FINANSGUNDEM.COM
Finans piyasaları, güne güçlü büyüme rakamlarıyla başladı. Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 11.1 büyüyerek, son altı yılın en yüksek çeyreklik büyümesini gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu oranla Türkiye, 3. çeyrekte dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. Türkiye kendisine güvenen, inanan kimseyi sükutu hayale uğratmamıştır, uğratmayacaktır. Bizimle birlikte olanlar kazanacaktır” dedi.
Beklentilerin üzerinde gerçekleyen büyüme için bazı ekonomistler “Benzer rakamları görmek kolay olmayacak” yorumunu yaptı.
Bir değerlendirme de Özyeğin Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale’den geldi. Özlale. Makine ve teçpizat yatırımları kalemine dikkat çekerek, “Yeni açıklanan verilerde ise makine ve teçhizat yatırımlarında yaklaşık bir yıl süren gerilemenin ardından yüzde 15’in üstünde görülen güçlü artış çok olumlu” dedi. Prof. Dr. Ümit Özlale’nin ‘büyüme’ye yönelik görüşleri şöyle:
“BEKLENTİLERİN DE ÖTESİNDE OLUMLU…”
Hesaplama yöntemindeki kafa karışıklıklarını bir kenara bırakırsak, üçüncü çeyrek tam bir başarı hikayesi. Türkiye, G-20 ve gelişmekte olan ülkeler arasında en hızlı büyüyen ekonomi oldu. Benim en fazla dikkatimi çeken alt kalem ise makine ve teçhizat yatırımları… Geçtiğimiz dönemlerde hızlı büyüsek de sürdürülebilir büyüme açısından büyük önem taşıyan bu veride herhangi bir olumlu tablo yoktu. Yeni açıklanan verilerde ise makine ve teçhizat yatırımlarında yaklaşık bir yıl süren gerilemenin ardından yüzde 15’in üstünde görülen güçlü artış çok olumlu. Bu artışta Kredi Garanti Fonu, teşvikler ve baz etkisinin yanı sıra güçlü talebin iş dünyasında yatırımları artırma yönünde bir kararı tetiklediğini de düşünebiliriz. Yılın ilk yarısında büyümeye katkısı sınırlı kalan tüketimin özellikle dayanıklı mal kaleminde güçlenmesi bunun işaretlerinden biri.
“2017 YILINI YÜZDE 6,5’İN ÜSTÜNDE BÜYÜME İLE KAPATABİLİRİZ”
Büyümenin son çeyrekte de biraz hız kesmesine rağmen güçlü bir şekilde devam edeceğini düşünürsek, 2017 yılını yüzde 6,5’in üstünde bir büyüme ile kapatabiliriz. Bütün bu olumlu tabloya rağmen güçlü talebin getirdiği yüksek cari açığı da not etmemiz gerekir. 41,9 milyar dolarlık cari açık GSYİH’nin yüzde 4,7’sine denk geliyor. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında cari açıkta da en yüksek orana ulaşan ekonomi oldu. Sermaye girişlerinin kısıtlı ve daha maliyetli olduğu bir dönemde kuşkusuz önemli bir gösterge.