MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, MHP'nin 49 yıldır Marksist ve neo-liberal gazeteciler güruhunun saldırıları altında siyaset yaptığını belirterek, partisinin önceki gün yayımlanan ironik teşekkür ilanına yönelik eleştirilere yanıt verdi.
MHP'nin ilan nedeniyle kindarlıkla suçlandığını bildiren Yalçın, ilanda yer alan isim ve kuruluşların tehdit edildiğinin öne sürüldüğünü ve eski defterlerin açılmak istendiğini aktardı.
Edip Semih Yalçın, bu suçlama ve iddiaların arkasında sinsi bir nefret ve buğz ile kripto MHP ve ülkücü hareket düşmanlığının saklandığını savunarak, açıklamasında şunları kaydetti:
"MHP'nin ilanına anlayıp dinlemeden zehir zemberek ifadelerle karşılık veren Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yönetimleriyse önce iğneyi kendilerine batırmak yerine, çuvaldızı bize batırmaya yeltenmiş, meslek etiğini MHP düşmanlığıyla kirleten mensuplarını görmezden gelmiştir. Aylardır MHP saldırıların odağındayken nerelerdeydi bu Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti diye sormak lazımdır. Gazeteciliğin haysiyetini zedeleyerek, doğruluk ve dürüstlüğü ayaklar altına alarak yapılan işe olsa olsa gazetecilik değil, tetikçilik denir. MHP ve ülkücü hareketin sicilli muarızı, tetikçi taifenin kırdığı fındık kırkı geçmiştir. Marksist, neo-liberal ve solcu medyadaki cinnetin, akıl tutulmasının ve ülkücü alerjisinin müsebbibi MHP değildir."
Medyada yuvalanmış ekserisi sol ve Marksist kökenli tetikçilerin, mesleklerinin arkasına sığınarak geleneksel düşmanlıklarını inatla sürdürdüğünü iddia eden Yalçın, her açıklama, söz, serzeniş ve kınamalarından tehdit çıkarılmaya çalışılmasının korkunun ve çöküşün eseri olduğunu belirtti.
"Bir siyasi taraf gibi tavır almaları manidardır"
Bazı kulağı kesiklerin yönlendirip kışkırttığı güruhun, MHP'nin varlığını ideolojilerine, dünya görüşlerine ve siyasi duruşlarına karşı doğrudan tehdit olarak gördüğünü kaydeden Yalçın, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu taifenin kronik MHP düşmanlığı, toplumsal barışı, kardeşliği ve siyasi tesanütü baltalayan sosyal bir yara haline gelmiştir. Konsey ve Cemiyet ise bu freni patlamış eski tüfek Marksistlerle onların şakirtlerinin tehlikeli gidişine 'dur' diyeceğine, yangına körükle gitmektedir. Basın Konseyi ve TGC'nin ortalığı yatıştıran bir açıklama yapıp 'MHP'ye haksızlık ettik, hepimizi utandırdı.' demeleri gerekirken, bir siyasi taraf gibi tavır almaları manidardır. Bizim beklentimiz, basın kuruluşlarının bazı düzenbaz mensuplarını meslek ahlakı ve halkın sözcülüğü görevi hususlarında uyararak hizaya getirmesi, MHP muarızı medya mensuplarının kendilerine çekidüzen vermesidir."
Yalçın, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın ise "Korkmuyoruz, çekinmiyoruz." diyerek, asıl tehdidi kendisinin savurduğunu, adeta MHP ve ülkücü camiaya meydan okuyarak, MHP ile çetin bir kavga başlatmak istediğini öne sürdü.
Edip Semih Yalçın, "Sendikanın eline bir demet çiçek almak yerine muştayla kavgaya çıkması, bunların kötü niyetini izhar eden bir başka gelişmedir." ifadesini kullandı.
MHP'nin, seçimlerde kendisine kin, garez ve nefretle yaklaşanlara yaman bir demokrasi dersi, ülkücü hareketin de kendisini siyaseten yok farz eden husumet ve şer cephesine büyük bir mevcudiyet dersi verdiğine işaret eden Yalçın, erken seçim kararının alınmasının ardından, listede adı geçenlerin yazı ve değerlendirmelerinden bir istatistik çıkarılmasının MHP'nin nasıl rezil bir hücum karşısında olduğunu ortaya koymaya yeteceğini vurguladı.
24 Haziran seçimlerinin sonuçlarına rağmen, MHP'nin hala itham ve suçlamaların merkezine oturtulduğunu bildiren Yalçın, "MHP, 12 Eylül öncesinin düşmanlıklarını hortlatmak ve siyasi çıkarları uğruna toplumsal barışı dinamitlemekten kaçınmayan Marksist gazeteci güruhunun takipçisi olacaktır. Mesleki kisvelerinin içine saklanan MHP muarızı gazetecilerle mücadelemiz sabır, itidal ve kararlılıkla sürecektir." açıklamasını yaptı.
"Pabuç bırakacak değildir"
Bütün bu yaşananların, mesleğinin gereğini yapanların değil, mesleğini kötüye kullananların, kötü emelleri için gazeteciliği istismar edenlerin marifeti olduğunu savunan Yalçın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"MHP, nazire yüklü teşekkür ilanında kimseyi hedef göstermemiş, aksine bir durum tespiti yapmıştır. Teşekkür listesindeki isimlerin kendilerini önemsemeleri ve bundan tehdit algısı çıkarmaları, gülünç ve bir o kadar da maksatlıdır. Bunların, 'MHP hakkındaki haksız ithamlarını unutmayacağız.' ifadesinden tehdit çıkarmak da zorlama ve ahlaksızcadır. MHP’nin tehdit etmeye değer bulmadığı insanların kendini tehdit algısının dayanılmaz çekiciliğine kaptırmasında bile istismar ve ikiyüzlülük sırıtmaktadır. Rahatsızlıklarının sebebi, uydurma tehdit ve hedef gösterme iddiası değil, maskelerinin düşmüş olmasıdır. Bu yüzden partimize ve camiamıza terbiyesizce meydan okunmaktadır. Bu meydan okumayı görüyor ve alayını hadlerini bilmeye davet ediyoruz. Bunlar hem kel hem foduldur. Ancak MHP, gazetecilik mesleğinin içine eden, insanın haysiyet ve şeref gibi kavramları yerin dibine batıran medya mensubu ve yazar taslaklarıyla ikiyüzlü araştırmacıların örgütlü veya münferit saldırılarına pabuç bırakacak değildir."
Yalçın, ideolojik saplantılarından kurtulamayan bu güruhun, asıl gücün millet iradesi olduğunu, ülkücü hareketin de Türk Milleti'nin sinesinden çıkmış büyük bir dava hareketi olduğunu "paşa paşa" kabulleneceklerini, bu kavgada Türk milletinin, MHP'nin yanında yer alacağını belirtti.