Dünyanın pek çok ülkesinde üzerinde ciddi çalışmalar yapılan "sanal valuta" projesinde Estonya nasıl oldu da büyük ekonomiler arasından sıyrılmayı başardı?
Bu işin sırrı Estonya'nın bir 'internet cumhuriyeti' olma yolunda attığı ciddi adımlarda aranmalı.
'Sanal valuta' üzerinden işlemler yapılabilmesinin en büyük sakıncası işlemlerin kontrol dışına çıkabilme olasılığı.
Ciddi ve köklü bankaların ulusal dövizlerle kurumlar arasındaki geleneksel ilişkilerle süren ve "Merkez Bankalarının" da güvencesiyle devam eden işlemleri, kolay takip edilebiliyor.
Estonya dışındaki ülkeler neden cesaret edemedi?
İnternet üzerinden sürmesi düşünülen ve "sanal dünyanın öznelerinin" ödediği 'sanal valuta' ise, takibi ve denetlenmesi zor bir ortam yaratıyor. Bu nedenle şimdiye dek hiçbir ülke sanal valutaya geçmeye cesaret edememişti.
Estonya'da ise durum farklı.
Ülkede 3 yıldır "e-residency" uyguluyor. Yani dünyanın farklı ülkelerinden insanlara "dijital vatandaşlık" veriyor.
Başka bir ülkede yaşasa bile, Estonya'dan "dijital oturum" alan insanlar, Estonya'ya adım bile atmadan şirket kurabiliyor, ya da başka faaliyetlerde bulunabiliyor. Bu durum elbette Estonya devleti için de yararlı, çünkü her girişim devlete vergi ödüyor.
'Dijital Vatandaşlık' için kurulan bu sistemin güvenlik anlamında insanları ikna ettiği düşünülüyor. Şu an itibarıyla Estonya'nın 22 bin dijital vatandaşı var.
Estonya'daki E-residency Dijital Kimlik Platformu'nun başkanı Kaspar Korjus, ilk etapta sanal para birimi estcoint ile bu sistem içinde ödemelere başlanacağını duyurdu.
Estonya'nın dijital vatandaşları hem devlete karşı yükümlülüklerini ve hem de sistem içinde birbirleriyle yapacakları işlemlerin karşılığını Estcoint ile ödeyecekler.
Öte yandan, Estonya'nın hedefleri büyük. Bir süre sonra Estcoin'in normal ticarette de kullanılabileceğini düşünüyorlar.