Ülkemizin kredi notu kırıldı. Türkiye’deki yabancı hareketlerine baktığımızda not düşüşlerine rağmen, “güven mesajları” ve “atılan olumlu adımlarla” sermaye akışı yeniden sağlanabilir.
Türkiye’deki sıcak paranın hareketlenmesiyle başlayan dalgalanma, kredi risk primini 324 ile yukarıya çekerken dolar kurunda 4,97 ve borsada 89 binlere hareketi beraberinde getirdi. Kabine ve ekonomi yönetiminin açıklanmasından önce 4,51’e kadar gerileyen dolar kurunun iki günde 4,97’yi aşması ise stresin arttığına işaret ediyor. Sonrasında 4,8387’ye gerilemesi çıkış noktası göz önüne alındığında rahatlamanın gelmediği şeklinde yorumlanmalı. Fitch ise Türkiye’nin kredi notunu düşürdü ve görünümü “negatif”e çekti.
Kurdaki oynaklığın artması ve kapanışların yüksek seviyelerden gerçekleşmesi, kalıcılığı, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde ekonomide ciddi tahribatların oluşabileceğine dair öncü sinyaller olarak görülmeli. Piyasalarda ana referans Merkez Bankası’nın faize ilişkin 24 Temmuz’daki toplantısı olacak. Alınacak kararlar Kredi Risk Primi’nin düşme olasılığı hakkında veri sunacak. Bu da piyasalardaki olumsuz seyrin yönünü değiştirecektir.
Not düşüşüne rağmen
S&P Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke notunun üç puan altında, Moody’s ve Fitch ise yatırım yapılabilir ülke notunun iki puan altında tutuyor. Yabancı sermaye hareketlerine baktığımızda kredi kuruluşlarının not düşüşlerine rağmen verilen güven mesajları, atılan olumlu adımlarla yabancı sermaye akışının sağlandığını görebiliyoruz. Bu nedenle gözler yeni ekonomi yönetiminde olmaya devam edecek.
Para girişi yaşanabilir
Son 20 yıllık süreçte, borsadaki her büyük yükseliş dalgasında büyük yabancı sermaye girişlerinin olduğu görülüyor. Bu yıl ise borsa yılbaşından bu yana 25 bin puan değer kaybetti. Endeks yüzde 22 oranında düştü. İlk yarıda borsadan 1,7 milyar dolar para çıkışı yaşandı. Son 21 yılda 1998 yılındaki küresel kriz dışında hiç üst üste para çıkışı yaşanmadı. Bu nedenle 2018 yılı para çıkışı ile tamamlansa bile 2019’da yabancı sermaye girişi görebiliriz. 2018’in ikinci yarısında atılacak adımlar ise Türkiye’de bu yıl yaşanan para çıkışının sınırlı kalmasına neden olabilir. Küresel bazda büyük bir dalga yaşanmadıkça hisse senetlerinde bu seviyeler dip olarak kalabilir.
Altın çağı!
ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşı, Trump yönetimi ve Avrupalı liderlerin başını çektiği yeni korumacı önlemler, FED’in faiz artırım süreci… Tüm bunlar uluslararası ölçekte zorlu bir döneme girildiğini gösteriyor. Bu gerilimin ilk sonucu ise gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının hızlanması olabilir. Ülkeler yurt dışında bulunan sanayi kuruluşlarını yeniden kendi ülkelerine çekmek için politika, teşvik ve sübvansiyonlara yöneliyor. Gelişmiş ülkeler Doğuya kayan sanayilerini kendi ülkelerine çekmek için yoğun bir çaba içerisindeler. Böyle bir zamanda önümüzdeki dönemde altın çok daha fazla talep görecektir. Türkiye’de dolarla fiyatlandığı için zaten cumhuriyet altını dolar kurundaki artışa paralel bir çıkış sergiliyor. Yatırımcıların portföylerinin bir kısmında altın bulundurmaları olası dalgalanmalarda güvenli limana sığınmalarını sağlayacaktır.
Kritik 1 ay düzenlemesi
Şirketlerin hisse geri alımları ya da şirket yöneticilerinin işlemlerini finansal tablo dönemlerinde gerçekleştirmesi piyasa bozucu işlemler kategorisinde değerlendirilmekte. SPK aldığı karar sonrasında 30 Ağustos gününe kadar yapılan bu tür işlemler piyasa bozucu işlem olarak nitelendirilmeyecek. Kritik bir dönemde alınan bu kararla amaçlanan hisse senetlerine ilgiyi artırmak.
Hisse mevsimi
Borsa İstanbul, dolar bazında tarihi dip seviyelerde bulunuyor. Endeks 18 bin 532 dolar seviyesinde. Bir haftada TL bazında 100 bin seviyesini test ettikten sonra 88 bin 168’e geriledi. 10 bin puanlık düşüş yaşandı. Elinde nakdi olanlar açısından kademeli alım dönemi başladı. Endeks gerek yurtdışı gerekse yurtiçi gelişmelerle aşağı ve dalgalı seyrini sürdürebilir. Ancak hisse senetleri defter değerlerinin altında bulunuyor. Hisse toplama dönemi ise fiyatların aşırı gerilediği değerlemelerin dip seviyelerde olduğu zamanlardır. Her dönemde endekse rağmen kazandıran hisseler vardır. Nakit zengini, döviz varlığı olan, ihracat ağırlıklı, rekabette öne çıkan şirketler çıkışta öncü hisseler olacaktır. (Zeynep Aktaş/Milliyet)