Dünya genelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yönelik yapılan araştırmalar kadınların özgürlükler, eğitim ve gelir konularında erkeklere oranla geride kaldığını ortaya koyuyor.
Yolsuzluğa eğilim konusunda yapılan araştırmalar ise, kadınların erkeklere kıyasla yolsuzluğa karşı daha dirençli olduğunu gösteriyor. Bu alanda yapılmış araştırmaları ve saha çalışmalarını değerlendiren Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Proje Koordinatörü Dr. Bahar Karacar, denetim mekanizmaları olduğu takdirde kadınların yolsuzluk ve rüşvete karşı çok daha dirençli olduklarını belirtiyor.
Birleşmiş Milletler’in İnsani Gelişme Raporu’nda yer alan Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ndeki veriler ile, Dünya Bankası’nın 2013 Yolsuzluk Kontrolü Göstergesi karşılaştırıldığında, yolsuzluğun kontrolü ve cinsiyet eşitsizliği arasındaki negatif korelasyon dikkat çekiyor. Karacar, yüksek cinsiyet eşitsizliğinin saptandığı ülkelerin yüksek yolsuzluk seviyelerine sahip olmalarına dikkat çekiyor.
Karacar, Dünya Bankası adına yapılan çalışmanın yolsuzlukla toplumsal cinsiyet eşitsizliği arasındaki ilişkiyi daha fazla ortaya çıkardığını kaydediyor. İlk araştırmanın özgürlükler, gelir ve eğitim verilerini içerdiğini söyleyen Karacar, daha düşük yolsuzluk oranlarına sahip ülkelerde kadınların bu tür haklara daha fazla sahip olduğu, daha da önemlisi yasama ve yürütme içinde daha fazla söz haklarının olduğunun belirlendiğini belirtiyor.
Karacar, “Kadınların ve erkeklerin muhtemel yolsuzluk durumları karşısında davranışlarında farklılıklar oluyor mu?” sorusunun yanıtının ise yapılan bir başka araştırmayla belirlendiğini ifade ediyor. Bu araştırmada, erkeklerle karşılaştırıldığında yönetici pozisyonunda olanlar hariç, kadınların riskten daha çok kaçındıkları, sosyal olarak daha duyarlı oldukları, daha fedakar ve işbirliği yapmaya yatkın olduklarının belirlendiğini dile getiriyor. Söz konusu araştırmada, yolsuzlukla ilgili cinsiyet farkı olup olmadığı sorusunun üç ayrı başlık altında değerlendirildiğini söyleyen Karacar, bunların yolsuzluk karşısında cinsiyet farklılıkları, rüşvet kabul etmede cinsiyet farklılıkları ve rüşvet vermede cinsiyet farklılıkları olduğunu belirtiyor.
Kadınlar riskten kaçınıyor
Yapılan bütün araştırmalarda kadınların yolsuzluğa karşı toleransının erkeklere göre çok daha az olduğu sonucunun ortaya çıktığını ifade eden Karacar, ancak araştırmaların gerçeği tam olarak yansıtmama riski taşıdığını da söylüyor. Karacar, anket sorularına verilen cevapların gerçek iş hayatını yansıtmayabileceğini belirterek, vaka çalışmaları ve deneysel araştırmalarla desteklenmedikçe bulguların havada kalabileceğini kaydediyor.
Kadınların yolsuzluğa karşı tutumlarının bölgeden bölgeye, kültürden kültüre de değişebildiğini ifade eden Karacar, bu konuda Avustralya, Hindistan, Endonezya ve Singapur’u kapsayan bir deney yapıldığını belirtiyor. Karacar, yapılan çalışmada Avustralya’da kadınların erkeklere göre daha az rüşvet aldığı, Singapur’da bunun tersinin görüldüğü, Hindistan ve Endonezya’da ise cinsiyetler arasında anlamlı bir fark tespit edilmediğini söylüyor. Ancak Afrika ülkesi Burkina Faso’da deneklerden habersiz gerçekleştirilen bir saha deneyinde, kadınların yakalanmaktan korkmadıkları zaman rüşvet kabul etme ihtimalinin en az erkekler kadar yüksek olduğunun belirlendiğini belirtiyor. Karacar bu sonucun daha önce yapılan çalışmalarda da gözlemlendiğini, herhangi bir denetim yapılmadığında erkekler ve kadınlar eşit derecede rüşvet kabul ederken, denetim varsa kadınların rüşvet alma ihtimalinin önemli düzeyde düştüğünü vurguluyor.
Kadınlar yolsuzluğa karşı daha dirençli
Cinsiyetler arasında yolsuzluğa eğilim konusunda yapılan araştırmaların genel değerlendirmesine yönelik olarak Karacar şunları söylüyor: “Aslında birçok araştırma bize kadınların yolsuzluğa karşı erkeklerden daha dirençli olduğunu, üstelik yolsuzlukla mücadele denetimleri etkili olduğunda bu direncin daha da arttığını gösteriyor. En azından devlet kademelerinde kadın sayısını artırmanın bile yüzeysel olarak yolsuzluğu azaltabileceğini görmek, kadınların yolsuzluk konusundaki dirayetli tavırlarının bir göstergesi olabilir.” (Dünya / Didem Eryar Ünlü)