Alanya Eski Belediye Başkanı ve Gardenia Oteller zincirinin sahibi işadamı Hasan Sipahioğlu, Rusya ile yaşanan krizin sona ermesi, yerli turistin katkısı ve alternatif pazarların devreye girmesiyle 2017 yılını tatmin edici rakamlarla kapatacaklarını söyledi.
Alanya’da üç dönem belediye başkanlığı yapan, aynı zamanda Alanya Turizm Tanıtma Vakfı’nın (ALTAV) kurucularından olan turizm duayeni Hasan Sipahioğlu, 2017 yılı Alanya turizmine yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu.
“2016 YILINI YOK SAYDIK”
Darbe girişimi, terör olayları gibi tüm olumsuzlukların yaşandığı 2016 yılını yok saydıklarını ifade eden Sipahioğlu, Türk ekonomisine 2014, 2015 yılında 4 milyar dolar turizm geliri sağlayan Alanya’nın bu yılki katkısının 2.5 milyar doları bulacağını dile getirdi.
“ALMANYA PAZARINDA HALA YÜZDE 30-40 DÜŞÜŞ VAR”
Almanya pazarında 2015 yılına oranla bu yıl yüzde 30-40 düşüş yaşandığını belirten Hasan Sipahioğlu, Türkiye ile Almanya arasında yaşanan siyasi krize değinerek şöyle devam etti: “Bu tür krizler farklı dönemlerde de oldu. Bizim şunu anlatmamız gerekiyor; bu Ankara ile Berlin arasında yaşanan bir kriz. Bu insanların Türk ve Alman halkının krizi değil. Tartışmalar siyasetin doğasında var. Her ülke ile buna benzer tartışmalar yaşanabilir. Bu kriz ortamında yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Bu sert tartışmaların ticaret ortamına, turizme yansımasını en aza indirmek için yerel yönetimler, STK’lar büyük efor sarfetmeli.”
“ALMANYA’NIN SEYAHAT UYARISI SAÇMA VE YERSİZ”
Türkiye’de tutuklanan bazı Alman vatandaşlarından sonra Almanya’nın SPD’li Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye’ye yönelik seyahat uyarıları yapmasını eleştiren Sipahioğlu, “Alman siyasetinde özellikle bizim Türk vatandaşlarımızın büyük oranda desteklediğ SPD Partisinin yöneticileri, seçim sürecinde yaşadıkları oy kaygısı nedeniyle böyle yerli-yersiz açıklamalar yapabiliyor. Bugün biz nasıl Alman yargısına güveniyorsak onlar da bizim yargımıza güvenmek zorunda. Hükümetin yargıya müdahale etme şansı, ‘onu bırakın, bunu tutuklayın’ deme şansı yok” diye konuştu.
“DEVLETİN YIKILMA NOKTASINDAN GERİ DÖNDÜK, ANLAYIŞ BEKLİYORUZ”
Alman siyasetinin PKK gibi terör örgütlerine farklı bir bakış açısıyla yaklaştığını, Avrupa’nın tamamında Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetlerinin dikkate alınmadığını vurgulayan Sipahioğlu şunları söyledi: “Biz 15 Temmuz darbe girişimiyle devletin yıkılma noktasından geri döndük. Bizim yaşadığımız bu darbe girişimi bir başka Avrupa ülkesinde yaşansaydı, Türkiye’nin aldığı önlemlerin bugün en yüz katını alırlardı. Biz zamanında bu sıkıntıları yaşadık, kendi iç güvenlik kaygılarıyla vizesi olduğu halde kapıdan döndürdükleri çok sayıda vatandaşımız oldu. Turizmci olduğumuz halde bize ülkeye giriş izni vermedikleri dönemleri yaşadık.”
“EN BÜYÜK HATAMIZ, AVRUPA’YA KENDİMİZİ ANLATAMAMIZ”
“Avrupa’da bizim en büyük hatamız kendimizi anlatamamız” diyen Sipahioğlu, bu tanıtımın sadece hükümetten beklendiğini, Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın da bireysel olarak lobi yapmalarının önemine işaret ederek, “Devletin ağır işleyişinden, bürokratik engellerden ve orada yaşayan vatandaşlarımızın bu konuda yeterli duyarlılığı göstermelerinden dolayı maalesef bir türlü lobi yapmayı beceremedik. Sivil toplum ayağını iyi kullanamadık. Yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimini bile iyi anlatamadık. Yaşadıklarımızı objektif olarak sanatçılarımızla, yazarlarımızla, aydınlarımızla Avrupalılara anlatmayı beceremedik” diye konuştu.
“ANKARA YAPSIN DEMEKLE OLMAZ”
Turizmde uzun vadeli proje yapmanın önemine vurgu yapan Hasan Sipahioğlu, krizlerin turizmcilere pazarlama yöntemlerini değiştirmeyi öğrettiğini, yeni pazarlara yöneldiklerini kaydederek, “Aklımıza gelmeyen ülkelere açıldık. Kuzey ülkelerindeki insanlara yöneldik. Önceden acentelerle anlaşıyorduk, onlar tanıtsın diyorduk. Kriz dönemlerinde belediyelere, yerel yönetimlere çok büyük işler düşüyor. Hiç durmayacaklar, Avrupa’da yerel yönetimlere daha çok itibar edilir. Bizim bu insani değerleri öne çıkarmamız lazım. Bunu yapabilirsek kaybettiğimiz pazarları tekrar kazanırız. Örneğin Almanya ile yaşadığımız krizi Ankara ile Berlin çözsün demekle olmaz. Biz elimizi uzatalım, belki bugün elimizi sıkmayacaklar ancak eninde sonunda sıkacaklar. Çünkü siyaset ile insanların beklentileri çok farklı. İhtiyaç halinde devletin desteği, otoritesi devreye girecek ancak devlet arka planda duracak. Yerel yönetimler, STK’lar daha çok sorumluluk üstlenecek. Bugün İspanya’nın yaptığını biz de yapacağız. İspanya’ya giden turist ‘ben İspanya’ya gidiyorum’ demiyor, ‘Mallorca’ya, Kanarya Adaları’na, Endülüs’e gidiyorum’diyor. Yani şehir odaklı, şehirler İspanya algısının çok önünde. Biz de bunu yapacağız ki yaşadığımız veya ileride yaşayacağımız krizlere karşı sektörümüzü koruma altına alabilelim” açıklamasında bulundu.