Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Eylül 2013’te, “demokratikleşme paketini” açıklarken muhalefete, “mevcut yüzde 10’luk barajla devam”, “barajı yüzde 5’e çekip 5’li gruplandırmayla daraltılmış bölge sistemine geçilmesi” ve “ülke barajını tamamen kaldırarak dar bölge seçim sisteminin getirilmesi” olmak üzere üç ayrı öneri sunmuştu. Ancak bu önerilere muhalefetten yanıt gelmeyince, seçim sistemi tartışması rafa kaldırılmıştı. Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın tüm dönemlerin milletvekillerine verdiği iftar yemeğinde “dar ve daraltılmış seçenekleri başta olmak üzere tüm alternatiflerin tartışılması” çağrısı yaptı. Erdoğan’ın bu açıklamasıyla birlikte gözler AK Parti’ye çevrildi. Konuyla ilgili yasal düzenlemenin seçim arifesinde gündeme getirileceği belirtilirken, Ak Parti bu konuda daha önce sistem alternatifleri üzerine yaptığı çalışmalar ışığında “daraltılmış bölge” seçeneği üzerinde duruyor.
Simülasyon çalışması
Daraltılmış bölge sisteminde karar kılınması halinde, seçim çevreleri 4-5 veya 6 milletvekili çıkaracak daraltılmış bölgelere ayrılacak, belirlenecek sayıdan az vekil çıkaran iller komşu illerle birleştirilip tek bir seçim bölgesi haline getirilecek, vekil sayısı yüksek olan iller ise birden fazla seçim bölgesine ayrılacak. Ak Parti, 2013 yılında 2007 ve 2011 genel seçim sonuçları üzerinden bu sistemin partileri nasıl etkileyeceğini tespite yönelik bir simülasyon çalışması yapmış, bu çalışmayla Türkiye’nin 4-5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim bölgesine ayrılmasının Ak Parti açısından en makul seçenecek olacağı tespit edilmiş, çıkarılacak milletvekili sayısı düşürülüp bölge sayısı artırıldıkça en büyük kaybın MHP’de yaşanacağı, Doğu ve Güneydoğu’da ise o dönemki BDP’nin vekil sayısını artırmasına yol açacağı görülmüştü.
Parti kurmaylarının Milliyet’e aktardığı bilgiye göre, Türkiye’nin milletvekili sayısı kadar seçim bölgesine ayrılmasını gerektirecek “dar bölge” seçeneceğine sıcak bakılmamasının arkasında ise üç temel endişe yatıyor. Parti yöneticilerince, “dar bölgenin” olası sakıncaları şöyle sıralanıyor:
“Dar bölgede seçilen milletvekili siyaseten daha güçlü biçimde Meclis’e gelir bu da grup disiplini açısından tehdit oluşturur. Yerel unsurlar daha belirleyeceği olacasından mikro çıkar çevrelerinin Meclis’e ve siyasete sirayeti daha kolay olur. Aynı nedenle bu sistem bölgede HDP lehine Ak Parti aleyhine bir sonuç doğurabilir.”