Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Lideri Bahçeli’nin, “2019’da adayımız Erdoğan” açıklamasına vereceği karşılığı öğrenmek için AK Parti grubunda yerimizi aldık.
Cumhurbaşkanı kürsüye çıktı. O da ne? Biz Bahçeli’yi beklerken o Abdullah Gül konusuna girdi. Erdoğan, ilk olarak 12 Aralık tarihinde Kastamonu’da konuşmuştu. “Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz” demişti. Hızını alamamış, “Yazıklar olsun” diye seslenmişti.
AK Parti’nin kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihinden bu yana bir ilkti. Ama dün bir milat yaşandı. Erdoğan, Gül’e savaş ilan etti. Ne dedi?
- Geçmişte partimiz çatısı altında olup da bugün dışarıda başka havalarda gezen hiç kimsenin partimizle, hareketimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur.
- Bu birliği, beraberliği zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir.
- Bu trenden düşenler kusura bakmasınlar, düştükleri yerde kalırlar.
GÖZLER GÜL’DE
11. Cumhurbaşkanlığı ofisinden daha önce yapılan açıklamada, Gül’ün görüşlerini paylaşmaya devam edeceği söylenmişti. Bakalım Gül susacak mı, yoksa bu eleştirilere cevap verecek mi?
Peki Erdoğan buna neden ihtiyaç duydu? Abdullah Gül 16 Nisan’da evet demediği, KHK’yla ilgili tweet attığı için mi? Bunların payı var ama ondan öte bir strateji söz konusu. Erdoğan, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Abdullah Gül ile AK Parti arasına kalın bir set çekti. AK Parti’de Gül’e olan sempatiyi silmeyi amaçladı.
İşin bundan sonraki seyrini Gül’ün duruşu belirleyecek.
BAHÇELİ’NİN DURUŞU
Cumhurbaşkanı Erdoğan okları Gül’e gönderirken, çiçekleri Bahçeli’ye attı. Hatta öyle ki, konuşmanın sonuna kadar bekleyip, “Yoksa Bahçeli konusuna girecek mi?” diye düşünüldüğü bir sırada Bahçeli’ye şükranlarını sundu. Neden teşekkür etmesin ki? 28 Ağustos 2014 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın, “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı iz bırakmıştı. 3 Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise Devlet Bahçeli’nin, “Seni başkan yaptıracağız” duruşu damgasını vuracak. Bahçeli, başkanlık sistemini ortaya atarak, 16 Nisan’da Erdoğan’ın yanında durarak zaten bu adımı atmıştı. Erdoğan, Bahçeli’ye şükranlarını sunarken gözlerinin içi parlıyordu. 2019 sonuçları cebinde gibi bir ruh hali vardı. Belli ki, Bahçeli’nin bu tavrı nedeniyle tünelin ucundaki ışığı görmüş.
Bahçeli’nin, “oyun kurucu” ve “oyun bozucu” gibi özellikleri var. 3 Kasım 2002 seçimlerine Türkiye, Bahçeli’nin kararı üzerine gitti. O gün 3 Kasım seçimleriyle AK Partili yılların kapısını açan Bahçeli, 3 Kasım 2019 seçimleriyle başkanlık sisteminin anahtarını Erdoğan’ın cebine koydu. MHP lideri bu hamlesiyle muhalefetin oyun planını bozan bir hamle yaptı.
İTTİFAKIN ADI KONULDU
Bahçeli, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “Cumhur İttifakı”nı önerdi ama Erdoğan bunu, “Yerli ve Milli İttifak” olarak tanımladı. Muhalefet, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, başkanlık sistemini isteyenler ile parlamenter sistemi geri getirmek isteyenler arasında bir mücadele zeminine dönüştürmek istiyor. Erdoğan ise bir adım ileri geçti. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yerli ve milli olanlarla ipi başka mahfillerin elinde bulunanlar arasında bir tercihe dönüştürdü. Cumhurbaşkanlığı seçim stratejisi böylece belli oldu.
Erdoğan, “Kimse limon sıkmasın” diyerek partisini uyarmış, ittifaka liderler karar verir demişti. Şimdi o aşamaya gelindi. Erdoğan ile Bahçeli bugün saat 16.00’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelecek. Uyum yasalarını ve seçim ittifakını konuşacaklar. Bir yol haritası belirleyecekler.
AK Parti-MHP ittifakı için söz kesildi, adı konuldu: “Yerli ve Milli İttifak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasında MHP ile 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de ötesine uzanan bir işbirliği modeli yatıyor.