İngiltere Başbakanı Theresa May, ABD Başkanı Donald Trump ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile telefonda görüştü.
İngiltere Başbakanlık ofisi "10 Numara"dan yapılan yazılı açıklamada, May'in bugün Trump ve Merkel ile yaptığı ayrı görüşmelerde, İngiltere'de zehirlenen eski Rus casus ile ilgili son gelişmeleri ele aldığı bildirildi.
May'in Trump ile görüşmesine ilişkin, "Başbakan, İngiltere hükümetinin, Rusya'nın Sergey ve Yulia Skripal’e karşı yapılan saldırıdan sorumlu bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğu sonucuna vardığını bildirdi." ifadesi kullanılan açıklamada, Trump'ın da ülkesinin İngiltere'nin yanında olduğunu dile getirdiği ve söz konusu kimyasal maddenin nasıl kullanıldığına dair Rus hükümetinin net cevaplar vermesi gerektiğini söylediği aktarıldı.
Başbakanlık açıklamasında, Alman mevkidaşı Merkel ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde ise Theresa May'in yine hükümetinin duruşunu dile getirdiği belirtilerek, "(May ve Merkel) Rusya'nın saldırgan davranış modellerini ele aldılar ve buna karşı çıkmak üzere müttefiklerle hareket etmenin önemli olacağında hem fikir oldular. Başbakan Merkel saldırıyı kınarken, ülkesinin İngiltere ile tam dayanışma içerisinde olduğunu söyledi." ifadelerine yer verildi.
İngiltere'den Rusya'ya yanıt "orantılı ama güçlü" olacak
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, bugün yaptığı açıklamada, eski Rus ajanı Sergey Skripal’in zehirlenmesiyle ilgili Rusya'ya verilecek yanıta ilişkin, "Geçen hafta parlamentoda da söylediğim gibi, yanıtımızın orantılı ancak güçlü olduğundan emin olacağız." ifadesini kullanmıştı.
İngiliz basınında yer alan haberlerde, İngiltere'nin Rusya'ya karşı atabileceği ilk adımın ülkedeki Rus diplomatları sınır dışı etmek olabileceği belirtiliyor. İngiltere, 2006’da eski Rus ajanı Aleksandr Litvinenko’nun zehirlenerek öldürülmesinin ardından bu yolu izlemişti. İngiltere’nin o gün aldığı tedbirler arasında Rus yetkililere vize sınırlamaları getirmek de yer almıştı.
Kamuoyunda diplomatları sınır dışı etmenin yeterli bir karşılık olarak görülmemesine rağmen Rusya Büyükelçisinin de aralarında olduğu diplomatların sınır dışı edilmesinin gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Magnitsky Yasası
Ülkede tartışılan ikinci yaptırım seçeneği, İngiltere’de mal varlığı bulunan Rus zenginlere getirilebilecek kısıtlamalar olarak öne çıkıyor. İngiliz parlamentosunun Dışişleri Komisyonu Başkanı Tom Tugendhat’ın gündeme taşıdığı öneriye göre İngiltere, Rusya vatandaşlarına ait kaynağı izah edilemeyen mal varlıklarına el koyabilir.
Bu kapsamda, ABD’nin 2012’de yürürlüğe koyduğu Magnitsky Yasası’nın bir versiyonu İngiliz parlamentosunda görüşülmekte olan Yaptırımlar ve Para Aklama ile Mücadele Yasası'na ilave edilebilir. Buna göre, adı yolsuzluğa ve insan hakları ihlallerine karışan Rusların mal varlıkları dondurulabilir, bunlara karşı seyahat kısıtlamaları uygulamaya konulabilir.
İlk kez Dışişleri Bakanı Boris Johnson tarafından gündeme getirilen bir öneri de Rusya’da yapılacak Dünya Kupası’na İngiliz yetkililerin katılmaması şeklinde. Daha ileri gidip, İngiltere Milli Takımı'nın Dünya Kupası'nı boykot etmesi önerileri de ortaya atılıyor.
Rus televizyonuna yasak
İngiltere’de geniş yapılanması bulunan Russia Today televizyonunun kapatılması da bir diğer seçenek olarak dile getiriliyor. Ülkede medyayı denetlemekten sorumlu kuruluş Ofcom, Başbakan Theresa May’in yarın yapması beklenen açıklamadan sonra Rus televizyonunun lisansının gözden geçirilebileceğini duyurdu.
İngiliz basınına göre Avrupa Birliği’nin Rusya’ya Ukrayna krizini takiben uygulamaya başladığı mali yaptırımların artırılması da gündeme gelebilir. Ancak Macaristan, İtalya ve Yunanistan gibi AB üyelerinin bu yaptırımların yumuşatılmasından yana tutum aldığını hatırlatan bazı yorumcular, İngiltere’nin bu konuda AB içinde destek bulmakta güçlük çekebileceği görüşünde.
5. madde ihtimali
İngiltere’nin konuyu NATO’ya taşıması da ihtimaller arasında yer alıyor. Rusya’nın İngiltere toprağında "yasa dışı güç uyguladığı" iddiasından hareketle atılabilecek böyle bir adımın, ittifakın 5. maddesinin işletilmesini gündeme getirebileceği savunuluyor. NATO üyelerinden birine yapılan saldırının bütün üyelere yapılmış sayılmasını öngören 5. madde, ittifakın tarihinde sadece 11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin talebiyle uygulandı.
Rusya’ya karşı yaptırım kararı alınması durumunda May'in bunları yarın parlamentoda yapılacak haftalık “Başbakana Sorular” oturumunda ilan etmesi öngörülüyor. Yaptırımların sertliğinin de İngiltere’nin uluslararası arenada konuyla ilgili gördüğü destekle orantılı olacağı belirtiliyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May, dün parlamentoda yaptığı konuşmada, Skripal’in zehirlenmesinde Rus tipi askeri nitelikte, sinir sistemi üzerinde etkili bir kimyasal kullanıldığının kesinleştiğini ve olayda Rusya’nın dahlinin kuvvetle muhtemel olduğunu açıklamıştı.
İki ülke arasındaki gerilimin tırmandığı olayla ilgili May, Rusya’ya konuyla ilgili açıklama yapması için bu gece yarısına kadar zaman tanıyarak, tatmin edici bir cevap alınamaması durumunda bir dizi yaptırım açıklayacağını bildirmişti.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da bu sabah May’in iddialarını "saçmalık" olarak nitelendirmişti.
Takas edilen casus
Rus mahkemesi, İngiltere için casusluk yaptığı suçlamasıyla 2006 yılında Skripal'e 13 yıl hapis cezası verdi. Dimitri Medvedev’in devlet başkanlığı döneminde affa uğrayan Skripal, 2010 yılında ABD’nin tutukladığı 10 Rus ajanı ile Avusturya'nın başkenti Viyana'da takas edilen 4 casus arasında yer aldı.
Skripal'in daha sonra İngiltere’ye gelerek ülkenin güneybatısındaki Salisbury’de düşük profilli bir yaşam sürmeye başladığı belirtildi.
Rusya, Skripal’in 1990’lı yıllardan itibaren bilgi sızdırdığı İngiliz dış istihbarat servisi MI6’ya, Rusya’nın Avrupa’daki casuslarının kimliklerini de ifşa ettiğini öne sürmüştü.
Skripal ile kızı Yulia, önceki pazar günü Salibury'da bir bankta bilinçlerini yitirmiş vaziyette bulunmuştu. Tedavileri süren baba ile kızın sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu ancak istikrarlı olduğu ifade ediliyor.