Başbakan Binali Yıldırım, Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'ye mülakat verdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yarın Berlin'de görüşeceğine işaret eden Yıldırım, görüşmede tüm konuların ele alınacağını söyledi.
Başbakan Yıldırım, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da genişletilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Şimdi yeni bir sayfa açmanın zamanı geldi. Böyle düşünüyorum. Şansölye Merkel ile sansürsüz her konuda konuşacağımızı tasarlıyorum. Biz şunu söylüyoruz; Almanya Avrupa’nın omurgası. Türkiye bölgenin omurgası. Bundan dolayı Avrupa ve Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler sadece AB-Türkiye ile değil, 4 milyon Türk kökenli için de önemli. Yeni bir sayfa açalım. Geçmişi unutalım, geleceğe bakalım ve ilişkileri daha da genişletelim.?" değerlendirmesinde bulundu.
ZEYTİN DALI HAREKATI
Zeytin Dalı Harekatı'na değinen Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin Suriye'nin Afrin bölgesine başlattığı operasyonun tamamıyla teröristlere yönelik olduğunun altını çizdi.
Yıldırım, “Bundan dolayı teröristlere Osmanlı tokadı atmak çok uygun. Bunu daha sert de yapabiliriz. Çünkü diğerleri, sivilleri, yaşlıları ve çocukları ayırmadan öldürüyor. Masum insanları öldüren, küçük çocuklarını insanların ellerinden alarak silah verenlere, eşlerine ve kızlarına tecavüz eden ve mülklerini zorla alan insanlara karşı ne yapmak lazım?" ifadelerini kullandı.
ABD'nin YPG'ye verdiği destek konusunda da Yıldırım, "ABD'yi tehdit etmiyoruz. Biz şunu söylüyoruz; ABD NATO üyesi, Türkiye NATO üyesi, Almanya da NATO üyesi. ABD Suriye'de terör örgütü DEAŞ’a karşı savaşmaya karar verdi. Biz şunu diyoruz; NATO sınırlarını koruyan Türkiye’ye karşı terör faaliyetlerinde bulunan terör örgütleriyle çalışmayın. Bu ortaklığa uymaz. Büyük bir devlete yakışmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, "Zeytin Dalı Harekatı'na karşı olanların gözaltına alındıklarının" iddia edilmesi ve bu yönde soru yöneltilmesi üzerine şunları kaydetti:
“Bu operasyona karşı çıkan hiç kimsenin tutuklanmadığını biliyorum. Ancak savaş suçları işleyen, yani terörle mücadeleye karşı olanlara, onları 'savaş' olarak nitelendirenlere karşı yasal adımlar atıldı. Bu tabii bir şey. Çünkü bu bir savaş değil. Bu, Türkiye'nin bağımsızlığının ve birliğinin, sınır güvenliğinin, insan hayatının ve mülkiyetinin korunması için yapılan bir operasyondur. Bunu farklı nitelerseniz.... Savaş iki ülke arasında olur. Suriye'de bir devlet yok ki savaş olabilsin. Suriye'de 62 farklı devletin ordusu bulunuyor. Bundan dolayı bunları karıştırmamak lazım.”
"TÜRKİYE'Yİ ELEŞTİRENLER AYNAYA BAKSIN"
Almanya'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans aracılığıyla bu ülkedeki Türk vatandaşlarına hitap etmesine izin vermediğini anımsatan Yıldırım, “Türkiye’de çeşitli konularda eleştiri yapanlar var. Ancak aynaya bakmıyorlar. Demokratik haklara saygı duyup duymadıklarını sorgulamıyorlar. Bir Avrupa ülkesi bir Türk bakana girişini reddetti. Almanya Cemil Bayık'a, bir terörist elebaşına, binlerce teröristin katıldığı mitinge video konferansla katılma izinini verdi. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının bir mitinge benzer bir şekilde bağlanmasına izin vermedi. Bunu Almanya nasıl açıklayacak?” diye konuştu.
"DENİZ YÜCEL KONUSUNDA YARGI KARARI VERECEK"
Başbakan Yıldırım, Türkiye'de tutuklu Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel ile ilgili olarak da hükümetin değil, yargının karar verdiğini ifade ederek, "Ümit ederim kısa sürede serbest kalmış olur. Kısa sürede içinde bir gelişme olacağı kanaatindeyim." ifadesini kullandı.
Yıldırım, Yücel'in en azından hakim karşısına çıkacağını ve her duruşmanın serbest kalması için bir fırsat olacağına işaret ederek, “Türkiye’de hukuk kuralları geçerlidir. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde davalara ilişkin mahkemeler karar verir. Biz hissettiklerimizi, düşüncelerimizi söyleyebiliriz. Ancak kendimizi mahkemelerin yerine koyamayız." şeklinde konuştu.
Yücel'in yargılanma süreciyle ilgili bir tasarrufu olamayacağına dikkati çeken Yıldırım, sözlerini “Bunun kararını ben vermiyorum. Mahkemeler kararı veriyor. Almanya’da Bayan Merkel mahkemelere, 'Bu şüpheliyi mahkemeye çıkarın, mahkeme serbest bıraksın.' diyebilir mi?” diyerek tamamladı.