Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türk demokrasisi gibi Türk ekonomisinin de 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında çetin bir sınav verdiğini ve bu sınavı başarıyla geçtiğini belirterek, "Artık yakın geleceğin baş aktörleri arasında adı geçen bir Türkiye ekonomisi var. Türkiye ekonomisi artık çok daha güçlüdür." dedi.
Zeybekci, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sonrası Türkiye ekonomisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Vatandaş hem demokrasiye hem ekonomiye sahip çıktı"
Zeybekci, darbe girişiminin ertesi gününden itibaren hem siyasi cephede hem ekonomi cephesinde, 15 Temmuz'da mermiyle yapamadıkları tahribatı yapmak üzere içte ve dışta kollarını sıvayanların olduğunu belirterek, Borsa İstanbul'un çökeceğini, yabancı sermayenin ülke dışına kaçacağını, Türk lirasının aşırı değer kaybedeceğini söyleyen bazı kesimlerin sesinin gür çıktığını anlattı.
Bakan Zeybekci, hain darbe girişiminin ertesi günü ekonomide çarkların döndüğünü, Borsa İstanbul'un pazartesi günü olağan şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu kararlarında hiçbir ertelemeye gitmediğini, hatta belirsizliklerin hakim olduğu bir ortamda faiz koridorunun üst bandında yapmakta olduğu indirimlere devam ettiğini hatırlattı.
Nihat Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisinin günlük ihracat verilerine göre, darbe öncesindeki 11-15 Temmuz 2016 haftasında yaklaşık 2 milyar dolar olan ihracatın, darbe girişimi sonrasındaki 18-22 Temmuz haftasında bir önceki haftaya göre yüzde 12,2 artışla 2,2 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söyledi.
Darbe girişimine rağmen ekonominin 2016'da yüzde 2,9 büyüdüğünü, geçen yılın son çeyreğinde başlayan toparlanmanın bu yılın ilk çeyreğinde istihdam, üretim ve ihracat seferberliğiyle artarak devam ettiğini vurgulayan Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halk ilk günlerde, olağan olarak ekonomiden endişe ediyordu, korkuyordu. Yabancı yatırımcılar ekonomide kritik sınırın aşıldığını düşünüyordu. Oysa sınırı aşmamıştık; 14 yıllık icraatlarımızla çoktan 'ekonomide sınırları değiştirmiştik'. Türk demokrasisi gibi Türk ekonomisi de 15 Temmuz ve sonrasında çetin bir sınav verdi ve bu sınavı başarıyla aştı. Hainler dünyayı yanıp kül olurken izlemek ister. Oysa milletimizin içindeki volkan patlamıştı bir kere. O günden sonra daha büyük inançla ve şevkle, ülke ekonomisini yüceltmek için hedefler koyduk ve bu hedeflere ulaşmak için gecemizi gündüzümüze kattık.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2017 yılı ihracatta atılım yılı, büyümede koşma yılı, turizmde toparlanma, yatırımlarda yükselme yılı olacaktı. 2016 yılının ikinci yarısında bir taraftan Türkiye demokrasisi ve ekonomisinin gücünü, Asya ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde, iş adamlarımızla beraber gerçekleştirdiğimiz seyahatlerimizde anlattık. Bir yandan da dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemi olan Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sisteminin hazırlıklarını tamamladık. İhracatımızı artıracak adımları uygulamaya koyduk. İhracatçımızın yol arkadaşı Eximbank’ın sermayesini artırarak, düşük maliyetli kredi hacminin genişlemesini sağladık. Bugün itibarıyla Türk Eximbank, ihracat finansmanında oran olarak dünya ikincisidir, hedefimiz birinciliktir. "
"Türkiye için büyüme, istikrar ve kalkınma dönemi"
Zeybekci, yurt dışında önemli noktalarda ticaret merkezleri açmaya başladıklarını, firmaları küresel pazarlarla entegre etmek için e-ticaret desteklerinden fuarlara kadar pek çok alanda cesur adımlar attıklarını ifade ederek, küresel durgunluğa rağmen 2016 yılının kasım ayından itibaren ihracatın güçlü şekilde artışa geçmeye başladığını, 2017 yılının ilk 5 ayında ihracatın yüzde 9,5 arttığını, yıl sonunda da Orta Vadeli Program hedefi olan 153,3 milyar doların üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.
Türkiye ekonomisinin 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5 büyüme kaydettiğini hatırlatan Zeybekci, net ihracatın büyümeye 2,2 puan katkı sağlamasının ise kendileri için ayrıca sevindirici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Zeybekci, şunları kaydetti:
"İlan ettiğimiz gibi 2017 ekonomide atılım yılı olacak. 16 Nisan 2017 referandumu ile milletimiz kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile siyasette de 2017’yi atılım yılına dönüştürdü. Dönem artık Türkiye için büyüme, istikrar ve kalkınma dönemidir. Artık yakın geleceğin baş aktörleri arasında adı geçen bir Türkiye ekonomisi var. Türkiye ekonomisi artık çok daha güçlüdür. Herkes üzerine düşeni yapar ve milli bir bilinçle çalışmalarını yürütürse 2023 hedeflerimize hep birlikte ulaşır ve yarınlarımıza daha iyi bir gelecek bırakabiliriz. 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana bizlere daima güç veren, Türkiye ekonomisini daha da güçlendirmek için var gücüyle çalışan milletimize şükran duyuyor; bu büyük milletin bir ferdi olmaktan da gurur duyuyorum. 15 Temmuz günü milletimiz bizlere ve tüm dünyaya şunu kanıtlamıştır; karanlık bir gecede pencerenin arkasında umut, korku ve inanç vardır ama en büyüğü de inançtır."