Üçüncü çeyrek GSYH verileri açıklandı. Daha önceki yüksek sanayi üretimi büyümesine ek olarak baz etkisi de göz önüne alındığında, büyüme oranı zaten yüksek bekleniyordu. Ancak üçüncü çeyrekte rekor bir oranla yüzde 11,1 büyüyen Türkiye ekonomisi beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Üçüncü çeyrekteki rekor büyüme ile, ilk üç çeyrekte ortalama büyüme oranı yüzde 7,4 oldu. Sanayi üretiminde yüksek temponun sürmesi, yüksek büyüme temposunun yılın son çeyreğinde de devam edeceğine işaret ediyor. Bu nedenle 2017 yılı büyümesi planlanandan ve beklentilerden yukarıda gerçekleşecek. Sektörler itibarıyla büyüme oranlarında, özellikle sanayi ve inşaat sektörlerinde çift basamaklı seviyelere ulaşılması, hizmet sektörlerini de dolaylı olarak yukarıya çekmiş. Çünkü sanayi ve inşaatta üretim arttığında, başta nakliye olmak üzere çoğu hizmet sektöründe de doğal bir canlanma oluyor.
Büyümeye en fazla katkının 4,2 puanla hizmet sektörlerinden geldiğini ancak sanayi sektörünün katkısının rekor kırarak 2,6 puana ulaştığını görüyoruz. Toplam GSYH’daki payı yüzde 10 bile olmayan inşaat sektörünün katkısı da 1,4 puana ulaşmış. GSYH verilerine harcamalar tarafından bakacak olursak, büyümenin büyük oranda özel tüketim kanalıyla yükseldiğini görüyoruz. İç talepte görülen yüksek artış, özel tüketim harcamalarını yüzde 11,7 artırmış. Kuşkusuz bu artışta geçtiğimiz yıldan gelen 15 Temmuz’un baz etkisi de söz konusu. Ancak yine de özel tüketimdeki hızlı artışın büyüme oranını 7 puan yukarıya çekmesi dikkat çekici.
Özel tüketimin büyümeye katkısı ilk iki çeyrekte 2 puan civarında gerçekleşmişti. Özel tüketimin detaylarına baktığımızda, en hızlı artışın yüzde 31 oranında yüksek bir artışla dayanıklı tüketim malları olmuş.
Diğer yandan dış talepte de gözle görülür bir artış söz konusu. Aslında hem ithalatta hem de ihracatta çift taraflı bir canlanma söz konusu. Ancak ihracat artışı ithalata göre daha hızlı olduğundan dış ticaretin büyümeye katkısı net olarak pozitif olmuş. Yatırım tarafında ise ikinci çeyrekte görülen artış üçüncü çeyrekte de devam etmiş. Yatırım artışı ilk çeyrekte yüzde 2,7 iken ikinci çeyrekte yüzde 8’e yükselmişti. Üçüncü çeyrekte bu oran yüzde 12,4 olmuş. Daha önceki GSYH serilerinde bu yatırımın özel ve kamu sektörleri arasındaki dağılımını da görebiliyorduk. Ancak yeni seride bu detaylar verilmediği için yatırım artışının kaynağını bilemiyoruz. Stokta tutulan üretim de gelecekte tüketileceği için yatırım olarak sınıflandırılıyor. Bu stokların eritilmesi önümüzdeki yılın büyüme oranları üzerinde bir miktar baskı oluşturabilir.