Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Suriye'de YPG/ PKK'yı yerel ortak seçmesinin Türkiye-ABD ilişkilerinde çıkmaz oluşturduğunu belirterek, "ABD'nin Türkiye gibi kabiliyetli bir ortağı varken YPG/PKK'ya güvenmesi kendine zarar verecek bir hatadır." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu'nun kaleme aldığı "Amerika Yanlış Bir Ortak Seçti" başlıklı makalesi The New York Times gazetesinin internet sitesinde yayımlandı.
ABD'nin çıkarları gereği Ortadoğu'ya bağlı olduğunu ancak Türkiye'nin Suriye ve Irak'la yaklaşık bin 300 kilometre sınırı bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Türkiye ve ABD'nin ortak hedefi bu coğrafyada ve ötesinde halklarını tehdit eden terör örgütlerini bertaraf etmektir. DEAŞ ortak düşmanımızdır ve bu grubu yenmek Türkiye'nin etkin katkıları olmadan mümkün olamazdı." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, DEAŞ Irak ve Suriye'de askeri olarak yenilmesine rağmen Türkiye'nin terör örgütüyle mücadeleye katkılarının devam ettiğine işaret ederek, Türk ordusunun, Suriye'nin kuzeyinde bulunan Cerablus kentinin 2016'da DEAŞ'tan kurtarılmasında çok önemli rol oynadığını anımsattı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin 10 bini aşkın DEAŞ ve El Kaide üyesini tutukladığını, 5 bin 800 teröristi sınır dışı ettiğini ve 4 bini aşkın şüpheli yolcunun Türkiye'ye girişini engellediğini kaydetti.
DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta bölgenin kontrolünü yitirdiğine ancak hala dehşet ve zulüm saçma kapasitesine sahip olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, makalesine şöyle devam etti:
"Türk makamları son dönemde DEAŞ hücrelerine karşı operasyon yürüttü ve örgütün yeniden organize olma çabalarına zarar verdi. Amerikalı yetkililer, ABD'nin işin içinde kalmak istediğini ve DEAŞ'ın kalıntılarının yeniden bir araya gelmesini önlemek için Suriye'de asker bulundurmaya ihtiyaçları olduğunu söyledi ancak DEAŞ ile savaşmak ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini tehdit eden bölgedeki başka hiçbir terörist grupla savaşmayacağız anlamına gelmez, gelmemeli.
ABD ile aramızda bu savaşta ABD'nin yerel ortak seçimi dolayısıyla bir çıkmaz oluştu. O da ABD hükümetinin de terör örgütü olarak kabul ettiği bir grup. Sözde Halk Koruma Birlikleri ya da YPG, diğer adıyla açıkça yasa dışı PKK terör örgütüdür. Gruplar farklı isimler ve çapraşık yapılar benimsedi ancak bu gerçeği örtbas etmez. Aynı kadrolar tarafından yönetiliyor, aynı kamplarda eğitim görüyor, aynı örgütsel ve askeri yapılara sahip ve aynı propaganda yöntemlerini ve finansal kaynakları kullanıyorlar. PKK, YPG'yi yönlendiriyor. PKK'nın intihar bombacıları da Suriye'deki YPG kamplarında eğitiliyor."
"ABD'NİN YPG/PKK'YA GÜVENMESİ KENDİNE ZARAR VERECEK BİR HATA"
Çavuşoğlu, YPG/PKK teröristlerinin Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırının ötesinde ABD'den elde ettikleri silahları kullandığını ve bu silahlarla eğitim yaptığını vurgulayarak, "Ayrıca, güvenlik güçlerimizin PKK'lı teröristlerin üzerinde el koyduğu silahların kapsamları ve sayıları da kayda değer şekilde arttı. Bir NATO müttefikinin bir diğer NATO müttefikine saldıran terör örgütünü silahlandırması NATO'nun temsil ettiği her şeyin temelden ihlalidir." ifadelerini kullandı.
ABD'nin, izlediği politikanın NATO'nun güvenilirliğine ve NATO müttefiklerine verdiği zararı göreceğinden ve müttefiklerine ve uzun vadeli kazançlara öncelik vereceğinden hiç şüphe duymadıklarını belirten Çavuşoğlu, "ABD'nin Türkiye gibi kabiliyetli bir ortağı varken YPG/PKK'ya güvenmesi kendine zarar verecek bir hatadır." değerlendirmesinde bulundu.
"ZEYTİN DALI HAREKATI ULUSLARARASI HUKUK TEMELİNDE BAŞLATILDI"
Türkiye'nin bu süreçte daha fazla bekleyemeyeceğini ifade eden Çavuşoğlu, "Türkiye'nin güvenlik endişelerini anlıyoruz." şeklindeki açıklamaların tehdit ve tehlikeleri ortadan kaldırmadığına dikkati çekti.
Son haftalarda Suriye'deki YPG/PKK ve DEAŞ kamplarından yönelen tehdidin arttığını kaydeden Çavuşoğlu, Suriye'nin Afrin bölgesindeki teröristlerin bölge halkının ve sınır boyundaki Türklerin can ve mallarına tehdit oluşturduğunun altını çizdi.
Bakan Çavuşoğlu, makalesinde "Harekete geçmek zorundaydık. Bu yüzden Türkiye, Afrin'deki teröristlere karşı Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattı." ifadesine yer verdi.
Harekatın net bir amacı olduğunu, sınır güvenliğini sağlamak ve Afrin'i teröristlerden temizlemek amacıyla harekete geçildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Harekat uluslararası hukuk temelinde, bizim kendimizi savunma hakkımıza uygun olarak başlatıldı. Hedefi, teröristler, onların barınakları, silahları ve bağlantılı altyapılarıdır. Türk ordusu sivillerin zarar görmemesi için en üst düzey önlemleri alarak hareket ediyor." değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin insani yardım çabalarını yoğunlaştırdığını ve Afrin'den kaçan siviller için kamplar kurulduğunu da bildirdi.
Türkiye'nin 3 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, insani yardım kuruluşları aracılığıyla desteğe ihtiyaç duyanların yanında olduğunu aktardı.
"TERÖRİSTLERİ TEMİZLEMEK BARIŞA YER AÇMAKTIR"
Bakan Çavuşoğlu, teröristler temizlenene kadar harekata devam edileceğini belirterek, Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden ve Suriye halkının iradesine karşı çıkan teröristlere müsaade edilmeyeceğini vurguladı.
Türkiye'nin Suriye'deki çıkmaza siyasi çözüm bulunması için her sürecin içinde aktif yer aldığını kaydeden Çavuşoğlu, "Suriye'nin bölgesel bütünlüğünü korumak barış çabalarının anahtarıdır. Teröristleri temizlemek barışa yer açmaktır." ifadesini kullandı.
Terörist unsurların, iç karışıklık yaşayan komşuların, savaşların ve felaketlerin olmadığı bir gelecek için çabaladıklarına işaret eden Çavuşoğlu, makalesini "Türkiye, bu gerekli mücadelede ABD'nin saygı ve desteğini hak ediyor." şeklinde sonlandırdı.