Merkez Bankası, cumartesi ilan ettiği gibi, vadede kur farkının TL üzerinden takas edileceği vadeli döviz satışına dün yaptığı ihalelerle başladı. 1, 3 ve 6 ay vadeli olarak yapılan üç ihalede, toplam 350 milyon dolar satış yaptı. Gelen toplam teklif ise 637 milyon dolar oldu. Tekrar anımsatalım; bu satışların vadelerinde, o günkü cari piyasa kuru ile dünkü ihaledeki satış kuru arasındaki fark, taraflarca TL ödenerek yapılacak.
İhale sonucu iki şeye bakılır; bir döviz kuru üzerinde etkili oldu mu? İkincisi de vadeli kur hesabındaki TL faizinin piyasaya etkisi oldu mu?
Her ikisine de yanıtım; hayır, şimdilik etkili olmadı. İhale başlarken piyasa oyuncularının teklif atarken vadeli kura esas aldıkları cari kur 3.92 idi, ihale sonrasında da değişen bir şey olmadı. İkincisi de, Merkez Bankası’nın her üç vadede satış yaptığı en düşük kur seviyesinden hesaplanan faizler düşük olmasına karşın, ihale sonuçları açıklandıktan sonra piyasadaki para takası (swap) faizlerine etkisi olmadı; yüksek kalmaya devam ettiler.
İhale öncesi konuştuğum bankacılar, yabancı bankaların bu tür takasında dolar olmayan döviz satışlarına ilgisinin olmayacağı yönünde idi. Sonuçlar da bunun kanıtı. İhale çoklu fiyat ihalesi şeklinde yapılıyor; döviz alıcıları en yüksek kurdan en düşük kura sıralanıyor. Merkez Bankası ilan ettiği satış miktarını doldurana kadar en düşük kura satış yapılıyor. Dolayısıyla, satış yapılan en düşük kur, ihalede satış yapılacağı ilan edilen miktara ulaşılan noktada yer alıyor.
KURU YUKARI İTEN NEDEN
Dünkü ihalede en çarpıcı olanı şu; Merkez Bankası 1 ay vadeli ihalede satış yaptığı en düşük kur olan 3.9350’lik dolar kuru ile dün ihalenin yapıldığı saatlerdeki cari piyasa kuru olan 3.92 arasındaki farktan hesaplanan TL faizi yüzde 5.9 çıkıyor. Oysa herhangi bir banka müşterisi bir bankaya gidip 1 ay vadeli döviz satış kuru istemiş olsaydı 3.95’ten aşağı olmayacaktı. Bu koşullarda, bu ihale sonucuna göre; piyasa kuru da, para piyasasında 1 ay vadeli TL faizleri de düşmeliydi. Ama olmadı. Nedeni basit; bu ihale yöntemi de, ihalenin temel unsuru olan “dövizsiz satış” da “külüstür” de ondan. Piyasa mekanizmalarını işletecek, aktarım sağlayacak bir model değil.
Sabit kur rejimi olan ülkelerde “offshore” döviz kurunu dengelemek, “uydusu gibi” hareket etmesini sağlamak için kullanılan bir yöntem bu. Sermaye hareketleri 28 yıl önce serbest bırakılmış bir ülkede, 16 yıldır serbest dalgalı kur rejiminde olan bir ülke için “arkaik” bir döviz müdahale aracı olarak kalıyor. Neden “keşfedildi”? Şundan, “faizleri artırmadan kuru nasıl frenleriz” arayışlarından.
Muhtemeldir ki; Merkez Bankası yönetimi zaman kazanmaya dönük olarak bu aracı piyasaya sürmeye hazırlanırken, Cumhurbaşkanı’nın eleştirileri sonrasında alelacele başlamak zorunda kaldılar. Dolar kuru cuma günü 3.8745 kaparken, bu ihalelerin başlayacağı haberiyle dün 3.8755’ten açıldı. Ama dün gün içinde 3.9296’ya kadar yükselirken, ihale sonrasında da 3.92 seviyesinde seyretti. Bu adımın çalışmamasının nedeni gayet basit; bankanın bizatihi bu modeli piyasaya sürmesi kuru yukarı iten en önemli neden.