Öcalan, 2015 Mart ile 2016 Ocak arasında İmralı’da birlikte kaldığı PKK'lılar Çetin Arkaş ile Nasrullah Kuran’a Afrin’le ilgili çok önemli bir talimat veriyor.
Afrin’de tekstil atölyelerinin kurulduğu yönünde haberlerin olduğunu belirterek, ”Bugünler tekstil atölyeleri değil, silah ve mühimmat atölyeleri inşa etme günleri” diyor. Bu ifadeler örgüt tarafından talimat olarak kabul ediliyor. Afrin’de zorunlu askerlik uygulaması başlatılıp, şehir merkezi ve kırsalda beton koruganlar, hendekler, tüneller inşa ediliyor.
Zeytin Dalı operasyonuyla bunlar yerle bir edildi. YPG’nin savunma hatları çökertildi, örgütün sözde savunma bakanı olarak atadığı Said İsmet Gubar, Afrin’den kaçtı. Ama henüz Afrin’in kuşatılması başlamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi, ”Afrin’e girdik, giriyoruz”
Afrin’e çoktan girilebilirdi. Ama önce YPG’nin lojistik merkezleri ele geçiriliyor. Buralara tahkimat yapılıp askeri üs bölgesiyle irtibatı sağlanıyor. Afrin kuşatması, tahkimatlar tamamlandıktan sonra başlayacak.
SİVİLLERİN TAHLİYESİ
Bu arada sivillerin tahliyesi için arka kapı diplomasisi sürüyor. YPG’nin silahlı saldırılarına rağmen siviller kalabalık konvoylar halinde Afrin’den ayrılmaya başladı. BM heyeti, bir süre önce YPG’nin sivillerin Afrin’den tahliyesini engellemek için baskı yaptığını açıklamıştı. YPG, siviller konusunda iki aşamalı bir plan uyguluyor. Önce Cinderes başta olmak üzere kırsaldaki sivil halkın Afrin şehir merkezine toplanmasını sağladı. Afrin’in nüfusunun yüzde 60 oranında arttığı söyleniyor. Terör örgütü şimdi ise sivillerin şehri terk etmesini engellemeye çalışıyor. Çünkü şehir merkezine yönelik operasyonda Doğu Guta manzaralarının yaşanmasını istiyor. Böylece Türkiye’yi dünyaya sivil katliamı yapan ülke olarak gösterecek. Türkiye, bu planı bozmak için Afrin üzerindeki baskıyı artırıyor, güçlü bir kuşatmaya hazırlanıyor. BM ile yürütülen müzakerelerde sivillerin tahliyesinde iki güzergah belirlenmiş durumda. Biri Afrin’in güneyi, Halep’in ise kuzeyinde kalan rejimin kontrolündeki bölge. İkincisi ise Türkiye’nin kontrolündeki Azez. Her iki noktada da sivillere yönelik hazırlıklar yapılmış durumda.
Burada hassas olan bir nokta Tel Rıfat. Rusya’nın askeri üssü olması ve rejim askerlerinin bulunması nedeniyle Rusların, Tel Rıfat bölgesine hava operasyonlarına sıcak bakmadığı söyleniyor. Operasyonları geciktirici bir unsur oldu. Belki o bölgeden YPG’nin takviye almasının önüne geçilemedi ama hava sahasının kullanımı konusunda Rusya ile sağlanan mutabakat daha önemliydi. Sahadaki taktiksel durumlar hariç hava sahasının kullanımında bu sorun yok.
Türkiye sahada askeri başarısını kanıtlayınca Afrin operasyonunun diplomasi ayağındaki elimiz daha da güçlendi. Şimdiye kadar sahada kazanıp, masada kaybeden Türkiye artık hem sahada hem masada kazanmayı öğrendi.
KARAYILAN VE ŞAHİN CİLO
Bu arada çok ilgi çekici bir konu PKK ve YPG liderlerinin durumu. PKK’nın iki numaralı ismi Murat Karayılan’ın konvoyunun vurulduğu yönündeki haberler, Ankara’daki istihbarat ve güvenlik kaynakları tarafından doğrulanmıyor. PKK lider kadrosunu, Türkiye’nin yoğun askeri operasyonlarının olduğu sahaya sokmuyor. Cemil Bayık ve Murat Karayılan’ın, Kandil’den dışarıya burnunu çıkarmadığı söyleniyor. Geceyi, Kandil’in İran’ın kontrolündeki bölgesinde geçiriyorlarmış. Bu arada Pentagon Sözcüsü Manning, PKK yöneticilerinden Şahin Cilo’ya general diye hitap etmişti. Şahin Cilo, Afrin’li. Öcalan, Bekaa’ya giderken evlerinde kalmıştı. Şimdi ise ABD’lilerle irtibatı sağlıyor. Amerikalılar, Türkiye etkisiz hale getirir diye Şahin Cilo’yu Menbiç’ten çıkarmıyorlarmış.
PKK-YPG’yi korku dağları sardı da müttefikimiz(!) Amerika’ya ne oluyor?