Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin ekonomik ilerlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Milliyet yazarı Abdullah Karakuş'la röportaj yapan Zeybekci, Türkiye ekonomisinin çok iyi durumda olduğunu ve Türk Lirası'nda değerlenmenin süreceğini kaydetti.
İşte o röportaj:
Ekonomik anlamdaki kriz tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugüne kadar Türkiye’deki bütün felaket tellallığına rağmen gerek içerden gerek dışardan bu kadar zorlamaya rağmen, en önemlisi 15 Temmuz ihanetine rağmen Türkiye’de böyle bir şey olmadıysa, -mevcut göstergeler dikkate alındığında- bundan sonra da ekonomik krizin mümkün olmadığını düşünüyorum. Türkiye 2017 yılına atılım yılı olarak başladı. Türkiye 2017 yılında ekonomik anlamda her şeyini daha iyi hale getirecek, mevcut göstergeler de bunu doğruluyor. İhracatın ithalatı karşılama oranında, serbest bölgelerden yapılan ticaret, hizmet ticareti ve bavul ticaretini de eklediğimizde bire bir seviyesine doğru gideceğiz. Bu 2017’de olmayacak ama yüzde 90’nın üzerinde ihracatın ithalatı karşılama oranını yakalayacağız. Biraz daha yukarı gideceğiz. Türkiye’nin cari açığı daha sürdürülebilir hale gelecek. Türkiye’de işsizlik ile ilgili önemli bir iyileşme sağlayacağız inşallah 2017 yılında. Enflasyonla ilgili beklentimiz ise 2017 sonunda tek haneli rakamlara ulaşmak.
‘İhracat arttı’
- Ekonomik veriler nasıl?
2017 yılını ihracatta seferberlik yılı ilan ettik. İhracatçıların bizden istediği her şeyi yaptık. İlk 5 ay sonu itibariyle baktığımız zaman yüzde 9 ihracat artışı yaşadık. Uzun zaman sonra ilk defa 2017 yılının birinci çeyreğinde ihracatın büyümeye net 2.2 puan katkısını gördük. Büyümenin yarıya yakın kısmı da ihracat desteği ile oldu. Cari açıkla ilgili elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Turizmdeki 2017 yılı beklentilerimizle 2016 yılı kayıplarımızın büyük kısmını almayı hedefliyoruz. Turizm ve ihracattaki canlanma ile birlikte cari açıkta öyle hatırı sayılır bir sonucu 2017 yılında alacağız. İhracat hedefimiz 153.3 milyar dolardı. Bunu çok rahat bir şekilde geçerek 155 milyar dolar seviyesine ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Gönlümüzden geçen de 157.6 milyar doları aşmamız. Bu da bizim tarihi zirvemiz zaten. Bunu aştıktan sonra ihracattaki yüzde 10’luk artış trendini de 2018-19 yılı itibari ile artık sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Doğrudan yabancı sermaye girişi ile ilgili de geçen sene 2016 yılında 2015 yılına göre düşüş yaşadık. Geçen sene 12.5 milyar dolar civarındaydı. Bu sene 15 milyar dolarlık bir hedefimiz var.
Faizin inmesi tartışmaları var, neler yapılacak?
Faiz çok önemli. Faiz oranlarının yüksek olması yatırım iştahını olumsuz yönde etkiliyor. Yatırımcının, ihracatçının ve hatta üretimin maliyetlerini yükseltiyor. Onun için şuandaki kredi faizleri seviyesi yatırım yapılabilir bir seviye değildir, sürdürülebilir bir faiz oranı değildir. Kabul edilebilir bir faiz oranı değildir. Onun için en büyük hedefimiz bizim şuanda yatırım, üretim ve ihracat için, istihdam için finansmanı kolay hale getirmek, kolay ulaşılabilir ve ucuz hale getirmek. Bununla ilgili adımlarımızı atıyoruz. Aldığımız tedbirler şuanda bir bir hayata geçiyor. Ondan sonra asıl faizle ilgili kalıcı mücadelemiz başlayacak. Faiz ekonomi için son derece önemli.
‘TL biraz daha değer kazanacak’
Kurdaki son rakamlar...
- Kurda yaşanan gelişmeler ekonomik göstergeleri etkilemektedir. Örneğin kurdaki gelişmeler gecikmeli olarak enflasyonu etkiliyor. Önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerimiz Türk Lirasının değerlenmesinin bir miktar daha devam edeceği şeklinde. Bunun enflasyon üzerinde bir miktar pozitif katkısı olacaktır. Ama biz ihracat anlamında baktığımız zamanda dış ticaret anlamında baktığımız zaman da aşırı değersiz TL’nin ithalatı teşvik edici ihracatı da zorlaştırıcı bir etkisi olduğunu biliyoruz. Diğer taraftan bu alan spekülasyona son derece açık bir alan. Bu kapsamda kurlarda yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz.
Yurtdışından ekonomik abluka var mı?
- Türk ekonomisi ile ilgili şuanda dışardanyapılan hiç bir şey yok. Artık öyle bir uygulamayı görmüyoruz. Ama şu var tabiki. Türkiye’den mal alan şirketlerle ilgili onlara ülkelerinde biraz hafif negatif bakışları hissettirmeye çalışılıyor. Türkiye’ye gelecek satın almacıların sağlık sigortalarıyla ilgili ‘Türkiye’ye giderseniz şöyle yaparız’ gibi şeyler söylenmeye çalışılıyor. Türkiye’de ofisi merkezi olan şirketlere bir yerlerden belki bazı telkinlerde bulunulmaya çalışılıyor. Ama diğer taraftan da şunu söyleyeyim. Dostlarımız, ama Almanya’nın şuanda ne yaparız ne ederiz aramızdaki şu olumsuzlukların tamamını ortadan kaldırırız ki işimize yolumuza bakarızla ilgili samimi gayretleri var. Fransa’nın gayreti var. İngiltere malum bu son süreçte bizi hep destekledi. Bu pozitif havanın devam edeceğini düşünüyorum.