İranlı yetkililerden, ülkede geçtiğimiz hafta perşembe günü ekonomik sebeplerle başlayan gösterilerin sona erdiğine yönelik peş peşe açıklamalar geldi. Uzmanlar, İran’ı istikrarsızlaştırıp bölmeye çalışan dış güçlerin Suriye ve Libya senaryolarını bu ülkede de uygulamaya çalıştığını ileri sürdü.
ABD Başkanı Donald Trump, İran'daki gösterilerle ilgili yaptığı açıklamalarda, ‘İran halkına saygı duyduğunu, zamanı geldiğinde İranlıların ABD'den büyük yardım göreceğini' söyledi.
Diğer yandan Rusya, ABD'yi İran'ın iç işlerine müdahale etme girişiminde bulunmama konusunda uyardı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Washington'un İran'daki durumu Tahran'ın nükleer programıyla ilgili anlaşmayı baltalamak için kullandığını vurguladı.
İran yönetimiyse ülkedeki protestoların Tahran'ın dışarıdaki hasımları tarafından kışkırtılarak, yönetildiğini açıkladı.
SÜLEYMANİ'NİN 'ZAFER' AÇIKLAMASIYLA EŞ ZAMANLI
Uzmanlar, İran'daki iç siyasi durumun, tuhaf bir tesadüf eseri ünlü İranlı general Kasım Süleymani'nin IŞİD'in Irak ve Suriye'de bozguna uğratıldığını duyurmasından kısa süre sonra kötüleştiğini belirtti.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü'nden Boris Dolgov, İran yönetiminin olaylarda dış güçlerin etkili olduğuna yönelik açıklamalarının mesnetli olduğunu söyledi.
Russia Today'a (RT) konuşan Dolgov, "İran'ın iç sosyal-ekonomik sorunları var ve bu, ülke yönetimi tarafından da kabul ediliyor, ancak protesto gösterileri büyük oranda dış güçler tarafından kışkırtıldı. Söz konusu iç sorunların durumu istikrarsızlaştırmak için kullanma çabaları, dış düşmanların işi" ifadelerini kullandı.
TRUMP'IN AÇIKLAMALARI, MÜDAHALENİN KANITI
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Washington'un protestocuları desteklemeye hazır olduğu yönündeki açıklamalarının bunun doğrudan kanıtı olduğunu ifade eden Dolgov, "Fakat şu anda durum genel olarak kontrol altında. İran'ın Libya ya da Suriye olmadığını belirtmek gerekir. İran toplumunda halkın oldukça geniş bir kısmı iktidarın çizgisini destekliyor ve Amerikan karşıtı tutum izliyor. İran'da Devrim Muhafızları Ordusu'nun yanı sıra gönüllü milis teşkilat Besic de bulunuyor. Besic'de 10 milyona kadar kişi yer alıyor ve askeri nitelikli bu teşkilat ta, İslam devriminin ideallerini savunuyor" diye konuştu.
'RADİKAL İSLAMCILAR EYLEMLERE SIZMIŞ OLABİLİR'
Devrim Muhafızları Komutanı Ali Caferi'nin IŞİD'in İran'a sızmaya çalıştığı yönündeki konuşmalarının daha önce diğer ülkeler için hazırlanan senaryonun bir tekrarını andırdığını belirten Dolgov, Sünni kökenli radikal İslamcıların sınırlı olsa da daha önce de İran'da faaliyet gösterdiklerine dikkat çekti. Rus uzman, "Bu kişiler son günlerde de ülkeye sızmış ve hükümet karşıtı eylemlere katılmış olabilir. İran'a karşı hareket eden dış güçlerin amacı, ülkede rejim değişikliği yapmak ve kargaşa yaratmak, belki de devleti parçalamak. Bazı radikal göstericilerin polis karakollarından birindeki silahları ele geçirmeye çalıştıklarını hatırlayalım. Libya'da da her şey böyle başlamıştı, bu artık bilinen bir senaryo" diye sözlerini sürdürdü.
AVRUPA DAHA ILIMLI
Avrupalı liderlerse, İran'daki olayları değerlendirirken Amerikalı politikacılara göre daha ılımlı davranıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran'a yönelik uluslararası baskının artırılması, ancak Tahran'la diyaloğun kesilmemesi gerektiğini kaydetti.
Berlin'in de İran konusunda benzer bir tutum sergilediği görülüyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, İran'daki olayların uluslararası arenada kullanılmaya çalışılmasının Alman yetkilileri rahatsız ettiğini açıkladı ve bu çabalardan vazgeçme çağrısında bulundu.
'AVRUPA'YA YARARI OLMAZ'
Avrupa ülkelerinin, İran'ı düşman olarak gören ABD ve İsrail'den farklı olarak Tahran'la işbirliğinin devam etmesinden yana olduğunu söyleyen Dolgov, şöyle konuştu:
"İran ve Avrupa ülkeleri arasında eskilere dayalı bir işbirliği var. Tüm alanları kapsamayan yaptırımlara rağmen Avrupalılar, İran'la karşılıklı yarara dayalı işbirliğine devam ediyor. ABD ve İsrail'in aksine İran'ın kargaşaya düşmesinin ve dağılmasının Avrupa'ya yararı olmaz. Böyle bir durum, iş konusunda yaşanabilecek sorunların yanında yeni silahlı çatışmalara ve yeni bir göç dalgasına neden olabilecek. Dolayısıyla Avrupa ülkeleri İran'ın istikrarsızlaşmasını istemez."