Dünya borsalarındaki satış derinleşiyor. Bu kez satışın arkasında Fed’in faiz artırması, güçlü dolar ve yükselen faizler değil küresel ticaret savaşları var. Başkan Trump’ın başlattığı, Avrupa ve Çin’in karşılık verdiği gümrük vergi artışlarının küresel ticaret savaşına dönüşeceği endişesi haftanın son iki gününde piyasalarda panik satışlara yol açtı.
Piyasalardaki ilk satış baskısı Şubat ayında başladı. Enflasyon görünümündeki bozulma ve Fed’in 2018 yılında 4X25 baz puan faiz artışı yapacağı endişesi ile fiyatlarda %10 civarı bir gerileme yaşandı. Piyasalardaki satış dalgası şiddetli ancak kısa süreli oldu. Güçlü şirket karlarını arkasına olan hisse senedi piyasaları kayıplarının büyük kısmını geri aldı.
Ancak postacı kapıyı ikinci defa çalmakta gecikmedi. ABD’nin 60 milyar doları aşan ithalat için gümrük vergisi uygulaması ve Çin’in misilleme kararı sonrası ortalık karıştı. Başkan Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın yerine şahinliğiyle tanınan Bolton’u atamasının da tesiriyle piyasalarda yeni bir satış dalgası başladı.
Risk iştahındaki bozulmaya paralel hisse senetleri iki günde %5’e yakın gerilerken, yen, frank, altın, ABD tahvilleri gibi emin liman olarak görülen yatırım araçları değer kazandı.
Artan oynaklığa rağmen ABD’nin gümrük vergilerinin küresel boyutta dış ticaret savaşına yol açmasını beklemiyoruz. Olası bir korumacılık savaşının taraflara vereceği zarar o kadar yüksek ki, hiç kimse bu denli büyük bir savaşın vebalini almak istemez.
ABD ile Rusya arasındaki silahlanma yarışı nasıl bir nükleer savaşla sonuçlanmadıysa, ABD ile Çin veya Avrupa arasındaki olası bir korumacılık savaşının da küresel bir dış ticaret savaşına yol açmasını beklemiyoruz.
Ancak oyunun Armagedon senaryosu ile sonuçlanmaması çevreye vereceği hasarın az olacağı anlamına gelmiyor. Oynaklığın yüksek olması ve risk iştahındaki bozulma kırılgan olarak nitelendirilen gelişmekte olan piyasa fiyatlamalarında sert düzeltmelere yok açabilir.
Reel ekonominin son derece dirençli olmasına rağmen Türkiye varlıkları dünya piyasalarındaki satış dalgasından payına düşeni alacaktır. Geçen hafta yaşanan piyasa hareketleri düzetmenin ağırlıklı olarak döviz kuru yoluyla olacağını, hisse senedi ve tahvilde yeniden fiyatlamanın görece daha sınırlı olacağına işaret ediyor.
Lafı çok uzatmadan toparlayalım. Trump’ın kapıyı kırmasını beklemiyoruz. Ancak Fed’in faiz artışları ve son PMI rakamları yüzünden zaten tedirgin olan piyasaların kapıya her omuz atılışında sert tepki vermesini ve oynaklığın yüksek olmasını bekliyoruz.