ABD Başkanı Donald Trump, sürpriz şekilde kazandığı başkanlık seçimlerinin ardından yaklaşık 1,5 sene geçmesine rağmen dünyayı şaşırtmaya devam ediyor.
Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra diplomasinin gerektirdiği şekilde davranacağını düşünen birçok kişiyi yanıltan Trump, şimdiye kadar Paris İklim Anlaşması, Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nden (UNESCO) çekilerek ABD tarihinin belki de en radikal kararlarına imzasını attı.
Avrupa Birliği (AB), Kanada ve Meksika’nın çelik ve alüminyum tarifelerine tabi tutulan ülkeler listesine eklenmesi, Trump yönetiminin son sürprizi oldu. ABD’nin müttefiklerarası ticaret savaşının fitilini ateşleyen bu adımın, ulusal güvenlik gerekçesine dayandırılması işleri daha da karmaşık hale getirdi.
Aylardır Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşının dünya ekonomisini nasıl etkileyeceğini tartışan uzmanlar, şimdi ABD ile AB arasındaki siyasi ilişkilerin ve savunma alanındaki iş birliğinin nasıl etkileneceğini de kestirmeye çalışıyor.
“MÜZAKERELERDEN SONUÇ ALINMASI EN AZ 4-5 AY SÜRER”
AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Kıdemli Uzmanı Gary Hufbauer, ABD ve AB arasındaki müzakerelerden 4-5 ay içinde sonuç alınabileceği öngörüsünde bulundu.
Hufbauer, bu süreçte dünyanın en önemli iki müttefiki arasındaki ticaretin olumsuz etkileneceğini vurgularken, "AB hızlı şekilde daha önce açıkladığı listedeki Amerikan ürünlerine gümrük vergileri getirecek. Bu, ABD-AB arasındaki ticaretin 3-4 milyar dolarlık bölümüne yüzde 25 gümrük vergisi uygulanacağı anlamına geliyor" dedi.
Müzakerelerin ABD'nin AB'den talep ettiği tavizler yüzünden zaman alacağını ifade eden Hufbauer, Trump'ın özellikle Almanya'ya ticaret fazlası nedeniyle tepkili olduğunu anımsattı.
Bununla birlikte, müzakereler sonucunda tarifelerin kaldırılmasının mümkün olabileceğini düşünen Hufbauer, şunları kaydetti:
"ABD ile AB arasındaki müzakerelerden sonuç alınması en az 4-5 ay sürer. Müzakereler sonucunda tarifelerin kotalara dönüştürüleceğini düşünüyorum. Ancak eğer müzakereler sonuç vermezse Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) anlaşmazlık süreci birkaç yıl bile sürebilir.
Ama sonuç itibarıyla, DTÖ'nün ülkelerin ulusal güvenlik meselelerine karışması, güvenlikleri için neyin iyi, neyin kötü, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu söylemeye kalkması mümkün olmadığı için karar muhtemelen ABD'nin lehine olur."
“KANADA VE MEKSİKA İLE DAHA ÇABUK ÇÖZÜLEBİLİR”
Hufbauer, Kanada ve Meksika'nın ABD’yi misillemesinin AB’ye kıyasla daha kolay olduğunun altını çizerken, bu ülkelere yönelik gümrük tarifelerin yaklaşık bir ay içinde kotalara dönüşmesinin mümkün olduğunu dile getirdi.
Bu noktada, Güney Kore'nin çelik ve alüminyum tarifelerinden, ihracat kotaları sayesinde muaf tutulduğunu hatırlatan Hufbauer, kotaların tarifelerin yerine geçmesinin tarafları görece? daha memnun edeceğini şu sözlerle anlattı:
"Gümrük vergilerinin fiyatları artıracağını birçok insan biliyor ancak Trump Amerikan halkının genelini kotaların fiyatları artırmadığına ikna edebilir. İhracatçı ülkeler de kota nedeniyle artan fiyattan yararlanacakları için tarifelere kıyasla kat kat daha mutlu olacaklar."?
Hufbauer, ayrıca AB, Kanada ve Meksika'nın açıkladıkları misilleme listelerinde son seçimde Trump'ı destekleyen "salıncak eyaletleri" hedef alarak siyasi baskıyı artırma stratejilerinin, Trump yönetimini geri adım atmaya ikna etmek için en iyi yol olduğunu sözlerine ekledi.
“ABD, DTÖ’DEKİ DAVAYI KAYBEDER”
Johns Hopkins Üniversitesi Ekonomi Profesörü ve Cato Enstitüsü Direktörü Steve Hanke ise Trump yönetiminin baskılara rağmen pozisyonunu değiştirmeyeceğini savundu.
Yapılan kamuoyu anketlerinde, Trump’ın onay oranının son aylarda yükseldiğine işaret eden Hanke, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Trump, kabinesi ve ekonomi danışmanları ABD’nin dış ticaret açığının gerçekten adil olmayan ticaret uygulamalarından kaynaklandığına inanıyorlar. Trump’ın onay oranının son dönemde yükseldiği göz önüne alınırsa Amerikan halkı da bu adımları destekliyor. Bu nedenle, ticaret politikalarında değişim olacağını sanmıyorum. ABD’nin çelik ve alüminyum tarifelerini istediklerini almadan kaldıracağını hiç düşünmüyorum"
Hanke, buna karşın, AB, Kanada ve Meksika’nın ABD’nin en önemli müttefiklerinden olduğu için ulusal güvenlik mazeretinin tuhaf ve sorunlu göründüğünü vurguladı.
Bu nedenle, ABD'nin DTÖ'nün anlaşmazlıkların çözümü sürecinde zorlanacağını öngören Hanke, “AB ve Kanada, DTÖ’ye başvuracaklarını açıkladılar. Ulusal güvenlik gerekçesi, DTÖ'deki süreci biraz belirsizleştiriyor. ABD, zaten bu yüzden bu yola başvurdu ama sadece ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor demekle davayı kazanamaz. Bu gerekçenin doğruluğunu kanıtlaması lazım. Bence bu zor. ABD’nin DTÖ’deki davayı kaybedeceğini düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı.