerindeki kamera termal kameraya dönüştürüldüğünde gece de rahatlıkla çalışabilir. 4-5 araç vardiyalı olarak çalıştırılırsa 24 saat bir gözlem ve güvenlik alanında kullanılabilir. Yerli roketler bu araca takılabilir." ifadelerini kullandı.
Hedeflerinin haberleşmeyi uydu aracılığıyla yaparak mesafe sınırını ortadan kaldırmak olduğunu belirten Arıkök, bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
"MALİYET ÇOK DÜŞÜK"
Aracın maliyetinin düşüklüğüne dikkati çeken Arıkök, aracı yapmaya başladıkları iki yıl önce bir araştırma gemisinin günlük maliyetinin 15 bin lira civarında olduğunu aktardı.
Gemide en az 8 personel bulunduğunu ifade eden Arıkök, "Kaşif"in ise sadece şarj maliyeti ve bir de uzaktan kumandayı kullanacak operatör maliyeti olduğunu vurguladı.