ABD'nin New York kentinde 11 günlük Noel tatilinden sonra yeniden başlayan Hakan Atilla davasında karar verildi. Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla kendisine yöneltilen 6 ithamın beşinden suçlu bulundu.
Buna göre ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı delmek için kumpas kurma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma ve kara para aklamak için kumpas kurma ithamlarından suçlu bulunurken kara para aklama suçlamasından masum bulundu.
Konuyla ilgili davayı yakından takip eden Cumhuriyet gazetesi ABD temsilcisi Şebnem Arsu, davanın seyrinin tahmin edilenden çok daha kısa bir sürede bittiğini dile getirdi: "Jüri, hala onlara rehberlik eden talimatname hakkında sorular soruyordu. Bizler iki üç gün sürer beklentisi içine girdik."
‘ATİLLA KENDİNİ TEMİZE ÇIKARABİLMEK İÇİN İFADE VERDİ, ANCAK SONUÇ DEĞİŞMEDİ'
Arsu davanın seyrinin de diğer davalara kıyasla oldukça farklı olduğunu söyledi: "Jüriye verilen talimatnameye bakınca Atilla'ya ceza verilmemesi imkânsız gibi görünüyordu. Sonuç öyle de oldu. ABD'deki davalarda sanıkların ifade vermesi çok görülen bir şey değildir. Hakan Atilla bu riski alarak kendini temize çıkarabilmek için ifadesini verdi ancak sonuç değişmedi."
Davada en çok merak edilen konulardan biri de Rıza Sarraf'ın durumu ve ne kadar ceza alacağı oldu. Şebnem Arsu bu konu hakkında da şu açıklamalarda bulundu: "Normalde Sarraf konumundaki iş birliği yapan birisi için tarih şimdiye kadar belirlenmiş olurdu. Sarraf için bu tarihin verilmemiş olması hali hazırda savcılarla iş birliğinin devam ettiğini gösteriyor. Biz Sarraf'ın yaptığı iş birliği detaylarına ulaşamadık, kamuoyuyla paylaşılmıyor. Ama çok detaylı bir belge olduğu anlaşılıyor."
Sarraf'ın savcı ile yaptığı anlaşma çerçevesinde başka davalar açılıp açılmayacağı konusu da yine kendi içinde tartışmalı bir hal aldı. Arsu bu konuda şu açıklamalarda bulundu: "Sarraf yakalanmadan onunla ilgili iddianame gün yüzüne çıkmadı. Sarraf'ın anlattıkları başka bir ceza davasına konu olabilir mi, henüz bilmiyoruz."
‘TEMYİZ AŞAMASI ÇOK KISA ZAMANDA BİTECEK BİR SÜREÇ DEĞİL'
Bu gibi davalarda jüri kararından sonra davalı şirketlerin ABD hükümeti ile anlaşması söz konusu olmayabiliyor. Ancak Hakan Atilla davası henüz o aşamada değil. Şebnem Arsu önümüzdeki günlerde yaşanacakları şu şekilde değerlendirdi:
"Bundan sonraki süreçte 11 Nisan tarihinde yargıç hüküm vermek üzere tarafları çağırdı. Bu duruşmaya kadar savunma avukatları verilecek hükmün minimum kalması için gerekli evrakları sunacak, aynı şekilde savcılık da… Şartlı salıverme memuru sanıkla konuşacak. Federal hüküm esaslarına dayanarak yargıcın ne tür ceza verebileceğine dair tavsiyeler hazırlayacak. Temyiz aşaması dediğimiz şey çok kısa zamanda bitecek bir süreç değil. Mahkeme alışılmadık derecede hızlı ilerledi ama temyiz iki, üç seneye yayılabilecek bir süreç olabilir."