Anayasa Mahkemesi kentsel dönüşüm sürecini etkileyecek bir karar aldı. Bakanlık dönüşüm alanlarında bazen riskli olmayan yapıları da dönüşüme dahil edebiliyordu. Yeni kararla hak sahibi rıza göstermezse sağlam bina dönüşmeyecek. Anlaşma olursa da sağlam binanın gerçek bedeli ödenecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşüm alanlarında gerekli gördüğü durumlarda riskli olmayan yapıları da dönüşüme dahil ediyordu. Sağlam yapıların kentsel dönüşüme dahil edilmesiyle o yapıların sahipleri mağdur oluyordu.
Alınan yeni Anayasa Mahkemesi kararını değerlendiren Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, “Proje bütünlüğü için sağlam binalar da dönüşüme dahil ediliyordu. Bundan sonra hak sahibinin rızası yoksa o yapı dönüşüme dahil edilmeyecek. Eğer hak sahibi rıza gösterirse bu defa yapının riskli değil, sağlam olduğu göz önüne alınarak değer belirlenecek” dedi.
Kamuoyunda ‘torba kanun’ olarak bilinen çeşitli konularda düzenlemeler içeren 6704 sayılı Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmıştı. CHP, kanun ile İmar Kanunu’na ‘Kanal İstanbul’ projesi için eklenen ‘su yolu’ tanımının, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a eklenen bazı bölümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi, riskli yapılar dışında kalanlardan Bakanlıkça gerekli görülenlerin de ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ hükümlerine tabi olmasına ilişkin düzenlemeyi iptal etti. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
ANAYASA’YA AYKIRI
Gerekçede, imar kısıtlamaları, yapının tahliyesi ve yıkılması, taşınmazın kamulaştırılması gibi mülkiyet hakkını sınırlandıran düzenlemeler bulunduğu vurgulandı ve şu tespitler yapıldı; “Herhangi bir riski bulunmayan sağlam yapılar için uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülmesi halinde 6309 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması durumunda bu yapıların maliklerinin uğradığı zararların tamamının karşılanması sorumluluk hukukunun gereğidir. Uygulama alanındaki sağlam yapılara yönelik değer tespitinde, yapının riskli olmadığının gözetilmesi de esasında bu amaca hizmet etmektedir.
Bu itibarla kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan yapılar hakkında 6306 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması nedeniyle maliklerin mülkiyet hakkına yönelik kısıtlamaların, taşınmazın değer tespitinde yapının riskli olmadığının gözetilmesi suretiyle dengelendiği söylenemez. Bu nedenlerle kural Anayasa’ya aykırıdır.” Öte yandan torba kanun ile ‘Kanal İstanbul’ ve diğer su yolları için yasal düzenleme getirilmiş, kanunda ‘su yolu’ tanımı yapılarak bunlara kanuni statü kazandırılmıştı. CHP, su yolu tanımına ilişkin bölümlerin iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını da istemişti. Yüksek Mahkeme, su yolu tanımının iptali istemiyle yapılan başvuruyu ise reddetti. (Hürriyet / Gülistan Alagöz)