Çanakkale Zaferi’nin 103. Yıldönümü’nü kutlarken, Afrin şehir merkezinin kontrol altına alındığı haberi geldi. Çanakkale Zaferi, Afrin’den gelen sevindirici haberle taçlandı.
Fırat Kalkanı operasyonunun ardından Afrin Harekâtı’nın da başarıyla tamamlanmasıyla birlikte artık Suriye denkleminde başka bir Türkiye var. Sahada ne kadar güçlü olursanız, masada da o kadar etkili oluyorsunuz.
Türkiye’nin Suriye politikasındaki dönüm noktası 20 Ağustos 2016 tarihi. O gün Gaziantep’te kına gecesinde patlayan canlı bomba ile 56 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. 20 Ağustos bir milat oldu. Soft Power’le sonuç alamayacağını gören Türkiye o gece Soft Power’den, Hard Power’e geçti. Eğer o karar alınmayıp Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları başlatılmasa biz bugün Türkiye’deki terör eylemlerini ve ülkenin bekasını konuşuyor olacaktık.
Afrin operasyonu başladığında Türkiye’nin iki kaygısı ön plana çıkıyordu. Sakın 6 yıldır Afrin’in yönetimi elinde bulunduran ve şehri hendekler, tüneller, beton koruganlarla gerilla savaşına hazırlayan PKK’nın şehir merkezinde vereceği meskun mahal savaşı aklınıza gelmesin. Afrin operasyonun kararı alındığı gün, Mehmetçiğin PKK’yı yeneceğinden şüphe yoktu.
MGK’DAKİ SİVİL HASSASİYETİ
MGK ve Bakanlar Kurulu toplantılarında iki nokta üzerinde duruldu.
1-Sivil insan kayıpları.
2-Uluslararası camianın tavrı.
Türkiye, Afrin operasyonunu Rusya ile anlaşarak yaptı. Uluslararası camiadan güçlü bir destek aldığımız söylenemez. Ancak ABD’nin mızıkçılığı ve AB’nin densizliği dışında uluslararası camiadan etkili bir engelleme de yaşanmadı. Tabi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şehitler verme pahasına sivil kayıplar konusundaki özeni PKK’ya ve uluslararası camiaya malzeme vermedi. 58 günlük Afrin operasyonu sırasında 3603 terörist etkisiz hale getirildi ama tek bir sivilin burnu kanamadı. ABD’nin Musul operasyonunu, Rejimin Doğu Guta’daki sivil katliamını ve harap edilen Halep’i hatırlarsak bunun ne denli önemli olduğu anlaşılır.
Zeytin Dalı operasyonunun stratejik boyutunun birkaç başlık altında incelenmesi gerekiyor.
1- Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonuyla ABD’nin sınırımızda oluşturmaya çalıştığı “Terör koridoru” kırıldı.
2-Fırat Kalkanı ile DAEŞ, Cerablus ve El Bab’dan, Afrin operasyonuyla PKK-YPG Fırat’ın batısından temizlendi. Böylece Suriye sınırımızın bir bölümü terörden temizlenmiş oldu.
AFRİN’DE 4 AŞAMADA
Şimdi sırada Menbiç var. Ancak Menbiç operasyonu başlamadan önce Afrin’de yapılacaklara bakmak gerekiyor.
Afrin operasyonu 4 aşamalı olarak planlanmıştı.
1-Afrin kırsalının temizlenmesi.
2-Afrin şehir merkezinde kontrolün sağlanması
3-Yerel unsurlardan oluşacak, “Kent Konseyi”nin kurulması.
Bir süre Afrin şehir merkezinin terörden arındırılması çalışmaları sürecek. Ancak şehir savaşları yaşanıp, Afrin’in Halep ve Doğu Guta gibi yakılıp yıkılmadan ele geçirilmesi bu açıdan büyük bir imkan sunuyor. Kısa sürede güvenlik sağlanıp, belediye hizmetleri verilmeye başlanacak.
4-Afrin’in Menbiç ve İdlib ile birleştirilmesine sıra geliyor. Böylece terör örgütü Fırat’ın batısından temizlenmiş olacak.
Böylece PKK’nın Amanoslar’dan sızıp ya da Akdeniz üzerinden turistik bölgelerimize geçip, terör eylemi yapmasının önüne geçilmiş oldu.
“TELEF OLURUZ” MESAJI
Son bir nokta. Peki Afrin şehir merkezinin bu denli kolay ele geçirilmesi bekleniyor muydu? Meskun mahal savaşları olacak, terör örgütü asıl direnişi orada gösterip, Türkiye’yi oyalayacak ve asıl büyük zayiatı orada verdirmek istiyor deniliyordu. Ne oldu? Kırsal’da büyük kayıplar veren PKK-YPG şehir savaşını göze alamadı. Afrin’den, Kandil’e geçen en son mesajda, “Telef oluruz” deniliyor. PKK, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de şehir savaşı yaptı ne oldu? Afrin’de de büyük bir hezimete uğrayacağını gördü.
4 gün önceden gecenin karanlığına karışıp Afrin’den kaçtılar.