Eski Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç, oğlu Fatih Samed Kılıç hakkında, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kriptolu haberleşme ağı ByLock programını kullandığı iddiasıyla yakalama kararı çıkartılması konusunda ilk kez Hürriyet'e açıklamada bulundu. Kılıç, oğlunun 12 yıldır yurtdışında çalıştığını ve FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını söyledi.
FETÖ’nün Balyoz, Ergenekon davalarında kurduğu kumpasları tespit eden AYM Başkanı olarak oğluna yapılan bu suçlamanın kendisini, ailesini derinden üzdüğünü belirten Kılıç, isminin kirletilmesine asla izin vermeyeceğini söyledi. Kılıç, kendisinin de emekli bir yargı mensubu olduğunu ve soruşturmanın gizliliği nedeniyle herhangi bir bilgisi olmadığını ve olmasının da mümkün olmadığını vurguladı. Kılıç, “Bir kez daha söylüyorum benim oğlumun hayatı boyunca FETÖ ile hiçbir ilgisi olmamıştır” dedi.
İŞTE O AÇIKLAMA
Kılıç’an açıklaması şöyle: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ByLock kullanıcısı olduğu iddiasıyla oğlum Fatih Samet Kılıç hakkında soruşturma açılması ve bunun bazı basın yayın organlarında yer alması nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.
Öncelikle şunu açıkça ve önemle belirtmeliyim ki oğlumun, FETÖ isimli terör örgütüyle hiçbir zaman uzaktan yakından bir ilgisi olmamıştır. Fatih Samet hakkındaki ByLock veya herhangi bir şekilde bu terör örgütüyle irtibatlı olduğu iddialarını kabul etmemiz kesinlikle mümkün değildir. Kendisinin çevresi ve sosyal hayatı birlikte değerlendirildiğinde, adı geçen örgütle ilişki kurulabilmesinin imkansızlığı da ortaya çıkacaktır.
Oğlum Fatih Samet Kılıç, zaten 12 yıldır yurtdışında çalışmakta ve kendi kurduğu işleriyle ilgilenmekte olup, yurda aralıklarla gelip gitmektedir. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle aileye verilmeyen bilginin basın organlarında ayrıntılı biçimde yer alması oldukça düşündürücü ve üzücüdür.
42 yıllık devlete hizmet hayatının büyük bölümünü Anayasa Mahkemesi’nde geçirmiş, emekli bir yargı mensubuyum. Görev sürem içinde, FETÖ’nün Balyoz, Ergenekon ve buna benzer davalarla kurduğu kumpasları, bireysel başvuru kararlarıyla tespit ederek etkisiz hale getiren Anayasa Mahkemesi’nin başkanı olarak oğluma yapılan bu suçlama, beni ve ailemi derinden üzmüştür. Şerefimle devletime hizmet ederek koruduğum ismimi, hiç kimsenin kirletmesine asla izin vermeyeceğimi kamuoyuna önemle duyururum.”