Araştırma ve danışmanlık kurumu Great Place to Work Enstitüsü, faaliyet gösterdiği ülkelerdeki en iyi işverenleri belirliyor. Çalışanların iş-yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen Enstitüsü, güvene dayalı kurum kültürünün oluşturulması için yaptığı araştırmaların sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyor. Çok uluslu ve ulusal şirketlerdeki 36 farklı sektör çalışanın katıldığı, Dublin City ve Maynooth Üniversite’sinin katkılarıyla hazırlanan “İK Yönetimi ve Yönetici Anketi” sonuçlarını yayımlayan Great Place to Work Enstitüsü, çalışanların maaş ve kariyerlerine ilişkin önemli bulguları açıkladı.
Çalışanlar için öncelik destek ve fırsat, sonra maaş
Ankete katılan çalışanların yüzde 93’ünün yöneticilerinden öncelikli beklentisi, yüksek performans gösterebilmeleri için kendilerine destek sağlanması yönünde. Çalışanların yöneticilerden ikinci beklentisi, kendilerine şirket içerisinde gelişim fırsatı sunulması. Yöneticilere göre, çalışanların şirkete olan bağlılığını motivasyon ve adanmışlık düzeyleri belirliyor. Yöneticiler tarafından desteklendiğini hisseden çalışanlar, şirkete olan bağlılıklarının arttığını ifade ediyor. Anket sonuçlarındaki en dikkat çeken sonuçlardan biri, çalışanların kendilerine sağlanan desteğe ve gelişim olanaklarına maaştan daha fazla önem vermeleri.
Yöneticiler önce şirketin saygınlığı diyor
Yöneticilerin çalışanlardan beklentileri arasında ilk iki sırayı yüzde 95 oranıyla şirket saygınlığını koruyup şirketi desteklemeleri yer alıyor. Üçüncü sırada çalışanların kendilerini değerli hale getirecek gelişim fırsatlarını takip etmeleri, dördüncü sırada şirketteki değerlerini yükseltmek için becerilerini geliştirmeleri geliyor. Yöneticilerin çalışanlardan en düşük beklentisi ise sadece gereken görevleri yerine getirmeleri.
Yapılan işten gurur duyulmasını teşvik eden şirketler rekabette avantajlı
Anket sonuçlarını değerlendiren Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Her sektörden farklı büyüklükteki şirketlerle yaptığımız çalışmalarla şirketlerin mükemmel bir iş yeri kültürü oluşturmalarına yardımcı oluyoruz. Şirketlerin işveren markası oluşturmalarında en önemli elçi konumunda olan çalışanların iş verimliliği, yüksek güven kültürüne sahip işletmelerde 3 kat artıyor. Bu da şirketlere ekonomik performans olarak geri dönüyor. Araştırmalarımız yüksek ekonomik performanslı şirketlerde çalışanların saygı görüp takdir edildiğini, güçlü bir takım ruhunun oluşturulduğunu, şeffaf şekilde bilgi paylaşıldığını gösteriyor. Çalışanların taleplerini değerlendiren, yapılan işten gurur duyulmasını teşvik eden şirketler rekabete avantajlı durumda başlıyor.” dedi.