The Economist dergisi her yıl, yılbaşından hemen önce, değerlendirmeler yapar ve en çok pozitif değişim gerçekleştiren ülkeyi de ‘yılın ülkesi’ ilan ederdi.
Kuzey Kore gibi komşularını sürekli korkutan ülkelerin seçilme şansı tabii ki yoktu. Ayrıca ABD ve de Çin gibi dev büyüklükteki ülkeler de klasmana giremiyordu. Ama The Economist büyüklüğü temel şart olarak almıyor, son 12 ayda önemli değişiklikler yapmış ülkeler arasında en çok pozitif değişim yapana ödül veriyordu.
Bu yıl üç ülke ödüle aday olarak seçilmişti. Bunlardan birincisi Arjantin’di. Arjantin çok uzun zaman, yani yıllarca popülizmle yönetilmişti. Bu yıl işbaşına gelen Başkan Macri, Kirchner ailesinin yıllarca popülizmle yönettiği ülkeyi Kirchner’lerden kurtarmayı, seçimi kazanarak gündeme getirmişti. Ekimdeki ara seçimde Macri’nin partisi en yüksek oranda oy almış ve de böylece artık Arjantinlilerin siyasetçiler tarafından kandırılmasını engellemekte uzman olmuştu. Vatandaşlar da uydurmaca istatistiklerle kandırılamıyordu.
İkinci olarak da Güney Kore gündeme gelmişti. Güney Kore’de, daha önceki bir devlet başkanının kızı olan Park Geun-hye seçilmiş ama sonra kamu parasıyla hile yaptığı için, tevkif edilmişti, çünkü sahtekarlık yapmakta idi. Şu anda hapiste ve mahkemenin sonuçlanmasını bekliyordu. Bu arada bir mahkeme de ülkenin en büyük şirketlerinden biri olan Samsung’un sahibi Lee Jae –yong’u sahtekarlık nedeni ile hapse atmıştı. Sürekli, Kuzey Kore’nin nükleer bomba ve füze etkisi altında yaşamak zorunda kalan Güney Kore, iç siyasetini kısa zamanda temizlemiş, Kuzey Kore’nin tahriklerine de uymamış, durumu idare edebilmişti. Başka bir yıl olsa idi Güney Kore ödülü kapmış olurdu.
Ama 2017’de Fransa Emmanuel Macron ile beklentileri çok aşmıştı. Macron hiçbir partinin üyesi değildi. Yeni bir parti kuran Macron Başkanlığı seçimle kazanmıştı. Oyların da çoğunu almıştı. Macron sol-sağ kavgasını da ortadan kaldırmış ve ülke insanlarını açık veya kapalı diye düşünmeye getirmişti. Macron ülkenin insanlara açık olmasını sağlamıştı. Ülkeyi içeride sosyal konularda da açıklığa teşvik etmişti ve seçim sonrasındaki altı ayda ise çok akıllı reformları Meclis’ten geçirmişti.
Fransa’nın ve Fransızların değişikliğe olumlu bakmasını sağlamak Fransa’da uzun zamandır gerçekleştirilemeyen bir şeydi. Sadece değişikliğin başarılması bile Fransa’yı bir yılda en çok yenilik yapan ülke haline getirmişti.
İşte bu değişiklik Fransa’nın 2017’nin ülkesi seçilmesini sağladı.