Yazdır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP ile yaptıkları ittifakta BBP ile birlikte Saadet Partisi’nin de yer almasını arzu ediyordu.
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinde, Türkiye’nin tarihinin en ciddi dış tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirtip, ”Bütün milli ve yerli unsurların bu tehditler karşısında birlik ve beraberlik içinde olması gereken günlerden geçiyoruz. Yerli ve milli olan herkesin elini taşın altına koyması gerekir” demişti. Ancak Erdoğan, Saadet Partisi’yle ittifakı ne kadar arzu ediyorsa Saadet Partisi de ittifaka o kadar uzak durdu. Sonunda fazla naz âşık usandırdı. Erdoğan, dün AK Parti grubunda, “Bu çatının altında olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da güle güle demekten başka bir şey elimizden gelmez” dedi.
Erdoğan bu mesajı vermeden bir gün önce AK Parti MYK’da Saadet Partisi’nin tutumu değerlendiriliyor. Saadet Partisi’yle ittifakta ilerleme sağlanamayacağı sonucuna ulaşılıyor. Saadet Partisi yönetiminin ittifak karşıtı tutumu sürpriz olmasa gerek.
1 Kasım seçimlerinden önce de ittifak konusu gündeme gelmişti. Eski bakanlardan Faruk Çelik’in yürüttüğü görüşmelerde, SP’nin 20 milletvekili ısrarı nedeniyle ilerleme sağlanamamıştı. O gün Oğuzhan Asiltürk, “Allah selamet versin” demişti. Bugün de Erdoğan, “Güle güle” dedi. Tavanda anlaşma sağlanamadı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabanda ittifakın sağlanacağı kanaatini taşıyor.
ERDOĞAN- BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ittifak yasasını ele aldıkları 18 Şubat tarihindeki görüşmede, ”İttifakta bizimle birlikte Büyük Birlik Partisi de yer alacak. Seçim dönemi yaklaştıkça Saadet’in tabanı da ittifakta yer alacak” diyor. Biz yüzde 50 artı 1’i tartışıyoruz ama Erdoğan o görüşmede, ”İttifakın oy oranının yüzde 65’e kadar çıkabileceğini düşünüyorum. Böyle bir oy oranı, yurt içinde ve yurt dışında ülkemizle ilgili tüm tartışmaları bitirir” diye konuşuyor.
Erdoğan ile Bahçeli görüşmesinde çok önemli diyaloglar yaşanıyor. İki lider, ittifakla ilgili metni önlerine koyup madde madde üzerinden gidiyorlar. Tek bir tartışma yaşanmıyor. Pürüzlü bir madde olmayınca görüşme 20 dakikada bitiyor. Bunun üzerine Erdoğan, “Bir çay daha içelim” diyor. Çaylar gelirken Bahçeli’ye, ”Anket yaptırıyor musunuz?” diye soruyor. Bahçeli, ”Ben yaptırmam ama bazen arkadaşlar getiriyorlar, bakıyorum” karşılığını veriyor. Erdoğan yerinden kalkıyor, masasının başına gidiyor, çekmecesinden bir anket çıkarıyor. “Ben düzenli olarak anket yaptırırım. Anketleri Türkiye’de en iyi okuyan ve değerlendiren insanlardan biriyim. Anket işini iyi bilirim. Bakın bu anket yeni geldi. Sizinle görüşmeden önce bu anketi okuyordum” diyor. Erdoğan, MHP’nin oy oranlarındaki artışı gösteren anket sonuçlarını paylaşıyor. Özellikle 18-35 yaş kuşağında MHP’ye bir geri dönüşün olduğuna dikkat çekiyor. “Afrin harekâtının etkisi olabilir” diye konuşuyor.
TELEFONUM 24 SAAT AÇIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP liderini uğurlarken çok önemli bir şey söylüyor.
“Bizimle ilgili bir konu olunca lütfen benim telefonum 24 saat açıktır. Doğrudan ikimiz konuşalım, beni arayın” diyor. 45 dakika süren görüşmeden Bahçeli memnun bir şekilde ayrılıyor. Kurmaylarına iki şey söylüyor.
1- “Cumhurbaşkanı siyaseti çok iyi biliyor. Siyaset kurdu” diyor.
2- “Yüzde 80 oranında seçimlerin ilan edildiği normal tarihinde yapılacağına inanıyorum” diye konuşuyor.
Şimdi beni aldı bir dert. Bahçeli’nin yüzde 20 ihtimal verdiği nokta ne acaba?