Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından , Avrupa’da yükselişe geçen aşırı sağ eğilimlerin sonucu olarak ortaya çıkan ve son dönemde Zeytin Dalı Operasyonu’yla birlikte farklı biçimde devam eden Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik saldırılara ilişkin açıklama yapıldı.
Söz konusu saldırıların son derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine işaret eden MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Türkiye, Avrupa ülkeleri ve bu ülkelerin vatandaşlarıyla ilişkilerini her zaman dostluk çerçevesinde sürdürmüştür. Almanya başta olmak üzere Avrupa’da ikamet eden vatandaşlarımız, Avrupa kültürünün birer parçası haline gelmiştir.
Son yıllarda aşırı sağ eğilimlerin Avrupa’da yükselişe geçişini, Türk vatandaşları olarak endişeyle takip ediyoruz. Bu durumun sonuçlarından biri olarak sağ grupların ve Zeytin Dalı Operasyonuyla birlikte de bazı terör örgütü yandaşlarının bu yükselişi arkasına almaya çalışıp Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza yönelik saldırı gerçekleştirmelerine kadar varan ayrıştırıcı tavırları kabul etmemiz mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da defaatle dile getirdiği gibi başta siyasetçiler olmak üzere, tüm Avrupalıların bu konuda tavır almaları ve bunun da ötesinde yetkili kişiler tarafından birtakım tedbirlerin uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.”
MÜSİAD Yurt Dışı Teşkilatlanma Başkanı İbrahim Uyar ise Avrupa’da yaşananlarla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
Gelişmelerin Takipçisi Olacağız
MÜSİAD bulunduğu bütün ülkelerin problemleriyle yakından ilgilenen ve bu sorunlara çözüm üretmeye çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşu. Bu noktada, Avrupa’da yaşamlarını sürdüren Türk vatandaşlarına yönelik yapılan saldırılara karşı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türk vatandaşlarının güvenle yaşamlarını sürdürmeleri ve problemlerin suhuletle çözülmesi adına gerekli kurumlarla temaslar kuruyoruz. Avrupa’daki 24 şubemiz ve 2 temsilciliğimizle konunun yakından takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Avrupa’da güven ortamının bir an önce yeniden inşa edilmesi gerektiğine değinen MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Koordinatörü Burhan Sağlam, saldırıların artışında, Zeytin Dalı Operasyonu’nun etkili olduğuna değindi:
Saldırılar Türk Toplumunu Hedef Alıyor
“20 Ocak 2018 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Suriye’nin kuzey bölgelerine yuvalanmış olan, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’ye ve DEAŞ’a karşı başlatmış olduğu “Zeytin Dalı Harekâtı“, Avrupa’da da büyük bir yankı uyandırmıştır. Terör örgütlerine karşı ve ülkenin güvenliği için yürütülen bu meşru askeri harekâtın başladığı günden itibaren, Avrupa’da mukim PKK/PYD terör örgütü yandaşları organize bir şekilde Türk STK’larına, Türk şirketlerinin bina ve araçlarına, Türk ve Türk kökenli Alman vatandaşlarına fiziki saldırılarda bulunmak suretiyle cana ve mala zarar vermeye başlamıştır. PKK/PYD terör örgütü yandaşları, harekâtın başlamasından günümüze kadar geçen süre zarfında, tespit edilen 42 saldırı gerçekleştirmiştir. Bu durum Avrupa’da sayıları 4 milyonu geçen Türk ve Türk kökenli Avrupa vatandaşları açısından ciddi bir toplumsal sorun teşkil etmektedir. Zira yapılan bu saldırılar, Avrupa’da yaklaşık 60 yıldır huzurlu ve güvenli bir şekilde yaşayan, Türk ve Türk kökenli Avrupa vatandaşlarını hedef almaktadır. Hedef alınan Türk toplumu, kuruluş tarihlerinden günümüze STK’ları ile Türk toplumunun mukim oldukları yerlere uyum sağlamasını hedefleyen, sosyo-kültürel açıdan zenginlik katan, Alman resmi makamlarına, en son mülteciler konusunda da görüldüğü üzere destek ve katkı sağlayan bir toplumdur. Ayrıca Türk toplumu, istihdam rakamları bir milyonu aşan ve 100 Milyar euro’luk cirolarıyla sosyo-ekonomik açıdan da şirketleriyle Avrupa’ya ciddi ölçüde katkı sağlayan, kendi değerlerine sadık fakat içinde yaşadığı ülkenin değerlerine de saygılı bir toplumdur.
Avrupa’nın sabit bir unsuru haline gelmiş Türk ve Türk kökenli Avrupa vatandaşlarının, Avrupa devletleri tarafından müsamaha gösterilen terör örgütü PKK/PYD tarafından uygulanan insanlık dışı provokatif saldırılara karşı yalnız bırakılması kabul edilemez. Can ve mal kaybı önlenemediği müddetçe de güven ortamı sağlanmış olmayacaktır. Bu noktada yetkili tüm makamları, gerekli güvenlik önlemlerini almaya çağırıyoruz. Biliyoruz ve inanıyoruz ki, ilgili makamlar, tedbirlerini alacak ve 60 yıldır süregelen güven ortamını yeniden tesis edecektir.”