Yazdır

Tarık Al Rifai: Türkiye Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya hakim olacak

Tarih: 05 Haziran 2017 - 07:47

İslami yatırımlar, özel sermaye ve Sukuk otoritesi Tarık Al Rifai ile İslami finansı ve Türkiye'yi konuştuk. Al Rifai'ye göre İFM ile Türkiye geniş bir bölgede İslami finansmanın büyümesinden yararlanacak.

FINANSGUNDEM.COM - ÖZEL HABER

İstanbul Finans Merkezi Projesi...
Avrupa'yı da Asya'yı da kıskandıracak, beklenti çıtası yüksek dev adım.
Biz diyoruz ki; İstanbul Finans Merkezi Projesi'nde İslami finansın önemli bir pay alması bekleniyor.
Tarık Al Rifai diyor ki; İstanbul Finans Merkezi'nin kurulması bence de mükemmel bir fikir.

Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya
Türkiye’nin coşkusunu öyle bir hissediyor, Türkiye'yi öyle bir kucaklıyor, vizyon çiziyor ki sormayın. "Türkiye'nin bölgede İslami finansmanın büyümesinden yararlanmak için iyi bir konumda olduğuna inanıyorum. Bunun Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya kadar olan alanı kapsadığını söyleyebilirim..."
Haklı olarak, Ankara'nın da ısrarla işaret ettiği gibi, İstanbul Finans Merkezi'nin etki çapını dar bölgeden çıkarıyor, Doğu'dan Batı'ya, kıtadan kıtaya aktarıyor. Sadece beklentileri değil, inancı da pek. Türkiye'nin gücünün farkında.

Herkesin şapka çıkardığı bir usta
Tarık Al Rifai'yi dinlerken ister istemez etkileniyor insan. İslami bankacılık ve finans sektöründe herkesin şapka çıkardığı bir isim. Dünyanın her köşesinde saygın. Bir usta, bir uzman. Misyon da onda, vizyon da. Ufku geniş. Bir düşünür. İslami finansın gücünü öyle iyi kavramış, öyle anlamlı ve net anlatıyor ki inanılmaz. Yıllarını verdiği, üzerine yığınla kitap yazdığı, çalışma yaptığı bir alanda, böylesine yetkin bir imzayla konuşmanın keyfine doyum olmuyor.

Mücadeleden vazgeçmeyin
Pazardan görüntüler sunuyoruz, Türkiye'ye yönelik ipuçları veriyoruz. Mesela; her ne kadar bankacılık sektöründe yüzde 6 gibi küçük bir pay alsa da kamu bankalarının katkısıyla Katılım Bankacılığının Pazar payının hızla büyümesi beklendiğini ifade ediyoruz.
Araya giriyor. "Bu cesaret kırıcı olmamalı." Tavsiye açık, mücadeleden vazgeçmek yok. "Orta Doğu'da da İslami bankacılık müşterilerini geliştirmek ve cazip hale getirmek epey zaman aldı." Mesaj açık: Sabır, azim ve çok çalışmak.
"Türkiye'de katılım bankaları son on yıldır mevduat bankalarından daha hızlı bir şekilde büyümekte ve durmadan mevduat bankalarından pazar payı çalmaktadır." Bu cümle yetiyor, Türk bankacılık sektörünü ne kadar yakından izlediğini kanıtlıyor.

Yatırımcılara cazip teşvikler sunun
İpuçlarına devam ediyoruz; yeni ürün ve hizmetlerle borçlanma araçları başta olmak üzere İslami finansın ülke ekonomisine büyük katkı sağlaması bekleniyor. Dünyanın önde gelen İslami finans kuruluşlarının gözünün de ülkemizde olduğu biliniyor.
Amacı dile getiriyoruz; köprülerden, otoyollara, dev havaalanı projelerinden konutlara kadar önemli yatırımların İslami finans ürünleriyle finansa edilmesi hedefleniyor.
Titiz bir değerlendirmeyle, kelimeleri seçerek yanıt veriyor Al Rifai. Dünyanın dev ekonomileri arasındaki yerini almak için müthiş bir projeksiyonla yola devam eden Türkiye'nin önündeki fırsatları masaya getiriyor. Sukuktan İslami sermayeye, İslami finansal ürünlerden çağdaş İslami finansa, finansal krizlerden İslami fonlara önemli bir aktör olan, İslami piyasaların ruhunu bilen Tarık Al Rifai, Türkiye'nin boşa harcayacak zamanının olmadığını söylüyor. Yeni yollar bulmaya teşvik ediyor, yeni çözümler yaratma konusunda düşünce fırtınası yaşatıyor. İlk hedefi yakından seçiyor, Orta Doğulu yatırımcılar. Kuvvetli bağların altını çizerek, sempatiyle baktıkları Türkiye'ye yatırıma gelen Orta Doğu'lu yatırımcılara özendirici uygulamaların sunulmasını öneriyor.

Dünya onun peşinde, o bizim konuğumuz
Bir görüş almak, konuk etmek amacıyla dünyanın önemli ajansları, gazeteleri, ünlü televizyonları onun peşinde ancak Tarık Al Rifai Finansgundem.com'a konuk oluyor. Türkiye’nin İslami finans konusunda atılıma hazırlandığı bir dönemde, İslami finans konusunda yaptığı araştırma ve yayınlarıyla otorite olarak bilinen Tarık Al Rifai ile dünyadaki islami Finansı, Türkiye’deki uygulamaları konuşuyoruz.

TÜRKİYE COĞRAFİ KONUMU VE GÜÇLÜ TİCARİ BAĞLARINDAN DOLAYI ÇOK ŞANSLI

-İslami finans Türkiye’de bir süredir hükümetin de gündeminde olan bir konu. İstanbul Finans Merkezi projesinin İslami finans ile daha başarılı olacağına inanılıyor. Ancak yüzde 90’ı Müslüman olan Türkiye’de katılım bankacılığının payı hala yüzde 10’a ulaşmadı.
Öncelikli şunu öğrenmek istiyorum, İstanbul Finans Merkezi Projesi İslami finans ile daha başarılı olabilir mi?
Bir diğer sorum ise yüzde 90’nı Müslüman olan bir ülkede katılım bankacılığı payı neden hala yüzde 6 seviyelerinde?

Tarık Al Rifai: istanbul Finans Merkezi'nin kurulması bence mükemmel bir fikir. Türkiye’nin, bölgede İslami finansmanın büyümesinden yararlanmak için iyi bir konumda olduğuna inanıyorum. Bunu söylerken de, Doğu Avrupa'dan Orta Asya'ya kadar olan alanı kapsadığını söyleyebilirim. Özellikle İslami finans bu bölgede küçük bölünmüş parçalar halinde bulunmakta. Dubai İslami Finans Merkezi'nin Ortadoğu'yu kapsadığı ve Malezya İslami Finans Merkezi'nin Güneydoğu Asya'yı kapsadığı gibi şu anda bunu kapsayan herhangi bir bölgesel İslami finans merkezi bulunmamakta. Ancak Kazakistan, İslami bir finans merkezi haline gelmek istiyor ve geçtiğimiz günlerde güçlü bir hükümet desteği ile Ocak 2018'de resmen başlatacağı Astana Uluslararası Finans Merkezi'ni kurdu.
Bu nedenle, Türkiye coğrafi konumu ve bölgedeki güçlü ticaret bağlarından dolayı oldukça şanslı. İstanbul Finans Merkezi'nin potansiyelini anlamak için ise bölgesel İslam nüfusunun büyüklüğüne bakmak yeterli, rakamlar etkileyici.

KATILIM BANKACILIĞININ BANKACILIK PAZARINDAKİ PAYI YÜZDE 6

-Sadece bizde değil Bahreyn, Katar, Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Kuveyt ve Pakistan’ı kapsayan 9 temel ülkede etkin olan katılım bankacılığı yaklaşık 100 milyon müşteriye erişebiliyor. Oysa bölgesel potansiyel bunun 6 katı olduğu biliniyor. Katılım bankacılığı neden potansiyeli tam olarak kullanamıyor?

Tarık Al Rifai: Katılım bankacılığı, 1980'lerin sonlarından beri Türkiye'de kullanılmakta ve evet, bankacılık pazarının sadece yaklaşık yüzde 6'sına sahip. Fakat, bu cesaret kırıcı olmamalıdır. Orta Doğu'da da İslami bankacılık müşterilerini geliştirmek ve cazip hale getirmek epey zaman aldı. Bugün, Suudi Arabistan'daki İslami bankacılık, bankacılık pazarının yüzde 50'sinden fazlasını, Kuveyt'in yüzde 40'nın, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar'ın ve Bahreyn'in ise yüzde 40'a yakınını kapsamakta.
Türkiye'de katılım bankaları son on yıldır mevduat bankalardan daha hızlı bir şekilde büyümekte ve durmadan mevduat bankalarından pazar payı çalmaktadır. Bu nedenle mevduat bankaları katılım pencerelerini açmaya başladı.

MEVDUAT BANKALARI, KATILIM BANKACILIĞI TEHDİDİNİ FARK ETTİ

-Türkiye’de kamu bankalarının katılım bankacılığına yönelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkemizde İslami finans denilince akla ilk olarak sukuk, tekafül ve murabaha gibi ürün ve hizmetler geliyor.

Tarık Al Rifai: Bana göre bu, mevduat bankalarının, katılım bankalarının kendi işleyişlerine yönelik artan bir tehdit olduğunu fark ettiğinin ve Malezya'daki her mevduat bankasının şimdilerde İslami bir pencereye sahip olması örneğinde görüldüğü gibi, bankaların İslami pencere açarak bu tehdide karşı koymak istediğini gösteren bir işarettir. Bu, elbette genel olarak katılım bankacılığı için iyi olacaktır. Fakat Malezya’da durum biraz farklı, orada sadece iki tane İslami banka bulunmakta, geri kalanlar ise mevduat bankalarının İslami pencereleri veya bankaların sahip olduğu iştiraklerdir. Sonuç olarak, Malezya İslami bankacılıkta zengin, çeşitli ve rekabetli olan bir piyasaya sahiptir.

KONUT PİYASASINI CANLANDIRACAK ÜRÜN

-Ülkemizde İslami finans denilince akla ilk olarak sukuk, tefakül ve murabaha gibi ürün ve hizmetler geliyor. Dünyada en çok kullanılan İslami finans ürünleri nelerdir? Bunların tamamı neden Türkiye’de ürün ve hizmet olarak sunulmamakta? Sizce Türkiye’de olmayan hangi İslami finans ürünü uygulandığında başarılı olur?

Tarık Al Rifai: En yaygın ürünler arasında murabaha (yani maliyet artı finansman) ve ijara (finansal kiralama) bulunmakta.
Her piyasa, müşteri ihtiyaçları ve düzenlemeleri açısından farklıdır. Örneğin sukuk, sukuku düzenleyen kanunları net olarak düzenlenmeden önce önerilmiyor. Örneğin, Kuveyt'in 2016 yılına kadar net bir sukuk yasası yoktu. Diğer pazarların da takaful (İslami sigorta) yasaları henüz yok.
Bugün Türkiye'de bulunan ürünlerin çoğunluğu pazarın ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte. Bununla birlikte, varlığa dayalı menkullerin daha da geliştirilmesi gerekmekte olup, bu durum konut ve ipotek piyasasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu, mevcut katılım bankalarının ev satın almak için sukuk ve ipotek vermeleri anlamına geliyor. Bu bankalar, bu ipotekleri menkul kıymetleştirme veya sukuk yoluyla yatırımcılara satabilirse, bu onların ve piyasanın yararına olacaktır. Bu da, bankaların bilançolarını serbest bırakır ve daha fazla ipotek çıkarılmasına izin verir. Bu, konut piyasasını canlandıracak ve ekstra gelir arayan yatırımcılar için ikincil bir pazar yaratacaktır.

TEKAFÜL BİR FIRSAT PENCERESİDİR

-Çin’in bir süredir gündemde tuttuğu ve Türkiye’nin de desteklediği ‘İpek Yolu Projesi’ çok sayıda İslami ülkeyi kapsıyor. Bu proje katılım bankacılığı ve yeni İslami ürünlerin önünü açabilir mi?

Tarık Al Rifai: Evet, çünkü İpek Yolu Projesi, İslami finans için olgunlaşmış bir pazar olan Orta Asya'yı kapsıyor.

-Dünyada İslami finans için yeni trendler nelerdir?

Tarık Al Rifai: Uzun vadeli tasarruf planlarında büyümeyi öngörüyorum, bireysel emeklilik pazarı keşfedilmemiş bir potansiyel. Ayrıca daha iyi yönetime ihtiyaç duyan ve kaliteli yatırımlar için aç olan, awkaf fonlarında (İslam birikimleri) milyarlarca dolarlık potansiyel var. Bu fonlar yavaş yavaş halka açılmaya başlıyor ve bu eğilim artarak devam edecek. Gördüğüm diğer iki eğilim ise sukuk piyasasında ve takaful'de (islami sigortacılık) büyüme. Takafül, dünya çapında İslami finansın büyümesi için en büyük potansiyele sahip ürün. Fakat; genel olarak sigortacılık sektörü Orta Doğu'da fazla önemsenmemekte ve takafül daha da az pazar payına sahip. Bunu bir fırsat penceresi olarak görüyorum.

TÜRKİYE ORTA DOĞU'LULAR İÇİN DOĞAL BİR YATIRIM PAZARI

-Türkiye’de İslami finans ürünlerinin daha başarılı olması için neler yapılmalı?

Tarık Al Rifai: Piyasanın yüzde 6'sını kapsayan katılım bankacılığı, mevduat bankacılığından daha büyük bir hız ile büyümekte olup, eğer farkındalık yeterli derecede geliştirilebilirse, ürünlerin doğal olarak daha başarılı olacağını düşünüyorum. Tıpkı öteki pazarlarda olduğu gibi.
-İslami fonlar için Türkiye yeni bir Pazar olabilir mi? Bu fonları çekebilmek için neler yapılmalı?
Tarık Al Rifai: Türkiye zaten Orta Doğu'daki yatırımcılar için doğal bir yatırım pazarı. Türkiye ile aralarındaki bağlar oldukça güçlü. Bence Türkiye, bu fırsatı boşa harcamamalı ve bundan yararlanmak için yeni yollar bulmalı. Bunun başında, Türkiye'ye yatırım yapmak için gelen Orta Doğu'lu yatırımcılarına cazip teşvikler sunmak geliyor.

GERÇEK VARLIKLARA DAYALI OLMAYAN YATIRIMLARDAN UZAK DURULMALI

-İslami bankacılık olası finansal krizlerde bir sigorta olabilir mi?

Tarık Al Rifai: İslami bankacılığın finansal krizin önlenmesinde etkili bir çözüm olduğu zaten kanıtlanmıştır. Örneğin, dünyanın önde gelen ekonomistlerinden bazıları, son mali krizler sırasında büyük çaplı kayıpları önlemenin bir yolu olarak ödenmeyen borçların eşitlik durumuna dönüştürülmesini talep ediyorlardı. Borcun sermayeye çevrilmesi İslami bir çözümdür. Bu çözümün İslam ekonomistleri tarafından değil de ABD ekonomistleri tarafından önerilmesi de bir ironidir. Ürünün İslami olarak adlandırılması için de ille de İslam'a bağlı olması gerekmemektedir.
Bir sonraki mali krizler sırasında bize yardımcı olacak İslami finanstan öğreneceğimiz diğer çözümler, spekülatif yatırımlardan ve gerçek varlıklara dayalı olmayan yatırımlardan uzak durmaktır. Açıklamak gerekirse, gerçek değerine sahip olmayan türev araçlara yatırım yapmak, satın alma hisse senetleri marjları (yani hisse satın almak için borç para almak) ve açığa satmak (bunlar ödünç alarak sahip olmadığınız hisse senetlerini satmak) olacaktır. Bunlar sadece birkaç örnektir.

ÖNEMLİ PROJELERE İMZA ATAN BİR OTORİTE

20 yılı aşkın bir süredir İslami bankacılık ve finans sektöründe önemli projelere imza atan Tarık Al Rifai, İslami yatırımlar, özel sermaye ve Sukuk konusunda otorite olarak görülüyor. Euromoney ve İslami finans üzerine The Harvard Forumu gibi prestijli yayınlarda makaleleri yayınlanan Al Rifai’nin, 2015 yılında yayınlanan “İslami Finans ve Yeni Finansal Sistem: Gelecekteki Finansal Krizleri Önlemeye Yönelik Etik Bir Yaklaşım” konulu yazısı dünyanın önemli haber ajansları Bloomberg, Financial Times, Islamic Finance News ve Reuters’ta haber olarak yayınlandı. Ayrıca Bloomberg TV, CNBC Arabia, Sky News Arabia ve Al-Arabiya İş Kanalı'nda konuk olarak geniş yer buldu.

Tarık Al Rifai, şu anda Orta Doğu'yu etkileyen finansal ve ekonomik konularda odaklanan Londra merkezli bir think tank olan Quorum Merkezi Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin kurucusu ve CEO'su.
Dünyanın en büyük İslami finansal kuruluşlarından biri olan Kuveyt'teki Kuveyt Finans Merkezi'ndeki Araştırma ve Yatırımcı İlişkileri Birimi Başkanı olarak görev yaptı. Ayrıca, S & P Dow Jones Endeksleri'nde (Dubai) İslam Endeksleri Genel Direktörü ve Chicago'da kurulu ve 300 milyon dolarlık şeriat uyumlu bir yatırım portföyünü yöneten UIB Capital'in başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Tarık Al Rifai, daha önce New York'taki HSBC Bank'ın İslami Finansman Programı'nın başkan yardımcısı ve müdürü idi. Al Rifai, 1996 yılında İslami fonlarla ilgili araştırmaları izleyen ve yayınlayan ilk kuruluş olan Failaka Danışmanlarını kurdu.

YAZILI KİTAPLAR & YAYINLANMIŞ ÇALIŞMALAR

• İslami Finans ve Yeni Finansal Sistem: Gelecekteki Finansal Krizleri Önlemeye Etik Bir Yaklaşım. Wiley, Birinci Baskı, Nisan 2015: ISBN: 978-1-118-99063-6
• "Sukuk Piyasası Konvansiyonel Tahvilleri Aşmaya Devam Ederken Bir Kayıtta Artıyor", Al-Bayan Gazetesi (Arapça), Aralık 2012
• "Şeriat Uyumlu Endekslerin Evrimi". Çağdaş İslami Finans: Yenilikler, Uygulamalar ve En İyi Uygulamalar. Wiley, Birinci Baskı, 2012: ISBN: 978-1-118-18090-7
• "Geçen Yıl Üzerinde Birden Fazla Yeni İndeks Girişim İslami Yatırım Piyasasına Yeniden Enerji Veriyor", İslami Finans Haberleri, Eylül 2012
• "Sukuk İkilemi: Pazar Cam Tavanına Gelince Ne Olacak?" İslami Finans Haberleri, Ağustos 2012
• "Kalkınma ve Yenilik Yolunda Başarı, İslami Finansın Tüm Sektörlerinde Başarısız Oldu - Piyasadaki Boşluklar Hala Kaldı", Gulf News (İngilizce), Haziran 2012
• İslami Finans Haberleri, Ekim 2011 "İslami Fonlar Büyümek için Asya'ya Bakın"
• "İslami Yatırım Ürünlerinde Yeni Pazar: Konvansiyonel Pazar," Yeni Ufuk, Temmuz-Eylül 2011
• "Özel sermaye, yerel borsalar düşerken parlıyor," İslami Finansman İncelemesi 2006/2007 - Euromoney Yıllıkları, Mayıs 2006
• "2002 İslam Faktörü Analizi, Failaka.com, 5 Mart 2003
• "2001 yılı sonu itibariyle İslam Fonu Endüstrisinin Analizi", New Horizon, Haziran 2002
• "Amerikan Müslümanlar için Bireysel Bankacılık Ürünleri Oluşturma", Beşinci Harvard İslami Finans Forumu, 7 Nisan 2002
• "İslami Yatırım Ürünlerinin Devam Eden Gelişimi", İslami Bankacılık ve Finans 2001 - Kuala Lumpur, 21 Mart 2001
• "İslami Fonlar Kaybolan Bir Yasayı Çalın", Yeni Ufuk, Şubat 2001
• "Çağdaş İslami Finans'da Girişim Sermayesinin Rolü", yazan, Dördüncü Harvard Forum İslami Finans, 1 Ekim 2000
• "İslami Hisse Senedi Fonlarının Değerlendirilmesi", İslami Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, 10 Eylül 2000
• "İslami Hisse Senedi Fonu: Kısa Bir Analiz", İslami Finans Üzerine Üçüncü Harvard Forumu, 1 Ekim 1999
• "Kıyaslama Fonu Performansı: İslami Hisse Senedi Fonlarını İzleme," İslami Yatırım '99 - Londra, 16 Eylül 1999
• "İslami Sermaye Fonu ile Karşılaşılan Gerçekler ve Meydan Okumalar: İslami Bankacılar Noktayı Kaybediyor !," İslami Maliye Üzerine İkinci Harvard Forumu, 10 Ekim 1998

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/al-rifai-turkiye-dogu-avrupadan-orta-asyaya-hakim-olacak/1200684