CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Şair Baki Kültür Merkezi'nde sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.
Buradaki konuşmasına vatandaşların Ramazan Bayramı'nı kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kavgaya değil, barışa, gerginliğe değil, bir arada yaşamaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Suruç'ta yaşanan olayın herkesin canını acıttığını, hiçbir vatandaşın burnunun kanamasını istemediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, olayın bütün çıplaklığıyla araştırılarak ortaya konulmasını istedi.
Önceliklerinin, herkesin karnının doyduğu bir Türkiye olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sosyal devletin yeniden inşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de işçinin, emeklinin, çiftçinin, esnafın, sanayicinin, müteahhidin değil, alın teri dökmeyen rantiye sınıfının memnun olduğunu kaydederek, bu düzenin değişerek, üreten sınıfın öne çıktığı bir düzenin gelmesi gerektiğini söyledi.
Tarım sektörünün bütün ülkelerde stratejik bir sektör olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Türkiye'de samanın, nohudun, mercimeğin, fasülyenin ve canlı hayvanın dışarıdan getirildiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, iktidarın "Biz, faize karşıyız." dediğini hatırlatarak, "Hayır efendim, hiç de karşı değiller. Faizcilere, tefecilere çalışıyorlar. Son 16 yılda dışarıda bir grup faiz lobisine ödedikleri para 151 milyar 34 milyon dolar. 151 milyar dolar faizse, bunun ana parasını siz düşünün. Bir de içeride ödenen faiz var, 687 milyar 124 milyon lira." diye konuştu.
"Biz faize karşıyız"
Her söylediğine cevap veren iktidarın buna bir şey diyemediğini anlatan Kılıçdaroğlu, üreten bir Türkiye istediklerini, bunun için çiftçiye mazotu 3 liradan vereceklerini söyledi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, iktidarın Londra'da borç para için yalvarıp yakardığını savunarak, "İçeriye gelince de afradan tafradan geçilmiyor. 'Biz faize karşıyız.' Niye Merkez Bankası faizi yükseltti? Bir değil, iki sefer yükseltti. Hani sen faize, tefeciye karşıydın? Nasıl oldu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni götürüp tefecilere teslim ettin?" dedi.
Bunun için Türkiye'nin sosyal devlet olamadığını, çiftçinin dünyanın en yüksek fiyatıyla mazot aldığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Atama bekleyen öğretmen atama istiyor, 'O işi Kılıçdaroğlu halleder, ona gideceksin.' diyor. Doğru diyor. Allah konuşturuyor. İşsizliğin ne olduğunu ben çok iyi bilirim. Bir evde, bir işsiz varsa bilin ki o evde huzur yoktur. İşi olacak. Askere gitmiş gelmiş, üniversiteyi bitirmiş, işsiz. Ne olacak? Bu çocuklar, gençler ne olacak? Bunlara iş bulmadığınız zaman ne olacak, memlekette huzur mu olacak? Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek zorundayız. Dönem, kavga etme dönemi değil, dönem, düşünme ve bilinçli olarak sandığa gitme dönemi. Tercihimizi bu çerçevede kullanacağız. Spor takımı tutar gibi bir partiyi tutmanın hiçbir mantığı yoktur. Bir parti, bu ülkeye hizmet ediyorsa başımın üstüne, tefeciye hizmet ediyorsa, kardeşim güle güle dememiz lazım. Bunu yapmadığımız takdirde kaybeden Türkiye olur."
"Benim kaybedeceğim hiçbir şey yok"
"Benim şahsen kaybedeceğim hiçbir şey yok. Çok şükür aylığımı alıyorum, milletvekiliyim. Parayı da sizler ödüyorsunuz zaten. Vatandaş vergi ödüyor, bizler de alıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, "Ne yapıyor bu 600 milletvekili? Meclis'te ne yapacak Allah aşkına? El kaldırıp indirecekler." eleştirisinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, bütün makamların, yaptığı harcamaların hesaplarını vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "18 yaşını doldurmuş kimsesiz, yoksul çocukların tamamının sınavsız devlete alınacağını" söylediğini, bunun sosyal devletin bir gereği olduğunu vurguladı.
Eğitimde ciddi sorunların yaşandığını, 16 yılda 14 kez eğitim politikasının değiştiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, çocukları kobay olarak kullanan bu eğitim anlayışına son verilmesi gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin imam hatipleri kapatmayacağını, Türkiye'de vatanına, bayrağına sahip çıkan, "Biz, hiçbir zaman bir siyasi partinin arka bahçesi olmayacağız." diyen "genç imam hatipliler" diye yeni bir kuşağın yetiştiğini söyledi.