Rus enerji şirketi Rosatom'un Akkuyu nükleer santrali için henüz TAEK'ten inşaat lisansı alamaması, santralin sembolik önemi olan 2023'e yetişmesi konusunda soru işareti yaratırken, projeden çekilen Türk şirketleri yerine ortak bulma görüşmeleri projenin getirisi konusundaki belirsizlikler ve finansman kaygıları nedeniyle mesafe alamıyor.
Türk şirketlerin geçen ay projeden çekilmesinin ardından projeye Türk ortak almak için çalışmalar yürütülüyor. Ancak, projenin mali büyüklüğü, şirketlerin mali yapısı ve ihtiyaç duyulan finansmanın nasıl sağlanacağı Akkuyu'ya ortak bulmada yaşanan zorluklardan başlıcaları olarak öne çıkıyor. Şirketler santralin inşaatı bölümüyle daha çok ilgileniyor.
Türkiye-Rusya Araştırmalar Merkezi analisti Aydın Sezer sadece hissedarlık veya inşaat lisansı konularının değil finansmanın da proje önünde bir engel olmaya başladığını ifade etti, "Projenin 2023 yılı hedeflerine uygun olarak hizmete alınması giderek güçleşmiştir... Konsorsiyumdan ayrılan Kolin'in 'projede belirsizlikler olduğunu' ifade etmesi, proje bünyesinde çok sayıda farklı sorunun barındığı şeklinde yorumlanabilir" dedi.
Yaklaşık 20 milyar dolara mal olması beklenen projede hisselerin yüzde 100'üne sahip olan Rosatom'un ortak aldıktan sonra bile en az yüzde 51 hisseye sahip olması öngörülüyor.
Cengiz, Kolin ve Kalyon İnşaat'tan oluşan konsorsiyumun projede yüzde 49 hissedar olacağı geçen yıl duyuruldu. Ancak hissedarlar anlaşması imzalanmadı ve Kolin ve Kalyon'un projeden çekildiği geçen ay açıklandı. Gerekçeler hakkında resmi bir açıklama yapılmadı.
Bunun üzerine Rosatom projeye ortak olmaları için kamu elektrik üretim şirketi EÜAŞ'ın da aralarında bulunduğu şirketlerle görüşmelere başladı. Rosatom, EÜAŞ'ın yatırımcılar ve ortaklar arasına katılmasından "memnuniyet" duyacağını açıkladı.
EÜAŞ'ın hisse alma konusunda ilerleme yok
Rus tarafının değerlendirmeleri hakkında da bilgi sahibi bir kaynak, ortaklık müzakerelerinde Rosatom'un dört Türk şirketini "listesinde" bulundurduğunu ifade ederek, "Ancak temaslarda şu ana kadar çok da somut ilerleme sağlanamadı, buna kamu tarafındaki EÜAŞ da dahil" dedi.
Rosatom'un kamu şirketi EÜAŞ'ın projede hissedar olmasını ve Ankara'nın projeye destek vermesini istediğini belirten kaynak, "Görüldüğü kadarıyla EÜAŞ'ın tek başına yüzde 49 hisse almasına şu anda çok sıcak bakılmıyor. Sonuçta yüzde 49 hisse, yıllara sari olsa da yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kaynak ihtiyacı demek" dedi.
EÜAŞ'ın bir ya da birkaç ortakla hisse almasının gündeme gelebileceğini belirten kaynak, "Çok büyük proje; çok fazla ayrıntı ve üzerinde çalışılması gereken konu var. Bunların aşılarak kısa sürede sonuç alınması beklenmiyor" dedi.
Hükümetler arası anlaşma, Rus tarafının en az yüzde 51 hisseye sahip olmasını öngörüyor. Yani Türkiye'nin yüzde 49'dan daha az hisse sahibi olmasının önünde bir engel bulunmuyor.
Finansman tarafında soru işaretleri
Akkuyu nükleer santralinin Rus veya Türk devletlerinin doğrudan kaynak sağlamadan özel sektörün bulduğu kaynakla finanse edilmesi planlanıyor. Ancak projenin yüksek maliyetinin yanı sıra finansman tarafında Türk şirketlerini destekleyecek inşaat işlerinin sınırlı olması özel sektörün projeye ortak olmaktan çekinmesine neden oluyor.
Sektörden yetkilileri Türkiye'de hem inşaat ve enerji alanında uzmanlığı olan hem de projenin finansmanının altından kalkabilecek az şirket olduğuna dikkat çekerken, finansmanın inşaat alanındaki pürüzlerin giderilmesinin ardından ele alınacak bir konu olduğunu ifade ediyorlar.
Daha önce proje için fizibilite yapmış bir şirketten kaynak, "Finansmanın altından kalkabilecek az Türk şirketi var. Ancak finansmana gelmeden önce inşaat payları çözülmeli. Türk şirketler inşaat işlerinden daha fazla pay istiyor" dedi.
Uzun vadeli finansmanın sağlanmasında kilit öneme sahip olan garantili devlet elektrik alım fiyatının da aşağı yönlü revizyon ihtimali bulunuyor. 12.35 sent/KWh olan fiyat belirlendiği 2010 yılından bu yana piyasa fiyatlarının üzerinde kaldı.
Alım fiyatının aşağı yönlü revizyon ihtimali, inşaat pürüzlerinin giderilmesinden sonra finansman aşamasının zorlu geçebileceğine işaret ediyor.
İnşaat lisansı zaman alacak, 2023'e yetişmesi zor
Yetkililer, inşaatın tam ölçeğiyle başlaması için Rosatom'un bu ay içinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan (TAEK) inşaat lisansı alması gerektiğini, ancak bunun zaman alabileceğini de kaydediyorlar.
Üst düzey bir Türk yetkili, "Santralin inşaat süresi yedi yıl. Bugün bile lisans alsa 2023 hedefi çok gerçekçi değil" dedi.
Projede daha önce ilk ünitenin devreye girmesi ve elektrik üretmesi için öngörülen tarihler ileri alınmıştı.
Aynı kaynak TAEK lisansının gecikebileceğini ifade ederek, "Bu lisansın alınmasında bazı sorunlar yaşanıyor. Projede de bazı konuların aşılması için iki ülke liderinin görüşmesi bekleniyor ve gerekiyor. Çünkü diğer yetkililer sorunların aşılmasında başarılı olamadı" dedi, ancak sorunların ne olduğu konusunda ayrıntılı bilgi vermedi.
Santralin inşaat ve işletmesinden sorumlu Akkuyu Nükleer şirketinin yöneticisi Konstantin Ryzhak ise Rusya'nın iyimserliğini koruduğuna işaret ediyor.
Reuters'a inşaat çalışmaları hakkında Salı günü bilgi veren Ryzhak lisansın Mart ayında verileceğini ümit ettiğini, bir an önce lisans almaları halinde santralin 2023 yılına yetişebileceğini ifade ederek, "TAEK'ten lisans ve yerel belediyeden inşaat izni bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Santrali güvenli şekilde beş yılda kurabiliriz. Ancak bunun için lisans almamız gerekiyor" dedi.
İnşaatta pürüzler
Akkuyu'nun inşaatından Türk şirketlerin yüzde 40 pay almasının öngörüldüğünü belirten Ryzhak, inşaatın bütçesi hakkında ise değişken maliyetler nedeniyle bir rakam telaffuz edemeyeceğini söyledi.
Ryzhak'ın verdiği bilgiye göre 16 adadan oluşan inşaatta bazı bölümlerin ihalesi tamamlandı. Maliyeti diğerlerine kıyasla yüksek olacak adaların ihalesi Rosatom prosedürlerine göre yapılacak. Yani inşaat işlerini santrale ortak olacak Türk şirketlerin alacağının garantisi bulunmuyor.
Akkuyu santrali için daha önce fizibilite çalışması yapmış olan iki şirketten kaynaklar, Türk şirketlerin yüksek iş hacmi yaratacak bölümlerin ihalesini de "kesin" almak istediklerini belirtiyorlar.
Bir kaynak, "Bu durum Türk şirketleri önünde engel. Uzmanlık alanımız bu. Bizim şirketler ihaleleri bize verin diyorlar ama Rosatom kendi ihale sistemine göre olacak diye diretiyor" dedi.
Diğer kaynak ise Türk şirketler için nükleer santral inşaat işlerinin santral işletmesinden daha çekici olduğunu ifade ederek, "Santral işletme bir ihtisas alanı. Şirketler inşaat işiyle ilgileniyor. Mühendislik, satın alma, inşaat konusunda uzmanlıkları bulunuyor. İşletme bunlardan biri değil" dedi.