ABD, Afrin temaslarını hızlandırdı. ABD, bir yandan Menbiç’teki PKK’lıların Afrin’e geçişini hızlandırırken, diğer yandan da Savunma Bakanı Mattis ve Dışişleri Bakanı Tillerson, Türk mevkidaşlarıyla bir araya gelecekler.
Haftasonu ise Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’la görüştü. Tillerson ve Mattis görüşmesi öncesinde Ankara’da bir beklenti yok. Zaten Ankara bir süredir, ‘ABD ne der?’ diye sormadan karar alıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu görüşme öncesinde, ”Ya bu ilişkileri düzelteceğiz ya da bu ilişkiler tamamen bozulacak” uyarısında bulundu. Başbakan Binali Yıldırım, “Biz kirli pazarlık içinde olmayız” diye konuştu.
Peki ABD ne öneriyor, Tillerson ve Mattis’in çantasında ne var? ABD’nin Afrin planından söz ediliyor. ABD’nin, ”Fırat’ın batısında bir güvenli bölge kurun. Ancak Afrin şehir merkezine girmeyin. Biz Afrin’den YPG’yi tahliye edelim. Menbiç’te olduğu gibi Afrin’de de yerel unsurlardan bir kent konseyi kuralım” önerisini Ankara, ABD’nin YPG’yi koruma ve Afrin operasyonunu engelleme çabası olarak görüyor. ABD’nin ciddiye alınabilmesi için Afrin ve Menbiç konusunda ikna edici tekliflerle gelmesi gerekiyor.
ABD İLE GÜVEN KRİZİ
Türkiye ile ABD arasındaki sorun güvenlik koridorunun çapından ziyade yaşanan güven krizinde düğümleniyor. ABD, YPG’ye verilen silahların toplanacağı sözünü veriyor, Menbiç’teki YPG’liler ise bu silahlarla Afrin’e geçiyor. Savunma Bakanı Mattis,”SDG içindeki bazı Kürtlerin Afrin’e kaydığını” doğruluyor. Menbiç’te YPG’lilerle bir araya gelen General Funk, Türkiye’ye, “Karşınızda YPG’liler değil, biz varız” mesajını veriyor. Yetinmiyor, ”Bizi vurursanız, agresif şekilde karşılık veririz” diyor. ABD’lilerin her açıklaması güven krizini derinleştiriyor.
Fırat Kalkanı operasyonunda TSK’nın Menbiç’e yönelmesi gündeme gelince, YPG’lilerin bulunduğu kontrol noktalarına ABD bayrağı çekip ağır zırhlılarla şehir içinde gövde gösterisi yapan da yine ABD’deydi. Benzer oyun Afrin’de oynanmak isteniyor. Sadece YPG’liler değil, konvoylar hâlinde silahlar kaydırılıyor. Amaç Türkiye’yi Afrin’de oyalamak. ABD, verdiği sözlerin hiçbirini tutmayarak Türkiye nezdinde güvenilirliğini kaybetti. Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde YPG’ye silah sevkiyatının durdurulacağı sözünü verdi, o tarihten sonra bin tır silah gönderildi. Erdoğan, ”Sayın Obama’da doğru konuşmadı, Trump da aynı yolda gidiyor” diyerek tepkisini ortaya koydu. Menbiç’in yönetimi ise SDG yani PKK’nın eğittiği unsurlardan oluşan Menbiç Askeri Konseyi tarafından sağlanıyor. Türkiye, aynı modelin Afrin’e kurulmasını kabul eder mi? O zaman Afrin operasyonunun ve bunca şehidin ne anlamı kalır?
RUSYA’NIN ÖNERİSİ
Rusya, Türkiye ve İran ile birlikte Suriye’de İdlib, Doğu Guta, Rastan ve Talbise ile Güney Ürdün sınırında Deraa ve Kuneytra eyaletinde ‘çatışmasızlık bölgeleri’ kurulması sağlandı. Rusya, Afrin’in de beşinci çatışmasızlık bölgesi olması önerisini getirmiş ancak ikna edilmişti.
Türkiye, Afrin operasyonunu ABD ile anlaşarak başlatmadığı için ABD ile anlaşarak bitirmeyi düşünmüyor. ABD ise pazarlığı Afrin’den başlatarak Menbiç’teki PKK varlığını korumaya çalışıyor. Türkiye ise Afrin ve Menbiç’i masaya sürmeden pazarlığı Fırat’ın doğusundan başlatıyor. Zaten ABD’lileri telaşlandıran da bu. Türkiye, sahada ne kadar güçlü olursa masada o kadar etkili olacağının farkında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Putin’le 8 Şubat’ta yaptığı görüşmeden sonra Afrin operasyonu için hava sahası tekrar açılırken, İdlib’teki gözlem noktalarıyla ilgili çalışmalar da hızlandırıldı. TSK hem Afrin operasyonunu gerçekleştiriyor, hem de İdlib’de yedinci gözlem noktası oluşturuyor. Bu, TSK’nın savaş kapasitesini göstermesi açısından önemli.
Türkiye, sadece Afrin’de değil, Menbiç’te de kararlı.