JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, para politikasının kontrol kaybına dayalı olarak, Türkiye ekonomisi'nin, 2018 Mayıs ayı içerisinde ortaya çıkan döviz krizi eşiğinden dönerek yeniden dengelenme sürecine girdiğini belirterek, "Ancak faiz artışı ve mali disiplin eş zamanlı yürütülemeyecekse yeniden dengelenme başarılı olamayacaktır. " diye konuştu.
Yüksek döviz borcu olan özel sektörün zayıflayan likidite olanaklarını yeniden düzeltmek için yapılan faiz artışının, ekonomide devam eden yavaşlamayı daha da hızlandıracağını ifade eden Ökmen,
"Yeniden dengelenme süreci, ekonominin döviz ihtiyacını çözemez ise ikinci yarıdan sonra yüksek enflasyona rağmen, imalat sanayi başta olmak üzere genel ekonomik döngü daralmaya dönüşecektir. Faiz artışı ve mali disiplin eş zamanlı yürütülemeyecekse yeniden dengelenme başarılı olamayacaktır." diye konuştu.
Orhan Ökmen değerlendirmesinde şunları söyledi:
"Mevcut konjonktürün temel zorluğu, siyasi risklere dayalı olarak, finansal İstikrar ve fiyat istikrarının birbirlerini aksi istikametlere doğru itmesidir. Uygulamada bulunan büyüme politikası mevcut konjonktürün dinamiklerine uygun değildir: Nominal faizlerin düşük, TL’nin değerli kalabildiği 2002 ve 2013 yılları arasındaki küresel konjonktüre yönelik dizayn edilen ekonomi politikaları mevcut konjonktüre yanıt veremeyecektir.
Global iş birliğindeki bozulmaların ve abartılı teşvik sistemlerinin etkisiyle Türkiye ekonomisi ilave zorluklar içerisine girmiş durumdadır. Yeniden yapılandırma talepleri bankacılık sektörünün istikrarı
için önemli bir risktir: Güncel konjonktürün en temel özelliği, özel sektörün döviz borçlarının çevrimlerinde karşılaştığı sorunların bankacılık sistemine yansıması önemli bir risk unsuru olarak öne
çıkmış olmasıdır.
Türkiye ekonomisinde artan faiz oranlarının sebep olacağı yavaşlama ve daralma, ABD ekonomisinin canlılığı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ile kuracağı ilişkileri tarafından yumuşatılabilir. Kullanım yaygınlığı geniş olan bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarının suni olarak düşük tutulması fiyat istikrarına makro düzeyde kalıcı olarak bir yarar sağlamayacağı gibi mevduat ve kredilerin yeniden fiyatlanmasının geciktirilmesi de ekonomik daralmayı önlemekte anlamsız bir çaba olmaktadır."