Yazdır
Türkiye'nin Bern Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavir Vekili Eşref Dalkıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kantonlar Meclisinin salı günü yapılan oturumunda, İsviçre'nin İtalyanca konuşulan Tiçino kantonundan "Tiçino Ligi" isimli partinin Ulusal Meclis milletvekili LorenzoQuadri'nin önergesinin ele alındığını söyledi.
Dalkıran, Quadri'nin sunduğu önergeyle, "İsviçre'deki camiler ile imamların ülke dışından finansal kaynak temin etmelerinin yasaklanmasını, bu kaynakların menşeinin ve kullanım alanlarının açıklanmasını ve vaazların İsviçre'nin resmi dillerinden en az birinde verilmesini" öngören bir yasa tasarısı hazırlamasını Federal Konseyden talep ettiğini aktardı.
Söz konusu önergenin, Kantonlar Meclisinde görüşülerek 7'ye karşı 29 oyla reddedildiğini, 4 de çekimser oy bulunduğunu belirten Dalkıran, "Karardan büyük memnuniyet duyuyoruz." diye konuştu.
Önergenin, Ulusal Meclisin 26 Eylül 2017 tarihli oturumunda 94'e karşı 89 oyla kıl payı kabul edilerek Kantonlar Meclisine havale edildiğini anımsatan Dalkıran, "Akabinde, Kantonlar Meclisinin Hukuk İşleri Komisyonu, anılan önergeyi 27 Nisan 2018 tarihli oturumunda ele almış, 10'a karşı bir çekimser oyla Kantonlar Meclisine Quadri'nin önergesinin reddedilmesini önermişti." dedi.
Hükümet önergeye karşı çıkıyordu
İsviçre'de, 7 üyeli Federal Konseyden oluşan hükümet, defalarca yaptığı açıklamada, İsviçre'deki hiçbir kantonun İslamiyet'i resmi din olarak tanımadığına vurgu yaparak tasarıya muhalefet etmişti.
Konsey, "Müslümanlara haklar verilmeksizin herhangi bir kısıtlama getirmenin haksızlık" olacağını vurgulamıştı.
İsviçre Sosyal Demokrat Partisinin lideri Christian Levrat da geçen kasımda yaptığı açıklamada, İslam'ın resmi din olarak tanınması önerisini tekrarlayıp Diyanet İşleri Başkanlığının ülkesindeki faaliyetlerine destek vermişti.
Diyanet İşleri Başkanlığının İsviçre'deki çalışmalarına ilişkin kendisine yöneltilen bir soru üzerine Levrat, "Diyanetin (İsviçre'deki bazı camilere) finansmanının yasaklanmasına karşıyım çünkü Türk imamların yasaklanması Vahhabi ve Selefiler tarafından doldurulacak bir boşluk oluşturabilir. Bunlar İslam hakkında daha radikal vaazlar veriyor. Her şeyden önce imamların Arapça yerine Almanca ve Fransızca vaaz verdiği Türk etkisini tercih ediyorum." karşılığını vermişti.