İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması (Brexit) sonrası Londra'daki dünyanın en büyük bankaları önümüzdeki iki yılda yaklaşık 9 bin istihdamı Avrupa'nın başka bölgelerine götürmeyi planlıyorlar. Avrupa'nın önde gelen şehirleri Londra'nın finans sektöründen pay kapmak için büyük bir rekabet içindeler. Uluslararası denetim ve danışmanlık hizmetleri firması EY tarafığndan yapılan bir araştırmaya göre Brexit sonrası yeninden üs kurmak için tercih edilen şehirlerin başında şimdilik İrlanda'nın başkenti Dublin geliyor.
EY tarafından bu hafta yayınlanan İngiltere'nin Finansal Cazibesi raporuna göre Brexit sonrasında AB üsleri için Dublin'i diğer şehirlere tercih ediyor. EY'nin izlediği 222 finans hizmetleri şirketinden 59'u ya çalışanların bir kısmını Avrupa'da başka şehre taşıyacağını ya da AB içinde yeni bir üs kuracağını duyurdu. Bunların 19'u Dublin'e taşınacağını belirtirken, İkinci sırada 18 finans kuruluşunun tercih ettiği Almanya'nın Frankfurt şehri yer aldı. İngiltere dört büyük köklü bankasından Barclays, faaliyetlerini Dublin'e taşımayı planlayan bankalardan.
Paris, lobi faaliyetlerine rağmen geride kaldı
Ocak ayında yapılan açıklamada bankanın Brexit sonrasında AB üssünü bu Dublin'e kaydıracağı kaydedilirken, Amerikan JP Morgan da şehirde ofis alanı satın almıştı. Büyük şirketlerin vergi kolaylığı elde etmesiyle öne çıkan Lüksemburg, 11 kuruluşun tercihi olarak 3'üncü sırada. Bankaları Brexit sonrasında kendine çekmek için büyük lobi faaliyetleri yürüten Fransa'nın başkenti Paris ise 11 sigorta ya da bankanın tercihi olarak ancak 4'üncü oldu.
Brexit sonrası Londra'daki dünyanın en büyük bankaları önümüzdeki iki yılda yaklaşık 9 bin istihdamı Avrupa'nın başka bölgelerine götürmeyi planlıyorlar. Bunlar arasında STANDART Chartered JP Morgan, HSBC, UBS, Daiwa, Sumitomo Mitsui Financial Group ve Nomura gibi devler bulunuyor. Sigortacılar arasında ise Lloyd's London, Royal London gibi şirketlerin adı geçiyor.
Financial Times'a açıklamalarda bulunan EY'nin İngiltere Finans Hizmetleri Başkanı Omar Ali, raporun sonuçlarının, Avrupa'daki merkezlerin aslında hiç birinin Londra'nın karşısında ciddi bir alternatif olmadığını gösterdiğini söyledi.
Dublin vergi avantajları sağlıyor
Dublin vergi avantajları ve kolay iş kanunları sayesinde Brexit sonrası için güçlü adaylar arasında. Google, Facebook, Twitter, Linkedln gibi teknoloji devlerinin AB üssü olan şehir ayrıca büyük finans kuruluşlarının yarısından fazlasının iştiraklerine de ev sahipliği yapıyor. İrlanda'nın, Avrupa Birliği içinde İngiltere dışında resmen İngilizce'nin kullanıldığı tek ülke olması da şehrin tercih edilmesinde artı bir kriter olarak değerlendiriliyor. Özellikle sigorta şirketleri burada iştirakler oluşturmaya başladığı ve 100'den fazla finans hizmetlerinin ilgi gösterdiği belirtiliyor.
Şehrin dezavantajlarına gelince; kiralık kaliteli ticari gayrinmenkul ya da konut sıkıntısı çekiliyor. Şehirde 1. kalite iş yeri kirası yıllık 646 euro/m2. Frankfurt'ta bu rakam 462, Lüksemburg'da 576 ve Paris'te 770 euro. Diğer yandan hükümet, Brexit'e hazırlık amacıyla yüksek bütçeli bir program hazırladı. Programda, çalışanların yerlerini değiştiren şirketleri vergi kolaylıkları getiriliyor. Dublin'de kurumlar vergisi yüzde 12.5 ile Londra'nın diğer rakiplerinden daha düşük. Diğer yandan bankacılık sektörünün büyüklüğü nispeten daha küçük. Londra'da sektörün büyüklüğü 20.7 trilyon dolara çıkarken, Dublin'de 600 milyar dolar.
Dublin'e yabancı yatırımcı ilgisi arttı
EY'nin raporuna göre Londra ile Avrupa'daki diğer finansal hizmetler merkezlerinin doğrudan yabancı yatırımlarda (DYY) arasındaki fark daralıyor. İngiltere'de DYY yatırımları bu yıl yüzde 5 artarken, Almanya ve Fransa'da sırasıyla yüzde 17 ve 20 artış gösterdi. Paris'i en önemli yatırım destinasyonu olarak gösterenlerin oranı 2015'te yüzde 39'dan yüzde 52'ye çıkarken, Frankfurt için aynı oran yüzde 24'ten yüzde 44'e ve Dublin içen yüzde 4'ten yüzde 17'ye yükseldi. (Dünya / Evrim Küçük)