Yazdır

Kılıçdaroğlu'ndan sınır ziyaretindeki sanatçılara sert sözler

Tarih: 03 Nisan 2018 - 15:48

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı harekâtına katılan Mehmetçik'e moral ziyaretinde bulunmak için Hatay'a giden ünlü isimlere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda partililere seslendi. CHP lideri hafta sonu sınır ziyaretinde yer alan sanatçılarla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Afrin'de 52 şehidin, yüzlerce yaralının olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "52 şehidimizin daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup güruh, davul, zurna, klarnet, şarkılar, türküler. Ben merak ediyorum bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç bir de Yaylalar türküsünü söyle bakalım, gücün yetiyorsa ve ahlak kaldıysa" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

Hepiniz hoşgeldiniz. Benim umudum sizsiniz. Birlikte, sonuna kadar mücadel edeceğiz. Bir diktatörden bu ülkeyi kurtaracağız. Bugün 3 Nisan, 88 yıl önce kadınların belediye başkanı seçilmesi ile ilgili yasa ilk kez çıktı. Artvin Kılıçkaya beldesine Sadiye Ardahan diye bir kadın belediye başkanı seçildi. 

"ÇIK KARŞIMA RECEP BEY"

Garibanı görünce esersin, yurt dışına üfürürsün ama benim karşıma çıkmaya cesaret edemezsin. Sende o yürek yok o yürek. Dünya kadar televizyonun, gazetelerin var. Çık karşıma çık Recep Bey. Çık karşıma.  

Hakkı, hukuku ve adaleti bu ülkeye kadınlar getirecek. Kadın-erkek eşitliğini savunanlar yine sizler olacaksınız. Hayatın her alanında kadınlar mücadele edecek. 

Ülkü Tamer, yaşayan en büyük şairlerimizden birisiydi. Hayatın kaybetti. Allah'tan rahmet diliyoruz. 

"TAŞERON İŞÇİLERİNE KADRO VERECEĞİM"

Taşeron işçileri ile ilgili beklediğimiz tablo gerçekleşmedi. Taşeron işçilerini ilk kez 2.5 yıl önce dile getiren parti CHP. O partinin genel başkanı ilk kez köleliğe karşı çıktı. 2.5 yılda başta sarayda oturan zat, orayı işgal eden zat, yakın çevresi kadro verelim, bunlar bizi sandığa gömecekler dedi. Sözde kadro verdiler ama binlerce kişiye kadro vermediler. Bütün kadın kardeşlerimin önünde söz veriyorum. Halkın iktidarında kim olursa olsun bütün taşeron işçilerine kadro vereceğim, söz. 

Bakana yemek götüren garsona kadro vermediler. Arabaya kadro verdiler, o arabanın şoförüne kadro vermediler. 

Otizmli çocuklar var aramızda, onları yeteri kadar göremiyorsunuz kalabalık bir ortam olduğu için, onların eğitilmesi lazım, sorunları ile ilgilenmemiz lazım. Onların sorunları çok ama çok önemlidir. Biz bütün otizmli çocuklara sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. Onların hakkını sonuna kadar savunacağız.

Tek adam rejimini yıkacağız. Dikta yönetimini ve diktatörü oradan alacağız, alaşağı yapacağız. En büyük korkuları kadınlar. O nedenle diyorlar ki kadınlar evde otursun. Kadınlar yeri geldiğinde evinde oturacak yeri geldiğinde hakkını aramak için caddeye de sokağa da inecek. Kadınlara güveniyorum. Bu ülkenin kadınları demokrasi istiyor. Bu ülkenin kadınları eşitlik, daha fazla söz hakkı istiyor. Her kadın bir Kuvayı Milliyecidir. Siz birer Kuvayı Milliyecisiniz. Bu ülkenin kadınları özgürlük istiyor, rahat bir hayat istiyor. Bu ülkenin kadınları fesli Kadirleri istemiyor, deli Kadirleri istemiyor, keşke Yunanlar galip gelseydi diyor fesli Kadir. Ve onu ziyarete gidenler. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edip fesli Kadir'in önünde diz çökenler... Keşke Yunanlar galip gelseydi diyen adama gideceksin, önünde el pençe duracaksın, sen vatan hainisin.  Eğer kadın, hakkı, hukuku ve adaleti istiyorsa bu topraklara hak, hukuk ve adalet gelecektir. 

Siz, bu ülkenin kadınları, Anadolu kadınları, siz hak, hukuk ve adalet dedikçe sarayda oturan zatın koltuğunda rahat oturmadığını ben de biliyorum. Ona rahat uyku uyutmayacağız. Bu ülkenin kadınına sonuna kadar güveneceksin. Güvenmedin, seni oradan aşağıya bu ülkenin kadınları indirecek. 

OHAL var ülkemizde. Kimse konuşmasın. Kimse bir şey söylemesin. İstediğimi hapse attırırım diyor. Sarayda oturan zata sesleniyorum. Sen adaletsizliğin, yolsuzlukların timsalisin. Cebini düşünensin sen. Ben insan haklarını savunuyorum, demokrasiyi savunuyorum. Düşünce özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini savunuyorum. 

Sen badem sütüyle besleniyorsun, biz kuru ekmekle besleniyoruz. 

Her zaman her yerde her ortamda, CHP Filistin halkının yanında olmuştur. 23-24 yaşlarında evlatlarımız Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katılmış ve savaşmıştır. Onları rahmetle anıyoruz. Eylem yaptılar, hak arıyorlar. Kendi topraklarını istiyorlar. Ama İsrail askerleri acımasızca gerçek kurşunlarla taradı. 18 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Erdoğan konuşuyor. Sen Mavi Marmara'da Türkiye'nin itibarını 20 milyon dolara satmadın mı? Sen kalktın, İsrail terör devletidir dedin sonra gittin, İsrail'in önünde diz çökmedin mi? 9 kişinin kanı yerdedir. 9 kişi Mavi Marmara'da hayatını kaybetti. Onların hakkını savunan tek bir lider, tek bir parti vardır. Kılıçdaroğlu ve CHP. İsrail'e haber gönderiyorlar, biz biraz bağırıp çağıracağız ama idare edin. Biz bunu bilmeyiz. Biz mazlumun yanındayız. 

Mavi Marmara'dan sonra ne diyordu? 3 şartım var diyordu. İsrail özür dilemeli, dilemedi. Ama sen İsrail'den tek sayfalık özür mektubu bile alamadın. Ben tazminat ödemem dedi. Hesabı açtılar, 20 milyon dolar para oraya bağış olarak yatırıldı. Gazze ablukası kalkmadan asla barış olmaz diyorlardı. Kalktı mı? Bir adamın ağzında yalan yuva yapmışsa o adamın bu memlekete faydası yoktur. 

Şu ekonominin haline bakın. Bütün bu acıları yaşayan bu ülkenin kadınlarıdır. Kadınlar, 2019'da bu darbeciyi, diktatörü indirecek gerçek anlamda demokrasiyi bu ülkeye getirecek gerçek anlamda. 

Erdoğan, bu ülkenin en büyük belası faizdir diyor. Doğru diyor. 15 yıldır kurtaramamış bundan sonra kurtaracak. Sen gideceksin, oraya aklı başında cebini değil, vatandaşı düşünen gelecek, faizi alaşağı edecek. Ekonomide her kötülüğün anası faizdir doğru ama babası Recep Tayyip Erdoğan'dır. Faizi düşür. Sen yönetiyorsun. Çekil koltuğundan bak bakalım faiz nasıl düşüyor. Faiz zengini daha zengin yazar. 

Üreteceğiz, kazanacağız, hakça paylaşacağız. Özel bankalara gücün yetmiyor diyelim, devlet bankalarına KHK çıkar. Yandaşın borcunu sıfırlarsın esnafa gelince çeksin dersin. Sürünsün biraz daha dersin. 

İkide bir diyor ki her işveren işçi alırsa işsizlik sorunu çözülür. Çıkar bir KHK. Az önce çiftçilerden bahsettiğim, eğer çiftçi üretmezse istihdam olmaz. 

Bile bile bunların hepsini yapıyorlar. Çünkü 80 milyonun kim besleyecek. Hollanda, Almanya, Fransa, İngiltere bekliyor. Siz üretmeyin diyor. Samanı, eti, mercimeği bizden al, ne gerek var siz üretiyorsunuz diyor. 

Hiç kimse bizim derdimizle ilgilenmiyor diyorlar. Bütün şoför kardeşlerime sesleniyorum. Senin derdini bu Meclis'te, TBMM'de bütçe görüşmelerinde bakanının, bakanların, başbakanın olduğu ortamda dile getiren tek kişinin adı Kılıçdaroğlu, o partinin adı da CHP'dir. Senin hakkını koruyana değil, sarayda oturup badem sütü içene oy verdin sen. Bir daha aklını başına al, senin hakkını hukukunu koruyan partiye gel kardeşim. Bak, halk partisi, halkın partisi. 

Sen gitmişsin Giresun'a, Ordu'ya ağzından bir tek fındık lafı çıksın. Hiçbir şey söyleyemiyor. Fındığı da yabancılara teslim etmek üzere yola çıktılar. Bütün üreticiler yabancı şirketlerin yanında işçi olarak çalışacaklar. Buna karşı çıkan biz, bunun mücadelesini veren biz. 

"İNEĞİ, SAMANI İTHAL EDİYORLAR AMA TOSUNCUĞU İHRAÇ EDİYORLAR"

İnekler, yemleri, samanı ithal ediyorlar ama tosuncuğu ihraç ediyorlar. Fakat bu ihracat bizim anladığımız anlamda ihracat değil. Karşısında döviz gelir, tosuncuk ihraç edince paraları götürüyor. Bunlar o tosuncuk için araştırma önergesi verdik, onu da kabul etmediler. Tercihlerini ondan yana koydular. Tosuncuk milleti dolandırıyor, parayı yurt dışına gönderiyor bunların haberi yok. Haberi var ama ses çıkarmıyor malı götürsün. Bu hükümetin adı malı götürme hükümetidir. Soygunculuk tam bunlara yakışıyor. 

Sarayın mutfağında şeker kullanılmıyormuş en pahalı bal kullanılıyormuş. Vatandaşın derdini bilmiyorlar. Bunlar nasıl yaşıyor bilmiyorlar. Yoksulluk nedir bilmiyorlar. Bir elleri yağda bir elleri balda besleniyorlar. Ahkam kesiyorlar "vatan, millet, Sakarya" diye. Ya memleketi sattınız siz. 

İlahiyatçı yazar Hendek Savaşlarından söz ediyor bir konuşmasında, birisi ihbar ediyor. "Bu Mardin'de, Sur'daki hendeklerden söz ediyor" diye. Savcı da bütün yazılarından anlaşılacağı üzere bu o hendek savaşından söz etmiyor diyor. Hakkında 7.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanıyor. Sevgili savcı adaleti bir gün sen de isteyeceksin. Komutanları, askerleri hapse atıyorlardı, onlar adaleti istiyorlardı. Gün gelecek sen de adaleti arayacaksın. 

7.4 büyüdük diyorlar. Geliri artan, evet büyüdük, biz de büyüdük, ev, hane aldık diyen kaç kişi var? Gelir arttı diyorlar, onların geliri arttı, halkın değil. Emeklinin aylığı arttı mı, asgari ücret, memur maaşı arttı mı? Kendi ceplerini büyütüyorlar. İster badem sütü iç, ister badem unu ile beslen bu ülkenin kadınları seni oradan indirecek.

"BİR ÜLKENİN SANATÇILARI ZORUNLU OLMADIKÇA BARIŞI SAVUNURLAR"

Bir ülkenin sanatçılar dik ve onurlu durmak zorundadırlar. Egemen güce teslim olmazlar. Hakkı, hukuku ve adaleti savunurlar. Zalimden yana değil, mazlumdan yana tavır alırlar. Bir ülkenin sanatçılar diktatörün karşısında asla ve asla boyun eğmezler. Bir ülkenin sanatçıları asla ve asla kimseyi ötekileştirmezler. Savaşı değil, her zaman her ortamda barışı savunurlar. Eğer bir ülkede Cumhurbaşkanlığını işgal eden zat ettiği yemine sadık kalmıyorsa, namusuna ve şerefine sahip çıkmıyorsa ona sanatçı sahip çıkamaz. Sanatçı denen vatandaş, onun yanında senin ne işin var? Afrin'de 52 şehidimiz var. Yüzlerce yaralımız var. 52 şehidimizin daha kanı kurumadı. Toplanmışlar bir grup güruh, davul, zurna, klarnet, şarkılar, türküler. Ben merak ediyorum bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç bir de Yaylalar türküsünü söyle bakalım, gücün yetiyorsa ve ahlak kaldıysa. 

Afrin'e gittik, şehitler oldu metal yorgunluğunu ortadan kaldırdık. Bu cümleleri kullananlara ders verecek olanlar bu ülkenin kadınları. Şehidi veren, ağlayan diyen sizsiniz. Sefasını süren o zat. Ona o sefayı yaşatmayacak olanlar da yine sizlersiniz. 

"FETÖ'nün siyasi ayağı kimdir?" demiştim. Niye çıkarmıyorsunuz? Geçen gün dedim, artık kral çıplak. Bir numaralı aktörü, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zattır. O zatın adı da Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ben bunu söyledim diye tazminat davası açmış. 250 bin liralık tazminat davası açmış, ben de ona açmıştım. 5 paralık açtım. Neden? E değeri 5 para. 5 paralık tazminat davası. Eskiden milyonluk davalar açıyordu, demek ki var yani, şimdi değeri düşürmüş. Sen bırak bu numaraları. Sen, benim hakkımda dava açmak istiyorsan suç duyurusunda bulunacaksın, ben o mahkemeye gideceğim, senin bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğim.

Şeker vatandır, vatan satılmaz. Bu cumartesi Çorum'da miting yapacağız. Herkesi mitinge bekliyoruz. Sadece Türk bayrakları ile geleceksiniz, parti bayrakları istemiyoruz. Çünkü, şeker vatandır, vatan satılmaz. Bu ülkenin kadınları son sözüm size. Bayrağınıza, vatanınıza sahip çıktığınız gibi bu ülkenin demokrasisine de sahip çıkacaksınız, 2019'da bütün dünyaya bir demokrasi sözü vereceğiz.  

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kilicdaroglundan-sinir-ziyaretindeki-sanatcilara-sert-sozler/1293092