Bir bakanlıkta mühendis olarak çalışan iki çocuk annesi A.Y., aynı kurumda “bakan müşaviri” olarak görev yapan eşi M.Y.’nin evlendikleri 1992 yılından itibaren zaman zaman şiddet uyguladığını, hakaretlerde bulunduğunu, tehdit ettiğini iddia ederek boşanma davası açtı. Şiddet mağduru A.Y. çocukları için nafaka, kendisi için de 100 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu.
Beyefendi bahçede eşini dövüyorduMahkemeye cevap dilekçesi veren bürokrat M.Y., “Eşinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını” savunarak, “Evlilik birliğinin sarsılmasında asıl kusurlu karımdır. Kendisine hiç bir zaman kötü davranmadım. Ben de boşanmak istiyorum. 200 bin lira maddi ve manevi tazminat istiyorum” dedi.
KALDIRIP TEKRAR VURUYORDU
Mahkemede tanık olarak dinlenen çiftin komşularından E.Ç., “Alt katımıza taşındıklarından itibaren sürekli kavga oluyordu” diyerek şunları anlattı: “Alt katımıza bahçeli daireye taşındıktan sonra, gerek bahçede, gerekse dairenin içinden sık sık tartışma ve kavga sesleri duyuyorduk. Sürekli beyefendinin sesi duyuluyor, tehdit ve hakaretler ediyordu. Hatta birkaç defa kocam ile polisi aramaya niyetlendik ama aile içine karışmayalım diye vazgeçtik. Bir gün eşim ile eve geldiğimizde kapının önünde kalabalığı gördük. Beyefendi bahçede karısını dövüyor, sürekli bağırıyor ve küfürler ediyor, vuruyor, yere düşen eşini kaldırıp tekrar vuruyordu. Biz seyrediyorduk. Niçin müdahale etmediğimizi hâlâ anlamış değilim ve o günden beri vicdan azabı çekiyorum. Ben 17 yıllık öğretmenim hayatımın en zor olaylarından biridir. Sırtına vuruyor, koluna vuruyor, saçını çekiyordu. Eşime kaç defa ‘bu karısını öldürecek bir gün’ demişimdir. Sonraki günler A.Y. ile karşılaştık, boynu, kolu morluk içindeydi ancak onu utandırmamak için bir şey sormadım.”
BOŞANMA GEREKÇESİ: MEYDAN DAYAĞI
Mahkeme Hâkimi Sebahattin Ali Erdem, “Bürokratın evlilik birliğinin bozulmasında tam kusurlu olduğunu” belirterek, kararını şu gerekçelere dayandırdı: “Oturdukları konutun bahçe katı olması nedeniyle tarafların bahçede kavga ettikleri, davalının davacıyı gelişi güzel sürekli vurduğu, hakaret ettiği, saçından çektiği yere düşen davacıyı kaldırıp tekrar vurduğu tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Açıkça davalı, davacıya amiyane tabirle ‘meydan dayağı’ atmıştır. Boşanmaya neden olan olayda davalının tam ve ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, yaşı küçük olan çocuğun velayetinin anneye verilmesine, davalı M.Y.’nin, karısı A.Y.’ye 50 bin lira manevi tazminat ödemesine karar verilmiştir.” (Nurettin Kurt/Hürriyet)