Orta vadeli program çerçevesinde sahip olduğumuz üç veriye dayanarak hükümetin bu yıl dolar kurunu hangi düzeyde varsaydığını ve gelecek üç yıldaki varsayımının ne olduğunu dün bu köşede yazmıştık. Yaptığımız hesaplamalar, bu yılın ortalamasındaki dolar kuru varsayımının 3.61 olduğunu, doların yine yıl ortalaması bazında olmak üzere gelecek yıl 3.77, 2019 yılında 3.95, 2020 yılında ise 4.06 olarak dikkate alındığını gösteriyordu.
Ama bu hesaplamanın bir aşamasında Kalkınma Bakanlığı'nın bir "sürprizi" ile karşılaşacağımızı bilemezdik.
Kalkınma Bakanlığı, şimdiye kadar orta vadeli programlarda yıl ortası nüfusu olarak Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı nüfus projeksiyonunu kullanırdı. Dolayısıyla dün orta vadeli program açıklandığında elimizde "cari fiyatlarla GSYH, dolar bazında kişi başına gelir ve TÜİK'in yıl ortası nüfus projeksiyonu" vardı.
Biz de şu işlemi yaptık: Cari fiyatlarla olan GSYH'yi yıl ortası nüfusa bölerek kişi başına TL bazlı geliri bulduk, bunu da dolar bazlı gelire bölmek suretiyle dolar varsayımına eriştik. Bu işlemi biraz farklı yollarla yaparak aynı sonucu elde etmek de mümkündü tabii ki.
Ama dedik ya meğer Kalkınma Bakanlığı'nın bir sürprizi varmış.
Bakanlık kendi tahminini kullandı
Orta vadeli programlarda şimdiye kadar TÜİK'in yıl ortası nüfus projeksiyonunu kullanan Kalkınma Bakanlığı, 2018-2020 dönemi programında bu uygulamayı terk etti. Biz önceki gün ortalama kur varsayımına ilişkin hesaplamayı yaparken, söz konusu kararı tabii ki bilmiyorduk.
Kalkınma Bakanlığı, TÜİK'in nüfus projeksiyonu yerine kendisi bir projeksiyon oluşturdu. Bakanlığın bu projeksiyonu da aslında yine TÜİK'in verilerine dayanıyor. Kalkınma Bakanlığı, TÜİK'in adrese dayalı nüfus sistemi ile belirlediği ve son olarak 2016 yılında açıkladığı nüfusu esas almak suretiyle bir öngörüde bulundu ve buradan hareketle bu yıl ve gelecek üç yılın nüfus projeksiyonunu oluşturdu.
Kalkınma Bakanlığı'nı böyle bir hesaplamaya iten de TÜİK'in izlediği yöntem oldu. TÜİK, GSYH kapsamında kişi başına geliri adrese dayalı nüfusu esas alarak hesaplayıp açıklıyor.
Kalkınma Bakanlığı da aynı yöntemi izlemeye karar verdi; ancak elde 2016 sonrasına ilişkin adrese dayalı nüfus verisi olmadığı için kendi projeksiyonunu kendi oluşturdu.
İşte bu şekilde belirlenen nüfus her zaman kullanılan TÜİK'in nüfus projeksiyonundan büyük olunca sonuçta üç değişkenden biri küçüldü, bu da ortalama kur varsayımının da küçülmesi sonucunu doğurdu.
Yani dün bu köşede yer verdiğimiz kur varsayımına ilişkin değerler yanlış değildi. Biz geçmişteki uygulamanın aynen süreceği varsayımına dayalı bir hesaplama yapmıştık; oysa Kalkınma Bakanlığı nüfusla ilgili küçük bir değişiklik yapmış, bu da kur varsayımının daha küçük görünmesi sonucunu doğurdu.
Kişi başına gelir aşağı çekilmiş oldu
Bu arada eğer Kalkınma Bakanlığı TÜİK'in nüfus projeksiyonunu kullanmayı sürdürmüş olsaydı kişi başına gelir daha büyük görünecekti.
Kalkınma Bakanlığı, nüfusu TÜİK'e göre yaklaşık 700-750 bin kişi arasında daha fazla tahmin etti. Bu da kişi başına gelirin düşük görünmesi sonucunu doğurdu.
TÜİK de değişikliğe hazırlanıyor
Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu'nun da nüfus projeksiyonunda değişikliğe hazırlandığını öğrendik.
Nüfus artış hızının artması, mültecilerden oturma izni alanların sayısının çoğalması gibi nedenlerle nüfus projeksiyonlarında güncelleme üzerinde çalışıldığı belirtildi.
Aklımıza şu soru da takılmadı değil tabii ki. Acaba TÜİK yaptığı ön çalışmayla belirlediği verileri Kalkınma Bakanlığı ile paylaşmış mıydı? Bu soruya TÜİK cephesinden kesin bir "Hayır" yanıtı geldi.
Hem çalışma henüz tamamlanmış değildi, hem de bu tür açıklamalar kamuoyuna ve ilgili mercilere eş zamanlı yapılmaktaydı.