Geçen yılın son döneminde kendini gösteren gidişat, bu yılın ilk aylarında işsizlik oranının son yılların rekor düzeyine çıkacağına işaret ediyordu. Nitekim beklendiği gibi de oldu ve ocak ayındaki işsizlik oranı yüzde 13'e fırlayarak son yedi yılın rekorunu kırdı. İşsizlik oranındaki bu rekor ocak ayıyla da sınırlı kalmadı. Geçmiş yılların aynı aylarına göre yapılan değerlendirmede şubat, mart, nisan ve mayıs aylarında da son yedi yılın en yüksek gerçekleşmelerinin oluştuğu gözlendi.
"Perşembenin gelişi" durumuydu söz konusu olan... İşsizlik oranı çok artacaktı belli ki. İşte bu artışı mümkün olduğunca frenleyebilmek ve sonrasında gidişatı tersine çevirebilmek için bir istihdam seferberliği başlatıldı. Aslında dönem de bu seferberlik için uygundu. Çünkü biliniyordu ki Türkiye'de işsizlik en yüksek düzeye hep ocak ayında çıkar, sonrasında yaz aylarının başlangıcına kadar düşer, sonra yine artış başlardı.
Dolayısıyla yılın ilk aylarında ilan edilecek bir seferberlikten mutlaka ama mutlaka olumlu sonuç alınırdı. Zaten hiçbir şey yapılmasa, hiçbir önlem alınmasa bile ocaktan sonra işsizlik oranı gerileyecekti.
Bu yıl başlangıcın yüksek olmasının etkisiyle gerileme daha belirgin olarak gözlendi. Ayrıca bir takım önlemler de alındı, istihdam teşvik edildi.
Ocak ayında yüzde 13 olan işsizlik oranı mayıs ve haziran aylarında yüzde 10.2 olarak gerçekleşti. TÜİK tarafından dün açıklanan haziran, temmuz ve ağustosun ortalamasını gösteren temmuz ayı verisine göre ise oran yüzde 10.7 oldu.
İşsizliğin mayıs ve haziranda yüzde 10.2 düzeyinde oluştuğuna bakarak temmuzda yüzde 10.7'ye çıkılmış olması görünürde her ne kadar bir artışa işaret ediyorsa da bu gayet normal bir durum. Biraz önce de belirttik; haziran ve sonrası zaten işsizliğin arttığı bir dönemdir. Bu, birkaç yıl hariç hep böyle olmuştur.
İşsizliğin artıp artmadığına ilişkin gerçek kıyaslamayı geçen yılın aynı ayıyla yapmak gerekir. Bu da bize temmuzdaki işsizliğin değişmediğini göstermektedir. İşsizlik oranının geçen yılın temmuzunda da yüzde 10.7 olduğunu hatırlatalım.
Seferberliğin katkısı
Öncelikle şunu söylemek gerek; elimizde istihdam seferberliğinin katkısını bire bir ölçmemizi sağlayacak hassas kuyumcu terazisi yok. Yapılabilecek olan şu: İşgücüyle ilgili bazı göstergeler bu yıl ocaktan temmuza kadar nasıl değişmiş, aynı dönem itibariyle geçmiş yıllardaki değişim nasıl olmuş, aradaki farka bakabiliriz ancak...
Örneğin bu yıl ocak-temmuz farkı olarak istihdam 2.1 milyon kişi artmış, istihdamdaki bu artış işgücü artışının (1.5 milyon) üstüne çıkınca işsiz sayısı 542 bin azalmış.
Peki geçen yıl? Yine aynı dönemde işgücü ve istihdam hemen hemen aynı düzeyde, 1.4 milyon kişi artmış, işsiz sayısında ise 34 bin kişilik artış kaydedilmiş.
Yani geçen yıl ocak-temmuz döneminde işsiz sayısı 34 bin artarken bu yıl 542 bin gerilemiş.
Bu yılı yalnızca geçen yılla kıyaslarsak ortaya gayet olumlu bir tablo çıkıyor. Ancak, unutmayalım geçen yılın kendine özgü bir dizi olumsuz yanı vardı ve bu durum istihdama da olumsuz bir biçimde yansımıştı. O yüzden bu yılki gelişmeyi, bir önceki yılla da kıyaslamakta yarar var.
İşgücü bu yıl ocak-temmuz döneminde 1.5 milyon arttı, 2015'in aynı dönemindeki artış ise 1.6 milyondu.
İstihdam bu yıl 2.1 milyon artış gösterdi, 2015'teki artış da 1.9 milyon olmuştu.
İşsiz sayısı bu yıl 542 bin kişi azaldı. 2015 yılının aynı dönemindeki azalma ise 289 bin kişiydi.
Görülüyor ki istihdam seferberliğinin katkısı geçen yıla göre çok belirgin. Ama normal bir yıl olan, en azından temmuz verisi belli olana kadar seçimlerin etkisinin pek hissedilmediği 2015'e göre öyle olağanüstü bir değişim söz konusu değil.
Dolayısıyla seferberliğin istihdama bir katkı verdiği ortada; ama bu katkıyı da çok abartmamak gerek.
(Alaattin Aktaş/Dünya)