Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, yabancı yatırımcı çekmek amacıyla, ihtiyaçların baz alındığı sektörel ve bölgesel aksiyon planları hazırladıklarını belirtti. Bu planlama ile ilk aşamada küresel Uluslararası Doğrudan Yatırımlar’ın (UDY) yüzde 1.5’ini Türkiye’ye çekmeyi hedeflediklerini ve bunun da 2017 rakamları baz alındığında ortalama 22.5 milyar dolara denk geldiğini ifade eden Ermut, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak’ın sorularını yanıtladı.
Türkiye’ye gelen UDY’de düşüş olduğu ifade ediliyor. Nedir son durum?
Geçen yıla kıyasla UDY rakamında meblağ olarak gerçekleşen gerileme, küresel UDY akımlarında 2017 yılı içinde gerçekleşen gerileme ile hemen hemen aynı oranda. Yani, gerileme Türkiye’ye has değil, global anlamda bir daralma söz konusu. UNCTAD’ın verilerine göre global UDY rakamı 2016 yılında 1.81 trilyon dolar iken, 2017 yılında 1.52 trilyon dolara gerildi.
2017 yılında net UDY 10.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015 yılında çektiğimiz 18 milyar dolar rekor UDY’den sonra 2016 yılında Türkiye’ye, 15 Temmuz gibi olumsuzluklar yaşamamıza rağmen, ekonominin güçlü yapısı dolayısıyla 13.3 milyar dolar gibi yine yüksek miktarda UDY geldi.
Türkiye’nin daha fazla yatırım çekmesi için yeni planlamalarınız var mı?
Kısa vadede küresel yıllık UDY’nin yüzde 1.5’ini çekmeyi hedefliyoruz. 2017 rakamları baz alındığında bu rakam ortalama 22.5 milyar dolara denk geliyor. Bu kapsamda, sektörleri öncelik sıralamasına göre belirleyerek, Türkiye’nin rekabet analizine göre filtreleyip, bölgesel yatırım ihtiyaçlarını belirledik. Öncelikli sektörlerin ve hedef ülkelerin belirlenmesinde üç aşamalı bir yöntem kullandık. İlk aşamada her sektörün UDY potansiyeli ve söz konusu sektörlere yabancı yatırım çekmenin stratejik olarak önemini baz alarak sektör öncelik sıralaması yaptık. İkinci aşamada, bu sektörleri, yatırımcı firmaların hedef pazar seçiminde baz aldıkları kriterleri göz önüne alarak, Türkiye’nin rekabet gücüne yapacakları katkıya göre filtreledik. Üçüncü aşamada ise UDY potansiyeline göre her sektör için hedef ülkeler belirledik.
Öncelikli sektörlerin belirlenmesinde; sermaye girişi, iş yaratma ve ihracat potansiyeli, teknoloji yoğunluğu, Türkiye’nin ithal bağımlılığını ve böylece dış ticaret açığını ve cari açığı azaltma potansiyeli gibi faktörler baz alındı.
Sektöre olan iç ve bölgesel talebin yüksek olması, aynı piyasayı, teknolojiyi, hammaddeyi ve işgücünü kullanan firmaların bir arada olduğu sektörel kümelenme bölgelerinin bulunması, hammaddeye ulaşım kolaylığı, enerji ve işgücü gibi kalemlerde rakiplere göre Türkiye’ye avantaj sağlaması, rekabetçi bir ortamın olması ve pazara giriş kolaylığı gibi faktörleri de analizimize dahil ettik. Enerji/yenilenebilir enerji, havacılık/ savunma, yaşam bilimleri (sağlık ve biyoteknoloji), otomotiv, makina, kimya, bilgi ve iletişim teknolojileri, lojistik-altyapı- ulaşım ve iş hizmetlerini öncelikli sektörler olarak belirledik. Sonra ülke hedeflemesi yaptık. Örneğin otomotiv sektöründe kaynakları Almanya, Japonya, ABD, Fransa ve Güney Kore gibi sektörde öncü ülkelere tahsis ettik. Ayrıca, şirketlerin yatırım gereksinimlerini Türkiye’de bulunan ekosisteme göre de analiz ediyoruz.
UDY’ler Türk ekonomisini nereye götürür? Bir hedefiniz var mı?
UDY’lerin verimi çok önemli. Türkiye’yi verimli UDY’ler sayesinde bölgesel bir yüksek teknoloji, ihracat ve Ar-Ge merkezi konumuna getirmek ve ülkeyi Avrupa ve Orta Doğu/Afrika bölgelerinin ticaret ve finans merkezi yapmak olarak belirledik.
Türkiye’nin UDY’ler için güvenli bir liman olduğu algısını oluşturmak birincil hedefimiz. Bu sayede uluslararası yatırımcılar için güvenilir bir ortak ve önemli bir başvuru ve bilgi merkezi olmak ikinci hedefimiz. Daha sonra ise; yüksek katma değerli sektörlere öncelik vererek, global şirketlerin Türkiye’den beklentilerine cevap vererek ve Türkiye’yi, özellikle KOBİ’leri, global değer zincirine dahil ederek stratejik önceliklerimizle ilgili proaktif tanıtım yapmayı planlıyoruz.
Sunduğu avantajlar (hukuk, eğitim, alt-üst yapı...) baz alındığında Türkiye uluslararası yatırımcılar için model bir ülke midir?
Türkiye stratejik konumu, genç nüfusu, hızla büyüyen ekonomisi ve iç dinamikleri ile kendine özgü bir ülke. Eğitim sistemimiz her geçen yıl gelişiyor. Üniversitelerden mezun olan gençlerimizin sayısı 2002 yılında 287 bin kişi iken, 2016 yılında 801 bin kişi oldu. Uzman mühendis sayısı, kalifiye üst düzey yönetici, üretim sektöründe saat başı işgücü maliyeti gibi alanlarda bir çok Avrupa ülkesinden iyi durumdayız.
Altyapı yatırımlarında da büyük bir atılım içindeyiz. Son dönemde, dünyada halen yürütülen veya tamamlanmış 10 mega projeden 6’sı Türkiye’de bulunuyor. Sonuç olarak Türkiye satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13., Avrupa’nın ise 5. büyük ekonomisi. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde son 15 yılda yakalanan politik ve ekonomik istikrar ortamı ve yapılan reformlar sayesinde Türkiye zaten model alınan bir ülke konumunda. Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok yurtdışı gezisinde Ajans olarak yatırımcı toplantıları organize ettik ve yatırımcıların Türkiye hakkında bizzat birinci elden bilgi edinmelerini sağladık.
Yerlileşme programına, katkınız olur mu?
UDY’de stratejik olarak aradığımız özelliklerden birisi teknoloji transferine olanak sağlanması. Yerlileşme programına yerelde üretilemeyen teknolojilerin ve ürünlerin, yerleşik uluslararası yatırımların kaldıraç olarak kullanılıp yerlileştirme projelerinin geliştirilmesi şeklinde katkı veriyoruz.
Dışa bağımlı olduğumuz alanlarda uluslararası firmaların ülkemize çekilerek dış ticaret açığının azaltılması ve yerelde katma değer artışının sağlanmasına da katkı sağlayabiliriz.(Filiz Coşkun/Dunya)