CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantının ardından açıklamada bulunan Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, CHP'ye dava açan, husumetli olan YSK Başkanı Sadi Güven'in "YSK Başkanı" olarak bu seçim sürecinde görev almasının yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu savunarak, Güven'in görevinden çekilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de seçmenin bütün seçim sonuçlarını CHP'nin sisteminden izleyeceği bir altyapı kurduklarını belirten Tezcan, sandıklara sahip çıkacaklarının altını çizdi.
Türkiye'nin gündemindeki en önemli konulardan birisinin TBMM'ye gelen "seçim ittifakı" yasa teklifi olduğunu belirtti.
CHP olarak, seçim ittifaklarının yapılmasına kategorik olarak itiraz etmediklerini ifade eden Tezcan, ittifakın siyaseti zenginleştirme, çoğulculuğu artırma, siyasi partilerin kimliklerini koruma ekseninde yapılabileceğine işaret etti.
AK Parti ve MHP'nin teklifinin, demokratik ittifak yolunu açmayacağını, siyaseti ve milleti kimliksizleştireceğini ileri süren Tezcan, "Bu teklif, tek adam rejimini tahkim etme teklifidir. 'Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidar yapıp, bütün iktidar yetkilerini Erdoğan'a verelim, sonrası tufan' diyen bir anlayış, koalisyon içerisinde hareket ediyor. Ve bu tek adam koalisyonu Türkiye'de demokrasiyi yok edecek hangi adım varsa atıyor." diye konuştu.
Teklifte, yüzde 10 seçim barajının indirilmediğine dikkati çeken Tezcan, "Cesaretliyseniz, gelin sıfır baraj ile seçime girelim." dedi. Tezcan, bu teklifin küçük partileri kimliksizleştireceğini, kendi ideolojisiyle, programıyla, düşüncesiyle seçmenin karşısına çıkabilme imkanını ortadan kaldıracağını savundu. Siyaseti kimliksizleştirme ve tek tipleştirme teklifine karşı olduklarını dile getiren Tezcan, bu yanlışların düzeltilmesini istedi.
"MHP'nin baraj altında kalma korkusu var"
"Bu teklif, milletvekili hırsızlığı teklifidir. 'Oylarımı artmadan daha fazla milletvekili nasıl çalarım?' hesabı yapılmış." diyen Tezcan, şunları kaydetti:
"Bu siyaset, bu teklif bir baraj siyaseti projesidir. Baraj korkusuyla oluşmuş. Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 barajı geçme korkusu var. AK Parti'yi bu ittifaka yönlendiren yüzde 50 barajıdır. Devlet Bahçeli'nin, MHP'nin yüzde 10 barajı altında kalma korkusu var. Orada da TBMM'de yasama organında yüzde 10 barajının altında kalma ve milletvekili çıkaramama korkusu vardır. MHP, yüzde 10 barajına takılma korkusuyla AK Parti yüzde 50 barajına takılma korkusuyla siyaseti kimliksizleştiren, tek tipleştiren böyle bir proje icat etmişlerdir. Bu proje demokraside çoğulculuğu yok etme projesidir."
Tezcan, adına "Cumhur İttifakı" dense de bunun cumhuru böleceğini, kamplara ayıracağını savunarak, bu planların, AK Parti'nin ve onun ortaklarının sonunun geleceği bir plan olduğunu, kurdukları tuzağa kendilerinin düşeceğini ileri sürdü.
"Sopalı seçim hazırlığı"
Teklifin, seçim güvenliğini de yok edeceğini, Türkiye'nin en önemli problemlerinden birisinin bu olacağını kaydeden Tezcan, siyasi partilerin sandıklardaki etkisinin ortadan kaldırılmak istendiğini savundu.
Sandıkların denetlenmesinin istenmediğini, teklifle polis ve jandarma denetiminde seçim yapılmasının önünün açıldığını ifade eden Tezcan, "2018 yılında Türkiye'de bir sopalı seçim hazırlığıdır bu teklif. Polis ve jandarma silahıyla beraber sandık başkanı çağırmasa bile sandık alanına girebilecek. Böyle bir seçimin güvenliğinden bahsetmek mümkün mü? Bir yeni sopalı seçim hazırlığıdır." dedi.
Tezcan, bu teklifin, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) "gayrimeşru, mühürsüz seçiminin" kanun yoluyla ikrarı olduğunu savunarak, şöyle konuştu:
"Bu aşamadan sonra esaslı ve ciddi bir güvenli seçim hareketinin, sivil toplum hareketinin örgütlenmesi gerekiyor. CHP olarak, güvenli seçim hareketinin örgütlenmesi için üzerimize düşenin fazlasını yapacağız, bunun öncüsü olacağız. Diğer siyasi partilerle bugünden itibaren bu konuda temasa geçiyoruz. Bütün siyasi partilerle oy çalma hesabında olmayan, oyu çaldırmama hesabında olan herkesle bir ciddi güvenli seçim hareketine ihtiyaç var. Diğer siyasi partilerle de temas edeceğiz. Onlarla beraber, bütün sivil toplumla bu hareketi başlatacağız. Oyuna sahip çıkmak isteyen herkese çağrı yapıyoruz."