İstanbul'da Canyurt B. "Emniyet 2. Şube" denilen Vakıflar’a ait binanın mührünü söktü, restore edip çevredeki esnafa 1 milyon liraya kiraya verdi. "MİT'çiyim" deyip duvarlara devlet büyükleriyle çektirdiği fotoğrafları asan dolandırıcı, resmî işler için de 15 Temmuz gazisi olan kardeşini kullandı.
Türkiye Gazetesi'nden Cabir Turğut'un haberine göre, Sirkeci'de "2. Emniyet Polis Şube" diye anılan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bir bina bulunuyor. Bu bina belediye tarafından mühürlüydü... İddialara göre; Canyurt B. adlı şahıs mührü kırdı ve kendisine ofis açtı. Duvarları, devlet büyüklerinin fotoğrafları ile süsleyip kendisini onlara yakın biri olarak tanıtıp etrafın güvenini kazandı. Resmî işlemlerdeki sıkıntılarını da 15 Temmuz gazisi olan kardeşini kullanarak çözdü. İşte bu Canyurt B. mührünü söktüğü binayı tam 1 milyon liraya kiraladı.
Bir ihbar üzerine soluğu Sirkeci’de aldık ve dudak uçuklatan bu sahtekârlığın detaylarına ulaştık... Mührü sökülen binada bir gözlükçüye ait "200 metre ileriye taşındık" yazılı not asılıydı. Adrese gittiğimizde Ruhçan Küpeli ile karşılaştık. 150 bin lira civarında zarar ettiğini öğrendiğimiz Küpeli, asıl mağdurun kafe işletmeciliği yapan Yılmaz Korkmaz olduğunu söyledi. Biz de Yılmaz’ın hikâyesini dinledik.
MEĞER BİNA VAKFINMIŞ
Acı bir gülümsemeyle söze girdi Yılmaz ve "Canyurt B'ye dükkân kirası olarak ilk etapta 90 bin lira ödedim. İşlettiğim kafeyi büyütmeyi planlıyordum. Bütün tesisatı, altyapıyı kurduk. Restore için 350 bin lira para harcadım. Adam zabıta gelip geçiyor diye sürekli tedirgin oluyordu. Meğer bina Vakıflar Genel Müdürlüğüne aitmiş. Zabıta burayı mühürleyince dolandırıldığımızı anladık" dedi.
ERDOĞAN’IN ADINI KULLANDI
Yılmaz, "Nasıl ikna oldunuz?" sorusuna şu cevabı verdi: Canyurt B. "Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken 4. Ağır Ceza’da beraber yargılandık" derdi. Kendisinin binadaki ofisinde birçok devlet büyüğüyle birlikte çekilmiş fotoğrafları vardı. Biz de ‘büyük adam’ deyip, varımızı yoğumu teslim ettik. Tabi olay ayyuka çıkınca vakıflara başvurduk. Yetkililer Canyurt B'nin vakıf malını işgal ettiğini söyledi. Araştırınca 1 yıl önce bu adamın mahkemelik olduğunu, Anıtlar Kurulunun binayı mühürlediğini tespit ettik. Mührü kırıp cebren binaya girmiş. İnatla sahiplenmiş. Ayrıca binanın yanındaki alanı da otopark olarak kiraya vermiş. Toplam 1 milyona yakın zarar var ortada."
Canyurt B'den otoparkı kiralayan Yoldaş Babur isimli vatandaş da 'dolandırıldım' diyerek "75 bin lira ödedim. Adamı daha da görmedim. Davalık olduk" diye dert yandı.
2003 YILINDAN VUKUATLI
Bundan tam 15 yıl önce Ankara Ticaret Odası (ATO) Genişletilmiş Meclis Toplantısı'nda kısa süreli gerginlik yaşandı. Dönemin Başbakanı Erdoğan'ın konuşmasını bitirmesinin hemen ardından, söz almak isteyen bir kişi, engellenince bağırarak olay çıkardı. Adının Canyurt B. olduğu öğrenilen şahıs, salonda oturduğu yerden ayağa kalkıp, Başbakanla, beraber yargılandığını ifade ederek, 'Korumanızı şikâyet ediyorum ben şerefli bir ATO Meclis üyesiyim'' diyerek bağırmıştı. Salondakilerin müdahalesi üzerine yaşanan kargaşa esnasında, söz konusu vatandaş salondan uzaklaştırıldı. Ankara eski Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Meclis toplantısında meydana gelen olayla ilgili olarak ''Söz konusu kişinin ATO'nun meslek komitelerinde ve Meclisinde, hiç bir şekilde üyeliği söz konusu değildir. Tesadüf eseri salonda bulunmaktadır'' dedi.
YUVAMI DAĞITTI
Mağdurlardan Seyfettin Canbuldu Canyurt B'nin yanında 1 yıla yakın çalışmış. 2 bin lira maaş vaadiyle işe başladığını belirten Canbuldu şunları anlattı: "Bana ‘iki ay sonra 500 lira zam yapacağım’ dedi. Kendi kendime 'böyle patron görmedim' diye düşündüm. Meğer sigortamı bile yapmamış. 7 ay boyunca tam olarak maaş alamadım. Sabrettim arada bir ödeme yapıyor diye. Bir gün geldi kredi çekmemi istedi. İnandım çünkü ‘ben Pembe Köşk’te yıllarca yaşadım. Subaydım. JİTEM’ciyim’ demişti. Devlet büyükleriyle de fotoğrafı var. Beni 7 bin lira krediyi bankadan çekmeye ikna etti. En son 2 Ocak’ta gördüm kendisini. Param olmadığı ve işsiz kaldığım için bankalara faizden kaynaklı borcum 30 bin lirayı buldu. Eşim durumu bankalardan telefonuma gelen mesajları görünce öğrendi ve evi terk etti. Yuvam dağıldı.” Öte yandan Seyfettin Canbuldu, 15 Temmuz gecesi İBB önünde bacağından vurulan Haşim B'nin Canyurt B'nin kardeşi olduğunu ileri sürdü. Canbuldu, “Eski işverenim kamuda sorun yaşadığı meseleleri çözmek için resmî kurumlara gazi olan kardeşi Haşim ile birlikte giderdi” dedi.
SÜLÜN OSMAN KİMDİR
Osman Ziya Sülün, 1923'te İstanbul'da doğdu. Adını duyurduğu ilk "işini" 1948 yılında Fatih'te yeni tuttuğu evin sahibini dolandırarak yaptı.
1950 ve 60'lı yıllardaki "işleriyle" ün kazanan "Sülün Osman", tramvay, Galata Kulesi, kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları gibi kamu mallarını saf vatandaşlara 'satarak' ya da 'kiraya vererek' efsane haline geldi.
Galata Köprüsü'nü satmak üzereyken tesadüfen yakalandı. Ölümüyle ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte, polisin tahminlerine göre 1984'te Beyoğlu'nda sürekli kaldığı otelde kalp krizinden öldü ve kimlik taşımadığı için kimsesizler mezarlığına gömüldü.
Sülün, Taksim Meydanı’nın girişine paspas koyup, gelenden geçenden para toplamayı akıl etmiş, tarihin gelmiş geçmiş en şirin ve komik dolandırıcısıdır.